Paylaş
Bu demektir ki içinde parasını devletten alan yüzlerce insan çalışıyor...
* * *
Kabul edelim, orası hâlâ bu ülkedeki en önemli “güç merkezi...”
Sandık, başkanlık sistemine kesin ret cevabı verdi, ama ülkenin hariciyesi, maliyesi, polisi, yargısı, MİT’i, bir gözüyle hâlâ oraya bakıyor...
Böylesine azametli bir güç...
* * *
Ama bir de bu azameti savunan kişilerin, onun adına dijital mermi sıkan trollerin pespayeliğine bakıyorum...
Güleyim mi, ağlayayım mı... Karar veremiyorum...
* * *
“Zavallılar” desem, hafifletici bir neden arıyormuşum gibi hissedeceğim kendimi...
“Aptal” desem hakaret olacak, bana yakışmaz...
* * *
Bunlar şuursuz...
Evet şuursuz bir menfaat çetesi bu...
Rızkını aptallıktan, ekmeğini gaddarlıktan çıkaran bir mahalle mafyası var karşımızda.
* * *
Suruç olayından beri, televizyona çıkıp, can havliyle Cumhurbaşkanı’nı savunmaya çalışan kişileri içim burkularak izliyorum.
Öyle idraksizler ki, Cumhurbaşkanı’nı savunduklarını zannediyorlar.
Hayır, yerin dibine batırıyorlar... O kadar şuursuzlar ki, Cumhurbaşkanı’nın aleyhine konuştuklarının, onun kuyusunu kazdıklarının bile farkında değiller.
* * *
Hiçbir fikri tutarlılıkları yok...
Konuşmayı bilmiyorlar...
Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı Obama ile
konuşuyor, İncirlik
pazarlığı yapıyor, bu şuursuz efrat ise bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı, her akşam televizyon kameralarından Amerika’nın düşmanı ilan ediyorlar.
* * *
PKK’yı yerin dibine vurduklarını sanıyorlar, farkında değiller, IŞİD savunması yapıyorlar.
* * *
Bir kere daha anladık ki, o laf çok doğruymuş...
İnsanın akılsız dostu olacağına, akıllı düşmanı olsun... Çok daha iyiymiş...
Koskoca Cumhurbaşkanı’nın dostu olarak kala kala Şems Ethem gibi, platonik aşktan başı dönmüş bir meczup ve onun ciğeri beş para etmez hempaları kalmışsa...
Vah, o külliyenin haline...
NOT: Yazıda ‘Meczup’ kelimesini sözlükteki şu anlamında kullandım: “Aşkla kendinden geçmiş kimse”.
Saray’ın entelektüel müdafaa hattı çöktü
BAKIYORUM ve kendi kendi kendime soruyorum.
Nerede o 2002 ile 2007 dönemindeki vizyonlu, dünyayı etkileyen lider...
Nerede, onu savunan entelektüel donanımı güçlü, fikri yapıları tutarlı, şuurlu aydın takımı...
Hasan Cemal’ler, Cengiz Çandar’lar, Şahin Alpay’lar, Ali Bayramoğlu’lar, Atilla Yayla’lar, Mustafa Karaalioğulları’lar, Fehmi Koru’lar, Nihal Bengisu Karaca’lar, Ayşe Böhürler’ler, Sibel Eraslan’lar, Mümtazer Türköne’ler, Soli Özel’ler, Hasan Bülent Kahraman’lar, Ahmet İnsel’ler, Mehmet ve Ahmet Altan’lar...
Bir bugün çevreyi kuşatan çapsız şahıslara bakıyorum...
Aşktan gözünün feri kaçmış sakallı meczubun kendine ve tayfasına...
Evet, orada hâlâ gücü temsil eden bir külliye var...
İster kızalım, ister gizli hayranlık duyalım, orada hâlâ siyaseti iyi bilen, liderlik kumaşı sağlam bir siyasetçi oturuyor.
Yani şu kendi kendine meydana atılan Şems Ethem ve şuursuz, lümpen, saldırgan, seviyesiz, iftiracı, yalancı, gaddar çetesiyle mi Erdoğan savunulacak ve yeniden vizyon sahibi dünya lideri haline getirilecek...
Öcalan’ın şuursuzları da Şems ve hempalarından farklı değil
Gencecik, masum bir çocuğu, sırf asker diye kalleşçe pusuya düşüreceksin...
Katledeceksin...
* * *
Gencecik 2 polisi evinde, birini yolda kalleşçe basacak, tam bir Ortadoğu pusuculuğu ve gaddarlığı ile öldüreceksin...
* * *
Sonra çıkıp bunu üstleneceksin...
* * *
Üstelik de Suruç’un intikamı diyeceksin...
Üzerindeki o cinayet karasını, orada oyuncaklarıyla eylem yapmaya çalışan genç insanlara da bulaştırmaya kalkacaksın...
* * *
Bak arkadaşım, bil ki, o IŞİD’den zerre kadar firkin yok gözümüzde..
O kafa kesen katil.
Sen de kafaya kurşun sıkan katilsin...
* * *
Ondan ne kadar tiksiniyorsak, bil ki senden de o kadar tiksiniyoruz...
* * *
Sen bu ülkede özgür
ce, medeni bir şekilde, kardeşçe yaşamak isteyen Kürtlerin üzerine de boşaltmaya uğraşıyorsun elindeki o çamur kovasını...
* * *
Ey dağdaki o PKK’lı gaddar adam...
Silahını da al git... Çek git artık bu ülkeden...
Git o Ortadoğu batağında, kendine benzer öteki mendeburla ne yapacaksan yap.
Şuurun ve aklın yükselen bir ismi: Levent Gültekin
GAZETECİLER.COM’daki yazılarından beri dikkatle izliyorum.
Şuurlu bir muhafazakâr.
Akılcı bir milli şuura sahip.
Şuurlu bir demokrat.
Belagati kuvvetli. Şuurlu ve acıtıcı sorular soruyor.
Gerçekçi tespitler yapıyor.
Ne Saray’a kapılanma gailesi var, ne de bizim mahalleye yaranma derdi...
Başına buyruk bir münevver.
Ayna gibi bir insan.
Saray’ın şuursuz paralı askerlerini, düşük ücretli köle trollerini kum torbasına çeviriyor.
O konuştukça, “İyi ki var” diyorum...
Paylaş