Paylaş
Türkiye’nin “makul aklı” sonunda harekete geçti.
* * *
Bunun ilk adımı, Başbakan Binali Yıldırım’ın, göreve geldiği gün söylediği şu sözlerdi:
“Dostlarımızı çoğaltıp düşmanımızı azaltacağız...”
Bu sözlerin arkasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da olduğu, kısa süre sonra Rusya Devlet Başkanı Putin’e yazdığı mektupla görüldü.
* * *
Ama bundan da önemlisi, önceki akşam Hatay’da verilen iftarda söylenen sözlerdi. Başbakan Yıldırım önceki akşam Hatay’da, yani Suriye sınırının dibinde şunları söyledi:
“Rusya ile ilişkilerimiz normale dönüyor, İsrail ile ilişkilerimiz normale dönüyor. İnanıyorum ki Suriye’de de bu savaş bitecek, tekrar o güzel günlere geleceğiz. Irak’ta da, Mısır’da da aynıları olacak.”
* * *
Bu cümle, Birinci Dünya Savaşı bozgunundan sonra, Türk diplomasi tarihinin en büyük felaketi olan “stratejik derinlik” safsatasının tarihe gömülmesidir.
* * *
Umarım bu yeni ve makul anlayış, giderek canavarlaşan AK trollerin ve üç-beş saniyelik bir belagat şehvetinin kurbanı olmaz.
* * *
Cumhurbaşkanı’nı da, Başbakan’ı da bu yapıcı adımlarında gönülden destekliyorum.
SAYIN BAŞBAKAN BU ÜST AKLIN İNİNE GİRME ZAMANI DA GELDİ
BAŞBAKAN Binali Yıldırım Hatay konuşmasında çok güzel mesajlar veriyor ama bir nokta var ki...
Oraya gelince o serinkanlı siyasetçi bile AK trollerin şerrinden kurtulmak için araya birkaç laf sıkıştırma ihtiyacı duyuyor.
Mesela diyor ki...
“Bir kez daha görüldü ki, terörün dini yok, milleti yok, kutsalı yok. Onlar öldürmeye ayarlanmış makineler. Onların bir üst aklı var. Onların efendileri var.”
Sayın Başbakan...
Ne olur bu 20’nci yüzyıldaki biz solcuların her şeyi görünmeyen “emperyalistlere” bağlama merakının, 21’inci yüzyıldaki AK trol versiyonu olan “üst akıl” lafına itibar etmeyin...
Bir düşünün... Şu Ortadoğu sefaletinde Suriyeli, Iraklı, Mısırlı, Yemenli, Libyalı Müslüman Arap’ın hiç mi kabahati yok...
Bizim İsrail, Rusya, Suriye, Kürt, Mısır politikalarımızın sefaletinin hiç mi payı yok...
Yoktu da niye özür diliyoruz...
İnanın siz “Üst akıl” dedikçe ben hem kendi aklıma, hem de sizin aklınıza hakaret edildiğini hissediyorum.
Siz mühendissiniz...
Hesap kitap insanısınız...
Hiç olmazsa siz itibar etmeyin bu hurafeye...
BU RESME BAKIP ‘SEN SAPIKSIN’ DİYORLAR AMA BEN ÖYLE DÜŞÜNMÜYORUM
ÖNCEKİ akşam D Smart’ta Robert Rodriguez ve Frank Miller’ın birlikte yönettiği harika “Sin City” (Günah Şehri) filmlerinin ikincisine rastladım.
Abartmıyorum, daha önce en az 10 kere seyretmiştim. Haydii... Bir kere daha takıldım... Tabii filmin bir de konuk yönetmeni var.
Quentin Tarantino...
Bu üç çizgi roman hastası bir araya gelince tabii ki duramıyorum.
Tıpkı “Kill Bill” ve “Pulp Fiction” filmleri gibi... Bazıları, seyrettiğim filmlere ve sevdiğim karanlık kahramanlara bakıp “Sen sapıksın” diyor ama ben öyle düşünmüyorum.
21’İNCİ YÜZYIL KADINLAR YÜZYILI OLACAK DİYEN ADAM ÖLDÜ
“Gelecek Şoku” 1970’li yıllarımıza damgasını vuran kitaplardan biriydi... Geçmişe takılı kalkış Marksist ruhumuzda bir delik açmış, bu delik geleceğin penceresi haline gelmişti.
1980’li yıllarımıza ise “Üçüncü Dalga” kitabı damgasını vurdu.
Ben iletişim dersi okutuyordum ve o iletişim devrimini anlatıyordu.
Ama bir de şunu söylüyordu:“21’inci yüzyıl kadınların çağı olacaktır...”
Bence de...
Alvin Toffler gazeteci olarak da meslektaşımdı. Çok sevdiğim, her sayısını merakla okuduğum Fortune dergisinin eski editörlerinden biriydi.
Önemli bir düşünürü, bir gazeteciyi kaybettik.
BU GENÇ ADAMA VE BLUTV’YE DİKKAT
ADINI biraz tereddütle yazıyorum.
Aydın Doğan Yalçındağ...
Yani Aydın Doğan’ın torunu...
Ama biliyorum onu böyle tanıtınca haksızlık ediyorum.
Çünkü bazıları çıkıp hemen “Dedesinin sayesinde” diyecek...
Lütfen YouTube’a girin, Media 2016 zirvesinde yaptığı konuşmayı izleyin...
Silikon Vadisi’nin genç bir adamı konuşuyor...
Şu an Doğan Grubu’nun BluTV adlı dijital kanalının başında...
Bir tür Türk Netflix’ini oluşturmaya çalışıyor ve bayağı mesafe kat etti.
Müzik gibi video ve görüntüde de geleceğin “streaming” yani paylaşım olduğunun farkında.
BluTV henüz deneme aşamasında ama şimdiden ilgiyi çekmiş durumda.
Ben müzikte nasıl Spotify’ı izliyorsam, görüntülü paylaşımda da BluTV’ci oldum...
Sanmayın ki arkasına “Al oğlum eğlen” diye konmuş büyük bir sermaye var...
Hayır...
Kendi tırnaklarıyla yapıyor...
Bir garaj çocuğu gibi...
Yani Doğan Grubu’nun tepesinden değil, bodrumundan işe girmiş...
BluTV’nin adını sık sık duyacaksınız.
BUGÜN İNADINA EROL EVGİN DİNLEYECEĞİM
AYIP yahu... Bizim, hepimizin paraları ile yaşayan TRT, Erol Evgin’in şarkılarını çalmayı yasaklamış... TRT’nin genlerinde var bu devlet yasakçılığı...
Kimleri yasaklamadı ki...
Ama ne oldu, onun yasakladıklarını halk gönlüne, kalbine aldı... Bugün pazar ve inadına Erol Evgin dinleyeceğim...
TRT’nin yasakçı kafaları şunu bilin ki...
Siz kaybolup gideceksiniz...
Erol Evgin söylemeye, bu millet de dinlemeye devam edecek... Yani o size “Aldım başımı gidiyorum” diyecek, bizse onun gitmesine asla izin vermeyeceğiz...
KEYİFLİ PAZAR İÇİN YENİ MÜZİK
BETTY WHO: “I Love You Always Forever” Şarkının yeni bir cover’ı...
Ritim çok iyi.
AMIR: “J’ai cherche”. Fransa listelerinden yeni bir şarkı.
IZZY BIZU: “Sweat”.
AMERICAN AUTHORS: “This is What You came For”. Soft rock sevenlere.
THE TEMPER TRAP: “Thick As Thieves” 1990’ların post punk’ı tadında bir rock.
Paylaş