Paylaş
Henüz 26 yaşındayken, Balmain gibi dev bir dünya markasının yaratıcı direktörü oldu.
*
Ama daha öncesi de var...
Henüz 18 yaşındayken İtalya’da Roberto Cavalli ile çalıştı ve yaratıcı direktörlüğe getirildi.
İlgiyle izlediğim ve çok beğendiğim bir tasarımcı.
Balmain gibi eskimiş, klasikleşmiş bir markayı yeniden tarif ederek müthiş şekilde 21’inci yüzyıla taşıyor.
*
Önceki gece bir streaming kanalında onun hayatının bir bölümünü anlatan “Wonder Boy” adlı belgeseli seyrettim.
Roustaing, 1 yaşındayken Bordeaux’da bir çift tarafından evlat edinilmiş.
Şimdi biyolojik anne ve babasını arıyor.
Çok ilginçtir onu evlat edinip yetiştiren anne ve babası da ona yardımcı oluyor.
*
Fransa’da bu tür biyolojik kökenleri arayan bir kuruluş varmış.
Onlar annesini ve babasını bulmuşlar ama ona ismini vermiyor.
Çünkü biyolojik ebeveynlerin iznini almaları gerekiyormuş.
Ama onlara mektup yazma hakkı var...
*
Belgesel “Wonder Boy”un biyolojik annesine yazdığı mektuptaki şu cümleyle sona eriyor...
“Beni bu güzel dünyaya getirdiğiniz için size teşekkür ediyorum... Beni yetimhaneye bıraktınız ama onun sayesinde öyle harika bir anne ve babaya kavuştum ki, onun için de size teşekkür ediyorum...”
SAAT KAYIŞI İKİ DELİK ATAN OBEZ LİDERİN KİLO KAYBI NEDEN MİLLİ MATEME DÖNÜŞTÜ
HER şey ülkenin tek adamının kolundaki saat kayışının iki delik atmasının fark edilmesiyle başladı. Ülkenin milli başkanı eriyor muydu?
Dört hafta ortadan kaybolduktan sonra yeniden ortaya çıktığında sanki biraz süzülmüştü...
Obez milli başkan neden kilo veriyordu?
Hasta mıydı...
Yoksa diyet mi yapıyordu.
*
Kuzey Kore halkı aniden milli liderlerinin sağlığı için ağlamaya başladı.
Hayatım boyunca çok diktatör gördüm. Hepsi zulmüyle halkını fena halde ağlatmıştı ama kilo kaybettiği için ağlatanını hiç görmemiştim.
Neyse milli ve yerli diktatör, neticede halkının bu duygusal tepkisini müthiş bir propagandaya çevirmeyi başardı.
Kuzey Kore’de pandemi nedeniyle yiyecek sıkıntısı çekiliyordu.
Milli lider de halkının çektiği bu sıkıntıları paylaşmak için fazla yemediği için zayıflamıştı...
*
Obez lider o kiloya inebilir mi bilemem ama benim tezim daha hınzırca... Kuzey Kore obez liderinin sağlığı pek iyi değildi.
Şimdi diyet yaparak tekrar sağlığına kavuşacağı ve daha nice yıllar başlarında diktatör olarak kalacağı endişesiyle yas tutuyor olabilirler...
*
Saat kayışında iki delik... Lider için küçük, mazlum bir halk için büyük kayıp...
MİLLİ LİDERİN SAAT KAYIŞINDAKİ HER DELİK KAÇ KİLOYA DENK GELİR
AMERİKA’da bir araştırma Kuzey Kore’deki diktatörlükten kaçan erkek mültecilerin ortalama ağırlığının 52 kilo olduğunu ortaya koymuş.
Adamlar zulümden resmen iğne ipliğe dönmüşler yani...
Google’da bir arama yaptım.
Saat kayışı ile ilgili bir veri yok ama bel kemeri ile ilgili var.
Erkek bel kemerlerindeki deliklerin arasındaki mesafe 2.24 cm imiş.
Osman Hoca’yı arayıp bilgi aldım.
İki delik arasındaki kilo farkı, bünyeye göre 2.5 ila 5 kiloymuş.
Milli liderin üniformasının altındaki bel kemerini hiç göremediğimiz için kilo kaybı konusunda bir fikir edinemedim.
Osman Hoca, saat kayışlarındaki delik ile kilo arasında bir bağıntı konusunda elinde bir veri bulunmadığını söylüyor.
Kuzey Korelilere, milli liderin belindeki kemeri göremiyorlarsa boynuna bakmalarını tavsiye ediyor.
Genel olarak diktatörlerin boynu ve özellikle ensesi kalın olur.
Yani gömlek yakasında bir küçülme varsa...
Maazallah lider eriyor anlamına gelebilir...
Ama bunun iyi haber mi kötü haber mi olduğuna ben buradan karar veremem...
BRAVO GALATASARAY, O KAFAYA VERİLECEK CEVAP İŞTE TAM BUDUR
BÜTÜN dünyanın bazı sözde futbol yorumcuları...
Kendiniz için şu hazin sona hazır olun...
Futbol değişiyor... Futbolcu değişiyor... Kulüpler değişiyor...
LGBT gününde “Pride” tişörtü giyen Galatasaraylı futbolcu Taylan Antalyalı ne yaptı?
Bugün İngiltere Premier League’de, Amerikan NBA liginde bir oyuncu insan hakları için ne yaptıysa onu yaptı...
Birtakım güya yorumcu konuşan kafalar, bu futbolcumuzun artık milli takıma bile alınmamasını isteyecek kadar pervasızlaştılar...
Aslında Türkiye’de ve Avrupa’da sizleri artık futbol sahalarına, televizyon stüdyolarına sokmamak lazım...
Bir Fenerbahçeli olarak futbolcusuna sahip çıkan Galatasaray kulübünü gönülden kutluyorum...
Avrupa şampiyonluğunu kazanan kulübümüz, gerçek bir Avrupa takımı olduğunu bir kere daha gösterdi...
Helal olsun size...
Paylaş