Sizce bizi biz yapan filmler hangileridir

Adı “Movies That Made Us”...

Ben şöyle Türkçeye çevirdim:

“Bizi Biz Yapan Filmler...”

*

Baktım 4 bölümde 4 filmin hikâyesini anlatmışlar.

“Dirty Dancing” (İlk Aşk, İlk Dans), “Home Alone” (Evde Tek Başına), “Ghostbusters” (Hayalet Avcıları) ve “Die Hard” (Zor Ölüm).

Belli ki 1980’lerden sonrasını değerlendirmeye alan bir dizi olmuş.

Yani bunlar için “Amerika’yı Amerika yapan birkaç film” demek daha doğru.

*

Bu filmlerin fikir olarak nasıl doğduğunu, nasıl geliştiğini, senaryolarının nasıl yazıldığını, yönetmen ve oyuncularının nasıl belirlendiğini çok güzel anlatıyor.

İlgiyle izledim.

Özellikle de bugüne kadar defalarca seyrettiğim “Evde Tek Başına” ve “Zor Ölüm”e ait iki bölüm çok ilgimi çekti.

*

Tabii izlerken ister istemez aynı dönem için “Bizi biz yapan filmler”i düşündüm.

Bakın bana göre “Beni ‘biz’ yapan” 10 film hangileriydi.

ORADA ‘EVDE TEK BAŞINA’ İSE BURADA DA ‘HABABAM SINIFI’

BİR: Banko...

Orada “Evde Tek Başına” ise...

Burada “Hababam Sınıfı”

Eğitimdeki komik hallerimiz...

*

İKİ: Banko...

Orada “İlk Aşk, İlk Dans” ise...

Burada farklı olarak...

“Babam ve Oğlum”

Aile bağlarımızdaki hoş ve hüzünlü hallerimiz..

*

ÜÇ: Banko...

Orada “Hayalet Avcıları” ise...

Burada farklı olarak...

“Aile Arasında”

Evlilik sırasındaki komik hallerimiz...

*

DÖRT: Banko...

Orada “Zor Ölüm” ise...

Burada farklı olarak...

“Organize İşler”

Ufak tefek üçkâğıtçı hallerimiz...

HERHALDE BİRİSİ ADALET REFORMUNU HATIRLATTI

O Hasan Cemal ki...

12 Mart ara rejiminde, hem de Devrim gazetesini çıkaran kadro içinde olduğu günlerde kaçıp gitmemiş...

12 Eylül askeri rejiminin en kara günlerinde, hem de Cumhuriyet gazetesinin yönetici kadrosundayken böyle bir şey yapmamış...

28 Şubat iddianamelerinin hazırlandığı günlerde, her gün bir köşede gammazlık üstüne gammazlık yapılırken gidip de gelmemezlik etmemiş...

Ahmet Altan’lar, Nazlı Ilıcak’lar, Şahin Alpay’lar, Osman Kavala’lar patır patır hapse atılırken...

Kendi hakkında şunca yıla kadar davalar açılmışken, sık sık yurtdışına gitmiş, her defasında dönmüş...

Bugün mü gidip de geri dönmeyecek...

*

Yani...

Adalet Bakanı’nın reform paketini hazırlayıp savunduğu...

Cumhurbaşkanı’nın, Külliye’de bizzat üstüne basa basa, basın özgürlüklerini vurgulaya vurgulaya, daha özgür bir Türkiye vaat ederek açıkladığı...

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu reform kanununu kabul ettiği, Cumhurbaşkanı’nın da onaylayarak yürürlüğe soktuğu şu günlerde mi gidip de dönmeyecek diye başlamıştım yazıma.

Herhalde makul bazı insanlar bu çıkış yasağını alanlara bunları hatırlattı.

Ve bu saçma karar kaldırıldı.

4’E SIĞDIRAMADIM: BENİ ‘BİZ’ YAPAN 6 FİLM DAHA

BEŞ: “Her Şey Çok Güzel Olacak”

Arkadaşlık ve yolculuktaki komik hallerimiz...

*

ALTI: “Arif V 216”

Yakın geçmişteki nostaljik magazinel hallerimiz...

*

YEDİ: “Züğürt Ağa”

Köyden şehre göçteki komik hallerimiz...

*

SEKİZ “Beynelmilel”

Darbeler sırasındaki komik hallerimiz...

*

DOKUZ: “Kaybedenler Kulübü”

Kadıköy yakasındaki en komik bunalım hallerimiz...

*

ON: “İftarlık Gazoz”

Ramazan sırasındaki eğlenceli hallerimiz...

İMAM HATİPLİLER ‘JOKER’Cİ Mİ YOKSA ‘MUCİZE DOKTOR’CU MU

NECMETTİN Erbakan Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü’nden bir öğretim üyesi, Fatma Özturhan ilginç bir yüksek lisans tezi yapmış.

Konusu şu: “İmam hatip lisesi öğrencilerinin Güney Kore dizileri izleme durumları ve dizilerin etkileri...”

Tezi bulup okuyamadım ama çok merak ettim. O yaşlardaki çocukların asıl büyük ilgileri Marvel ve DC Comics filmleri ile süper kahramanlar.

Niye onlar değil de özellikle Güney Kore dizilerini incelemiş.

KARTAL İMAM HATİPLİLER ACABA ‘PARAZİT’İ SEVDİ Mİ

BİR de şunu merak ettim.

Ahmet Hakan, Kartal İmam Hatip için “Muhafazakâr kesimin Galatasaray Lisesi’dir” demişti...

Son günlerin en gözde filmlerinden biri Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho’nun “Parazit” Cannes Festivali’nde en büyük ödülü kazandı. Dünyada 114 milyon dolar gişe yaptı.

Ben İzmir Namık Kemal Lisesi mezunuyum ve “Parazit” filmini çok sevdim.

Acaba Kartal İmam Hatip öğrencileri bu Güney Kore filmi hakkında ne düşünüyordur?

KAZ YEMEĞİNİ KİM Mİ SIZDIRDI? TAHMİNİM ŞU

FOTOĞRAFLARI tek tek inceledim.  �

Melih Gökçek şarap içildi demiş, oysa su içmişler.

Melih Gökçek şatafatlı sofra diyor, oysa bir belediye iftar sofrasından farkı yok...

Ayrıca İmamoğlu ile Kaftancıoğlu söylendiği gibi hiç de öyle kavgalı görünmüyor.

Görünen tek sorunun masa düzeninin çok resmi ve kuru olması, bir de başkanın biraz kilo almış gibi görünmesi...

Bu durumda yemeği iki kişi sızdırmış olabilir:

Zaten zor durumda olan Melih Gökçek’i “daha da zor duruma düşürmek isteyen bir AKP’li”...

Veya başkanın kadınları etkilemesini kıskanan bir CHP’li...