Paylaş
Neyi, hangi duygunuzu paylaşacaksınız ki...
***
- Gönülden desteklediğiniz milli bir olayda, araya küçücük bir “ama” kelimesi sıkıştırmaya kalktığınızda, bu trol ordusu tarafından anında vatan haini ilan ediliyorsanız...
Yarım kalmış hangi duygunuzu açıklamaya hevesiniz kalır ki...
***
- Gönlünüz, yüreğiniz, kalbiniz sınırın ötesinde çarpışan aslanlarınız için atarken, “Aman şuna dikkat” gibi en samimi uyarınızı bile yaptığınızda, sosyal medyanın, kendi kendini vatan bekçisi ilan etmiş Talibanlarının tehditlerine, küfürlerine, baskılarına hedef oluyorsanız...
Nereye ne yazacaksınız ki...
***
- Önüne gelene “vatan haini” damgasını vurma hakkını sadece kendine verilmiş bir imtiyaz gibi gören sosyal medya çeteleri ülkeyi bir ucundan ötekine basmışsa eğer...
Sezen Aksu ne yapsın...
***
Kapatır sosyal medya dükkânını...
Çekilir köşesine...
Küser ve gider...
***
Sizse istediğiniz kadar haykırın...
“Durun bir tek Sezenimiz var” diye canhıraş şekilde feryat edin...
Neye yarar...
***
Ne yapalım... Alın yazımızmış der...
Bir kenarda durursunuz...
MUAZZEZ ABACI’NIN SEZEN ŞARKILARINI BEKLİYORUM
EGE’de enginar mevsimi başladı...
Bebek enginar dolmaları Urla masalarına geldi...
Bir de Muazzez Abacı’nın bugün çıkacak olan ‘Sezen’imin Şarkıları’ masama geldi mi...
Bas bas bağıracağım...
Çocukluğumun can erik zamanı, çağla bademi mevsimi geldi...
Bir de diyeceğim ki...
Üzme kendini Sezenciğim...
Bu ülkede bugüne kadar kimse sana zorla bir şey yaptıramadı...
Kendi içinden gelen şeylerle bizlere öyle bir müzik verdin ki...
Türkiyemizin, vatan sevgimizin en güzel fon müziği oldu o şarkılar...
İyi ki varsın sevgili arkadaşım.... İyi ki, iyi ki, iyi ki varsın....
Ve ben... Şu can şu bedenden çıkıncaya kadar da hep o şarkıları dinlemeye devam edeceğim...
60’LI YILLARDA 20’LİKLER 20’Lİ YILLARDA 60’LIKLAR
ÖNÜMÜZDEKİ pazar günü Beatles’ın “Please Please Me” şarkısının çıkışının tam 55’inci yılı olacak...
Lise ikinci sınıf öğrencisiydim ve bu grubun o günlerde İzmirli bir çocuk olarak bende yarattığı depremi hâlâ unutmadım.
Önceki akşam Netflix’te harika bir Beatles belgeseli izledim.
Adı “How Beatles Changed The World” (Beatles dünyayı nasıl değiştirdi)...
Birliktelikleri sadece 7 yıl sürmüş 4 genç insanın, 20’nci yüzyılda nasıl bir devrim yaptığını, bugüne kadar bu kadar güzel anlatan bir belgesel seyretmedim...
Yaptıkları müziğin ve plakların milyonlarca sattığı ve bunun nimetlerini daha yıllarca yiyebilecekleri bir günde, nasıl radikal bir arayışa girme riskini aldıkları... O günün siyasetini, modasını, sinema anlayışını, etkilediklerini bir kere daha seyrettim...
1960’lı yıllarda dünyayı 20’li yaşlarındaki çocuklar değiştiriyordu...
Ne yazık ki şimdi, 21’inci yüzyılın ilk 20 yılında, 50’likler, 60’lıklar, 70’likler başarmış 20’lik çocukları dövüp yok etmeye uğraşıyor.
Ve bu 50 üstü kuşak dünyayı berbat ediyor...
SAĞOLASIN CENGİZ, NİŞANTAŞI VE CİHANGİR’İ KURTARDIN
CİHANGİR ve Nişantaşı’nda yaşayanlar...
Boğaz’da oturanlar...
Hepinizin Cengiz Semercioğlu’na bir teşekkür borcunuz var...
Hani Arif Sağ, “Sosyete, elit ve seçkinler ölülerine ağlamaz. Parayla adam tutar onları ağlatır” demişti ya...
Bu ülkede, solcusu sağcısı her popülist, “sosyete” dediğinde, “elit”, “seçkin” dediğinde akla kim gelir, kim kastedilirdi...
Siz değil mi...
Yani ölünüze bile ağlamayan vicdansız, ruhsuz insanlardınız ya... Ben buna itiraz edince, Arif Sağ kimi kastettiğini pazar günü Cengiz’e açıkladı.
Meğer “seçkin”, “elit” “sosyete” dediği insanlar, köy ağalarıymış...
Köylülermiş yani, ölülerine kendileri ağlamayıp başkalarını ağlatanlar...
Ey Cihangir, ey Nişantaşı, ey Boğaz sakinleri...
Benim ve Cengiz’in sayesinde büyük töhmetten kurtuldunuz... Ölümüze ağlatanlar belli oldu...
Bir de canlımızı ağlatanların kim olduğunu bulabilirsek... Bu ülkenin seçkin, elit ve sosyete sorunu kalmayacak...
SARMAŞ DOLAŞ FOTOĞRAF TACİZ OLMADIĞINA DELİL MİDİR
HAFTA sonu nur topu gibi bir tartışma konumuz oldu... Kill Bill ve Pulp Fiction filmlerinin harika oyuncusu Uma Thurman New York Times’a konuştu ve filmlerin yapımcısı Harvey Weinstein’ın Londra ve Paris’te otel odalarında kendisine nasıl tacizde bulunduğunu, hatta tecavüz etmeye kalktığını ayrıntıları ile anlattı.
Weinstein de kendini savunmak için New York Times’a o yıllarda ve sonraları birlikte çektirdikleri 7 fotoğraf gönderdi.
Sosyal ortamlarda çekilmiş fotoğraflar bunlar...
Bir insanın böyle bir ortamda olay çıkarmak istememesi normal...
Yine de bu fotoğrafların hukukta ilginç bir tartışmayı başlatacağını sanıyorum.
Yani yeni bir “American Crime Story” başlıyor...
Bu sitcom’u hep birlikte izleyeceğiz...
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş