Sadaka kültürü mü dediniz

CHP’nin sosyal bilimlerle ilgili kadroları, son zamanlarda bir sorunun gerçekçi cevabını arıyor.

Soruyu sormadan önce şu tespiti yapıyorlar:

"Türkiye, gelir dağılımı bakımından en adaletsiz ülkelerin başında geliyor. Dünyanın 18’inci büyük ekonomisi olmasına rağmen, gelişmişlik endeksinde 175 ülke içinde 92’nci sırada. Orta sınıf yok oldu. Yoksulluk ve işsizlik alabildiğine artıyor."

Ardından da şu soru geliyor:

"Durum böyle olduğu halde AKP’nin oyları niye azalmıyor?"

Tabii bu sorunun içinde, sormaya cesaret edemedikleri ikinci bir soru daha var:

"CHP’nin oyları niye artmıyor?"

* * *

CHP’li Bülent Tanla, 400 köyde ilginç bir araştırma yapmış.

Köyler, bölgesel özellikleri, büyüklükleri ve başka göstergeler açısından "Türkiye’nin bütün köylerini temsil edecek" şekilde seçilmiş.

Tanla, araştırmada şu ilginç sonuçlara ulaşmış.

35 yaş altındaki nüfusun oranı, köylerde Türkiye ortalamasının yüzde 17 altındaymış.

Türkiye genelinde 35 yaş altındaki nüfusun oranı yüzde 63 iken, bu oran köylerde yüzde 46’ya düşüyormuş.

Hatta birçok köyde muhtarlar, "Artık mezar kazacak genç insan bulamıyoruz" diyormuş.

Peki öyleyse köyleri boşaltan bu gençler nereye gidiyor?

Tanla’ya göre, bunların büyük bir çoğunluğu, iş ve meslek edinmeden büyük şehirlerin varoşlarında "üçüncü kuşak genç yoksullar" olarak hayatlarını sürdürüyor.

Asıl soru işte bu noktada gündeme geliyor.

Bu insanlar hayatlarını nasıl sürdürebiliyor?

* * *

Tanla bu sorunun cevabını şöyle veriyor:

"AKP, varoşlarda bir sadaka kültürü yaratıyor."

AKP,
belediyeler ve cemaatler aracılığıyla bu insanlara yiyecek, kömür, giyecek yardımı yapıyor ve böylece kendine sadık seçmen kitleleri yaratıyor.

Böylece bir zamanlar, "Allah devletten razı olsun diyen kitleler, şimdi, Allah AKP’den razı olsun diyor".

Yani Erdoğan, "sosyal devlet kavramını geriletirken", tamamen kendine bağlı bir "sadaka kültürünü" siyasetinin temel etkeni haline getiriyor.

Yine onun deyişiyle, "Yoksul Türk halkı onurunu kaybediyor".

* * *

Geçen gün Tanla’yla bu konuyu konuştuk.

Ben de ona şu soruyu sordum:

"İyi ama bu da meşru bir siyasi faaliyet değil mi?"

AKP’nin kadın kolları, gençlik kolları, belediyeleri, halkla bire bir ilişkide çalışıyor.

Onların yardımına koşuyor.

Sosyal demokrat parti ise sadece medya aracılığıyla merkezi bir etkileme yöntemini tercih ediyor.

Mesela şunu soruyorum:

"CHP’li belediyeler de neden böyle faaliyetler yapmıyor?"

* * *

Tanla, bu çalışmasının sonuçlarını bugün açıklayacak.

Araştırmanın sonunda sosyal demokratlara da bazı tavsiyeleri var.

Ancak bu tavsiyeler, yine genel kavramlara dayalı merkezi çözümleri içeriyor.

Oysa AKP, Türkiye’de siyaset yapmanın biçimini değiştirdi.

Siz istediğiniz kadar "sadaka kültürü" falan diyerek bunu eleştirmeye, küçültmeye çalışın.

Bu faaliyetlerin muhatabı olan insanlar bundan memnun oldukça, o siyasi çaba mutlaka oya dönüşecektir.

Bence CHP, Tanla’nın tespitini, AKP’yi eleştirmek yerine, yeni siyaset yapma biçiminin gerçekleri olarak görmelidir.

Tabii bunun sonucunda da artık evlerinden çıkıp varoşlardaki insanı bire bir yakalamaya çalışmalıdır.

Ben bu araştırmayı böyle okuyorum.
Yazarın Tüm Yazıları