Paylaş
Üstelik dizi, Osmanlı’nın kuruluş ve dirilişini anlatan, “Diriliş Ertuğrul”un “Ertuğrul”u...
Yani Türk milletinin ortak tarihinin en büyük başarı hikâyesini başlatan insan...
Vatanseverliğinden zerre kadar şüphelenemeyiz.
Bakıyoruz...
Eşi, çocuğunun doğumunu Amerika Birleşik Devletleri’nin Los Angeles şehrinde yapıyor ve oranın vatandaşlık hakkını elde ediyor.
Söğüt-Los Angeles 11 bin km...
Öteki bu ülkede “varlıklı” denince hâlâ ilk akla gelen iki isimden biri...
Sabancı...
Türkiye’nin medar-ı iftiharı bir sanayici aile...
Yaptıkları yatırımlarla, sağladıkları istihdamla, verdikleri vergilerle vatandaşlık görevlerini hep yapmışlar, bu ülkeye olan bağlılık ve sevgilerini hep göstermişler.
Aile holdinginin başındaki üyesi daha iki ay önce, ekonomik krizin tam ortasında “Biz bu ülkeye güveniyoruz, alınan önlemleri destekliyoruz” diye açıklama yapmış.
Şimdi öğreniyoruz ki...
Sabancı ailesinin bir bölümü neredeyse toplu halde Malta vatandaşlığı almış...
Söğüt-Malta 2 bin 140 km.
Şimdi neredeyse bir linç havası... Hem o tarafta hem bu tarafta bu insanlara vuran vurana...
Birine “Vay efendim bu ne Türkçülük, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu”...
Ötekilere, dışarıdan iki ev alana, dışarıda şirket alana “Vay efendim kaçıyorlar” muamelesi...
İkinci bir ülke vatandaşlığı alana neredeyse “vatan haini” damgası...
Ne oluyoruz yahu...
Bırakın bu insanlara insafsızca vurmayı.
Onun yerine, neden bu normal şeyler için bile “Bu ülkeden kaçıyorlar” yorumu yapılıyor, ona bakalım.
SAYIN BAKAN İZNİNİZLE DIŞARIDAN AHKÂM KESECEĞİM
ADALET Bakanlığı önümüzdeki beş yıl için bir reform planı hazırlıyor.
Aldığım duyumlar doğruysa, Adalet Bakanı, siyasi görüşleri aşan, geniş ve herkesi içine alan bir danışma mekanizması oluşturmaya çalışıyormuş.
Doğru da yapıyor...
Kulağıma gelen şikâyetler şunlar:
Ergenekon-Silivri kumpası ve FETÖ terör örgütünün yargıdaki çeteleşmesi yargı sistemimize olan güveni sandığımızdan bile çok sarstı.
FETÖ’yle mücadelede yapılan bazı yanlışlar bu duyguyu kuvvetlendirdi.
Savcı ve hâkim alımlarındaki sınav sistemi güven vermiyor. Adalette kadrolaşma izlenimi giderilemedi.
Savcı ve hâkimlerin siyasi demeçlerden çok etkilendiği havası hâlâ hâkim.
Tapu, vatandaşla devlet arasındaki en önemli güven mekanizmasıdır. Mahkemelerin çok kolay el koyma ve kayyım atama kararları alması bu güven duygusunu sarsıyor.
Adalet reformu sadece kâğıt üzerine yapılacak bir şey değil. Devletle vatandaş arasındaki bu güven ilişkisinin kurulması için yargıyla ilgili bu psikolojiyi dağıtacak adımlar da atılmalı.
TÜRBAN AZALIRKEN BAŞÖRTÜSÜ, DİNDARLIK AZALIRKEN İNANÇ YÜKSELİYORSA NE ANLAMA GELİR
Konda’nın son 10 yılda Türk toplumundaki eğilimlerin değişmesi araştırmasının ortaya koyduğu şu tabloya bakalım.
Son 10 yılda...
“İnançlıyım” diyenlerin oranı yüzde 31’den yüzde 34’e çıkmış...
Amaaa....
“Dindarım” diyen insanların oranı yüzde 55’ten yüzde 51’e, “Düzenli oruç tutarım” diyenlerin oranı yüzde 77’den yüzde 63’e düşmüş.
Son 10 yılda...
“Muhafazakârım” diyenlerin oranı yüzde 37’den yüzde 45’e çıkmış...
Amaaa...
“Sofuyum” diyenlerin oranı yüzde 13’ten yüzde 10’a inmiş.
Son 10 yılda...
Başörtüsü takanların oranı yüzde 52’den yüzde 53’e çıkmış...
Amaaa...
“Türban takıyorum” diyenlerin oranı yüzde 13’ten yüzde 9’a düşmüş...
Veee... Böyle bir ortamda “Ateistim” diyebilenlerin oranı da yüzde 1’den yüzde 3’e çıkmış...
Benim naçizane yorumum şu:
Bütün dünyada din siyasallaştıkça... İnsanlar “din” ve “dindarlık” kelimesinden uzaklaşıyor... Ayrıca dinin gerekleri olan “oruç”, “türban”, dindarlığın en uç noktası olan “sofuluk” gibi kavramlar kaybediyor.
Daha modern kavramlar olan “muhafazakârlık” ve “inanç” gibi kelimeler yükseliyor...
MARS’IN SAHİBİ KORE’DE BİRİNCİLİĞİ KAPTIRDI
VARIETY dergisi dün sabah itibariyle bir de Kore sinema pazarındaki dramatik bir değişikliği duyurdu. Kore, nüfusa göre sinemaya giden insan sayısı bakımından dünya lideri.
2018’de, satılan bilet sayısı 220 milyondan 216 milyona düştü ama elde edilen gelir yüzde 3 arttı.
Ancak Kore’deki en önemli gelişme, ülkenin en büyük dağıtımcısı şirketin 15 yıl sonra pazar liderliğini kaptırması oldu.
Türkiye’deki Mars sinema salonlarının da sahibi olan CJ Entertainment pazardaki liderliği Lotte Cultureworks şirketine kaptırdı.
CJ Entertainment yılı üçüncü sırada kapattı.
ÇÖP TENEKESİ KAHRAMANIM SİNEMADA REKOR KIRIYOR
SİNEMA sanayisinin en ünlü dergisi Variety dün sabah Amerikan sinema sanayisine ait çok ilginç rakamlar açıkladı. Amerikan sinema sanayisi 2018’de tarihinin bütün rekorlarını kırdı.
Gösterime çıkan filmler Kuzey Amerika’da 11.9 milyar dolar gelir elde etti. Bütün dünyadaki gelirleri ise 41.7 milyar dolar oldu.
Şimdi sıkı durun...
Bütün bu gelirin yüzde 20’sini, yani beşte birini tek başına Disney aldı.
Disney’in geliri 7.33 milyar dolar...
Bu neyin zaferi biliyor musunuz?
Benim çocukluğumda İzmir’de Amerikalıların çöp tenekelerinden topladığım “Marvel” çizgi romanlarının karakterlerinin zaferi...
‘Demir Adam’ın, ‘Hulk’ın, ‘Yüzbaşı Amerika’nın, ‘Nataşa Romanov’un, ‘Thor’un, ‘Kara Panter’in...
Yani son 15 yılda sinemanın keşfettiği, benim çocukluk kahramanlarımın zaferi...
Bunu kendi “çocukluğumun hayal dünyasının zaferi” olarak kutluyorum.
Paylaş