Paylaş
ÖNÜMÜZDEKİ cuma günü İstanbul Cemal Reşit Rey salonunda iki gün sürecek bir anma töreni yapılacak. Ramazan ayının ikinci cumasına rastlayan bu mübarek günde düzenlenen anma töreninin konusu ilginç.
Programın davetiyesinin üzerinde kabartma harflerle şu yazılmış:
‘‘Papa 13'üncü Jean'ı Anma Programı.’’
AÇILIŞI TALAY YAPIYOR
Yani bu iki günlük program, geçenlerde ‘‘Aziz’’ ilan edilen ve ‘‘Türk papa’’ diye anılan ‘‘Angelo Giusseppe Roncalli’’ için düzenleniyor.
Törenin açılışını Kültür Bakanı İstemihan Talay yapacak.
Onun ardından Vatikan Kültür Bakanı Kardinal Paul Pupar konuşacak.
İlk oturumun başkanlığını gazeteci Metin Toker yapacak.
Konuşmacılar arasında Hıristiyan dünyası dışından da iki din adamı olacak.
Biri Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, öteki Türkiye Musevi Cemaati Başkanı Rıfat Saban.
İkinci gün faaliyetleri içinde özel bir gündem daha var.
Bugün Vatikan'ın İstanbul Temsilciliği'nin bulunduğu ‘‘Ölçek Sokak'ın’’ adı ‘‘Papa Roncalli Sokağı’’ olarak değiştirilecek.
Bu kararı da Şişli Belediye Meclisi almış.
Aynı gün saat 11.30'da da Sain-Esprit Katedrali'nde bir şükran ayini yapılacak.
Bu tören Türkiye'de zihniyetin nereden nereye geldiğini gösteren çok güzel bir örnek.
20 YIL ÖNCE MÜMKÜN MÜ
Düşünüyorum...
Acaba bundan 15-20 yıl önce ramazan ayında, bir cuma günü Türkiye'de böyle bir tören düzenlemek mümkün müydü?
Bir Türk siyasetçisi, bir Diyanet İşleri yetkilisi böyle bir törene katılabilir miydi?
Sanmıyorum.
Tam aksine, bu anma töreninin ramazan ayına gelmesi özel olarak istenmiş.
Son zamanlarda Türkiye'deki öteki dinlerin temsilcileri iftar sofralarına davet ediliyorlar.
Hatta onlar iftar düzenliyorlar.
Dinler arasındaki diyalog, yıllar sonra yeniden Osmanlı döneminin ‘‘hoşgörülü’’ iklimine doğru gidiyor.
BEYAZ SARAY'DA İFTAR
Zaman zaman Clinton'ın ramazan için yayınladığı mesajlar, Beyaz Saray'da iftar davetleri ile ilgili haberleri okuyoruz.
Bunlar artık sadece o ülkelerde olmuyor.
Türkiye'de de bu zihniyet yerleşiyor.
Cumhurbaşkanı Demirel, geçen yıl Türkiye'de yaşayan Hıristiyan vatandaşların Noel gününü kutlama mesajı yayınladı.
Bu da bir ilkti.
Dün akşam hoşgörünün bir başka örneğine daha tanık olduk.
Ermenistan Halk Dansları Topluluğu, üç gösteri için Türkiye'ye geldi.
Bunu da çoğunluğunu Türkiyeli Ermeni vatandaşların oluşturduğu Türk-Ermeni İş Konseyi düzenledi.
Son zamanlarda manasız Ermeni soykırımı tasarılarıyla yeniden tırmandırılmaya çalışılan bir iklimde böyle bir gösteri düzenlenmesi de Türkiye'de insanların hangi düzeye geldiğini gösteriyor.
Türk halkı, dünyanın en gelişmiş ülkelerine bile örnek gösterilecek bir davranışla, siyaset ile sanat, diplomasi ile halk arasına kalın duvarlar çekmeyi başarıyor.
Böyle bir ortamda bu gösteri, bazı insanların bu ilişkilerin geliştirilmesi için gösterdiği cesaret sayesinde gerçekleşebilmiştir.
Bu olay beni 1970'li yılların sonlarına götürdü.
O yıllarda ASALA terörü yüzünden şehit düşen diplomatlarımızın yarattığı büyük üzüntü hepimizi derinden sarsmıştı.
Fransız hükümeti, ASALA'ya destek veren bir davranış içindeydi.
ÖNCÜLER RİSK ALIR
O yıllarda Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği, herkes tarafından boykot ediliyordu.
Bir avuç insan, o büyükelçiliğe gidip Türkiye'nin haklılığını savunuyordu.
Bunlar arasında Prof. Mümtaz Soysal, Enis Batur, Özdemir İnce, Prof. Şahin Yenişehirlioğlu, Prof. Sina Akşin ve ben de vardım.
Yıllarca anlattık. Sonra Mitterrand bir temsilcisini gönderdi ve ilişkiler düzelmeye başladı.
Toplumlar arasındaki ilişkilerde öncü insanlara ihtiyaç vardır.
Onlar risk alırlar ve böyle girişimleri gerçekleştirirler.
Ve çabaları bir gün mutlaka ürün verir.
Paylaş