Rüşveti kim verdi

DÜN Sabah Gazetesi’nin manşetinde şöyle bir haber vardı.‘Bu neyin parası’

Altında ENKA Holding’in sahibi Şarık Tara’nın büyük bir fotoğrafı.

Bir gün önce Yeni Şafak Gazetesi’nde manşetten yayınlanan haberi, Sabah alıp yeniden manşet yapmış.

EVİMDEKİ AVUKATLAR

Haberin özeti şu:

Enerji Bakanlığı müfettişleri ENKA’nın, doğalgaz çevrim santralları için olumlu görüş bildiren TETAŞ’ın hukuk müşaviri Saba Soytekin’e peş peşe altı ay boyunca toplam 249 milyar lira yatırdığını tespit etmişler.

Bu konudaki rapor Meclis Enerji Soruşturma Komisyonu’na getirilmiş.

Bu haberi okuyunca bir yıl geriye döndüm.

Geçen yaz sonunda zatürreeden yeni kalkmıştım.

Bir akşamüzeri eve dönerken eşim aradı.

‘Kapının önüne icradan geldiler’ dedi.

İcra ile bir işimiz yoktu. Bir bakayım dedim.

Sonunda iş anlaşıldı.

Sabah Gazetesi’nin yeni yayıncısı Turgay Ciner’in avukatları gelmiş ve Mahkemeden aldıkları bir tedbir kararını imzalatmak istiyorlardı.

Karar Hürriyet’te yayınlanan Turgay Ciner hakkındaki bir haberle ilgiliydi.

Turgay Ciner’e ait Park Holding’in Enerji Koordinatörü Erhan Aygün’ün Çayırhan Termik Santralı ihalesinde iki bürokrata 130 bin dolar rüşvet verdiği belgelenmişti.

Bu dava Ankara Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ve Mahkeme Türk Ceza Kanunu’nun 213’üncü maddesi gereğince Aygün’ün, o günün parasıyla 1 trilyon 144 bin lira para cezasına çarptırılmasına karar vermişti.

Ancak Yargıtay, bu cezanın ağırlaştırılması istemi ile bu cezayı bozmuş ve Aygün’ün ömür boyu devlet ihalelerinden men edilmesi gerektiğini bildirmişti.

Yani cezanın ağırlaştırılmasını istemişti.

CİNER’İN AVUKATLARI

Ortada mahkeme kararları vardı. Hürriyet bu haberi bütün belgeleriyle vermişti. Üstelik bunlar aynen Sabah Gazetesi’nin dünkü haberinde olduğu gibi, Meclis Yolsuzluk Komisyonu dosyalarına girmişti.

Evime gelen Ciner’in avukatları işte bu haberlerle ilgili tedbir kararını imzalatmak istiyorlardı.

Ayrıca, şirket Ciner’e ait olmakla birlikte, rüşveti veren kişinin Enerji Koordinatörü Erhan Aygün olduğu için bundan Turgay Ciner’in sorumlu tutulamayacağını belirtiyorlardı.

BUNEYİN PARASI

Mahkeme o günlerde bu gerekçeye dayanarak Hürriyet’in yayınlarını durdurma kararı almıştı.

Avukatları, yanında çalışan bir kişinin verdiği rüşvetten dolayı Ciner’e rüşvetçi denilemeyeceğini ileri sürüyordu.

Dün Sabah’ın manşetini okuyunca aklıma o haber geldi.

Manşette ‘Bu neyin parası’ diye soruluyordu.

Hemen altında ENKA’nın patronu Şarık Tara’nın fotoğrafı konulmuştu.

Bence bu olay basın hukuku ve gazetecilik açısından enine boyuna tartışılmalı.

Bunların hangisi doğru?

Eğer Turgay Ciner’in avukatlarının iddia ettiği gibi, bir şirket elemanının verdiği rüşvet şirketin patronunu bağlamıyorsa, o zaman Sabah, kendi iddiasının 180 derece tersi bir haberi manşetine koymalı mıydı?

Yok bu haberi manşete koymak doğruysa, o zaman akşam saatlerinde baskın yapar gibi evime avukatları göndermek doğru muydu?

Eğer Şarık Tara’nın fotoğrafı o manşetin altına konulabiliyorsa, Ciner’inki çok daha rahat konulabilirdi.

Amacım kimseyi suçlamak değil.

Ama gazeteciler olarak bu iki olayı tartışmalıyız.

Bunların hangisi doğru?

Bu olay, basında tekzip hakkının ve mahkemelerce alınan tedbir kararlarının ciddi biçimde tartışılması gerektiğini de gösteriyor.

Sonuç olarak ortada birbirine çok benzeyen iki olay var. Üstelik ikisi de enerji sektöründe ve ikisi de elektrik santrallarıyla ilgili.

İki olay da Meclis’in yolsuzluk dosyalarına girmiş.

İKİ FARK

Aralarında sadece iki fark var:

Ciner’inki termik, Tara’nınki doğal gaz santralı.

Bir ikinci fark da şu:

Ciner’inkinde mahkeme kararı var, Tara’nınki ise henüz iddia aşamasında.

Gazetecilik açısından ilginç bir vaka değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları