O yarın çıkacak, öbür gün mahallemizde

Şu surata iyi bak...

İyi tanı bu suratın arkasındaki kafatasını...

***

Bu adam senin kızının da, senin kız kardeşinin de, senin nişanlın, senin eşinin de bindiği otobüste saldırdı bir kıza...

***

Bu surata iyi bak, bir de ağzından çıkan lafa...

Sen de göreceksin ki, otobüsteki, metrodaki, vapurdaki tecavüzcü giderek pervasızlaşıyor...

***

Bahane bile aramıyor artık...

O salyalı ağzıyla açık açık, “Tecavüze geliyorum” diyor...

Bir adım ötesi tecavüz, iki adım ötesi o kadının başını taşla ezmek...

***

Muhafazakâr kardeşim, sakın ola “O kız şortlu” falan diye düşünüp, sırtını çevirip geçme...

Bil ki ar, edep, insanlık duygusunu kaybetmiş bu surat senin mahallene de gelecek.

***

Senin kızına, kız kardeşine, karına, nişanlına da tasallut edecek.

Şortlu bulamayınca pantolonlusuna, pantolonlusunu bulamayınca, mantolusuna, başı açığını bulamayınca, başı örtülüsüne de gelecek.

***

Senin mahallene de inecek bu haydut, bu kızışmış mahluk.

SAHİ AK PARTİ’NİN AÇILMIŞ HALİ NEYDİ

TEŞEKKÜRLER Abdulkadir Selvi...

Dünkü yazısıyla bana o hatırlattı...

Düşündüm, “Sahi neydi AKP’nin açılmış hali...”

Partiyi kurmak için İçişleri Bakanlığı’na dilekçe verdiklerinde tam adını nasıl yazmışlardı...

***

Unutanlara hatırlatayım.

“Adalet ve Kalkınma Partisi...”

***

Yani “Adalet” kelimesini, “Kalkınma”nın da önüne koymuşlardı.

Haklıydılar da... 28 Şubat’taki haksızlıklar, adaletsizliklerden çok çekmişlerdi...

***

Ama kadere bakın ki, Cumhuriyet tarihinin, Yassıada ve 12 Eylül adaletsizlikleri ve vicdansızlıklarından sonraki en ağır adaletsizlik onların döneminde yapıldı.

Ergenokon’u, Balyoz’u, Kafes’i, Odatv’si ile bütün bir Silivri mezalimi onların döneminde oldu.

***

Evet şimdi, “Kumpastı” falan deyip geçiyoruz, ama oldu bunlar.

Şimdi soruyorum, vicdanlı AKP’liler, acaba bugün adalet var diye düşünüyor mu...

***

Benim konuştuklarım hiç öyle demiyor...

O yüzden AKP’nin kuruluş felsefesine sadık insanlar, elindeki pankartta “Adaleti istiyoruz” yazan insanların barışçı yürüyüşü ile alay etmez, küçük görmez, dudak bükmez...

***

Bilirler ki, bu ülkede her zulüm döneminden sonra kurulan ilk partinin adında hep “adalet” kelimesi olmuştur.

***

Tıpkı 27 Mayıs’tan sonra kurulan ve iktidara gelen Adalet Partisi gibi...

Tıpkı, 28 Şubat adaletsizliği ve yolsuzluklarından sonra kurulup iktidara gelen “Adalet ve Kalkınma Partisi” gibi...

GİDİP BİR DO&CO’YA SORUN NEDEN DİYE

ASKERİMİZ zehirleniyor...

Sonra bir daha bir daha zehirleniyor...

Sonra başlıyorlar sormaya...

“Neden zehirleniyorlar...”

Bence gidip Atilla Doğudan’a sorun...

Türk Hava Yolları’nın DO&CO’sunu yöneten insana...

Her gün yüz binlerce insana yemek hazırlıyor...

Türk Hava Yolları’nda, Emirates’te, Formula 1’de, dünya futbol ve basketbol finallerinde...

Bir kişi zehirlenmiyor...

Öyleyse gidin ona sorun:

“Sizinkiler niye zehirlemiyor...”

Başkalarına da sorun...

Gidin sorun ve ihaleyi zehirleyene değil, zehirlemeyene, zehirlemeyenlere verin...

İFTAR KULİSİ 1

MEDYA MÜEZZİNİNİN GENÇLİK HALLERİ

BU fotoğrafı Milliyet gazetesinin eski muhabiri Süreyya Oral gönderdi.

1970’li yıllarda o çekmiş.

Fotoğraftaki iki kişiden soldaki Hakkı Öcal...

Hani dün Huber iftarında müezzinlik yaptığını yazdığım gazeteci...

Yanındaki de
Cumhuriyet gazetesinin fotoğrafçısı Rıza Ezer...

Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Dünya gazetesinde yaptığı grevde gözcülük yaparken çekilmiş.

İFTAR KULİSİ 2

SIRF MERAKTAN SORUYORUM

Dün için soracağım: Acaba Hakkı Öcal, grev gözcülüğü yaptığı o günlerde de namaz kılıyor, müezzinlik yapıyor muydu...

Kılıyorduysa çok takdir edeceğim...

Diyeceğim ki, “Demek ki hem solcu olup, hem inançlı bir Müslüman olmak mümkünmüş...”

Bugün için soracağım: Acaba müezzinlik yapacak kadar inancına sadık bir Müslümansa, “adalet” hakkında ne düşünüyor...

“Ben de adalet istiyorum” derse takdir edeceğim...

Diyeceğim ki, “Demek ki hem iktidar yanlısı olup hem de vicdan ve adalet duygusu sahibi olmak mümkünmüş”.

BU KİTABI 4 YILDIR NASIL ATLAMIŞIM

DÜN sabaha karşı Cem Mumcu’nun “Binbir İnsan Masalları” adlı kitabını bitirdim...

Hayretler içindeyim...

2012 yılında çıkmış bir kitap... Abartmıyorum, bir Borges keyfiyle okudum.

Yusuf Atılgan’ın “Aylak Adam”ını okurkenki kadar etkilendim.

Cem Mumcu bir psikiyatr...

Anladım ki, psikiyatrlık, edebiyat için çok sağlam bir zemin yaratıyormuş.

TARKAN’I NİYE HÂLÂ DİNLEYEMEDİM

SAĞ olsun Samsun Demir, Tarkan’ın yeni CD’sini göndermiş.

Merakla bekliyordum, ama başıma ne geldi biliyor musunuz... Evde CD çalar yok...

Bütün ahali streaming müzik platformlarına geçmiş.

Bende Spotify ve Apple Music var.

Tarkan haklarını Fizzy’ye vermiş.

Onu da iTunes’dan indirdim, ama giriş sayfasında GSM numarası ve e-mail isteyen bir bölümü var ki çöz çözebilirsen.

Dört kere denedim, hepsinde de “Hatalı” yazısı çıktı, bıraktım.

Fizzy’cilere duyururum.

Anlayacağınız yeni Tarkan’ı hâlâ dinleyemedim.

Ama Sezen Aksu ile söyledikleri Yaşar Gaga albümündeki “Ceylan”ı çok sevdim.

Özellikle Mustafa Ceceli versiyonunu...

BU SLOGANLARI ÇOK SEVDİM

FORD Otosan, kadınları mühendis olmaya teşvik etmek için harika bir kampanya başlattı.

“Uçan Süpürge” ve psikolojik danışmanlarla çalışıyorlarmış.

Bunun için sembolik bir baret hazırlamışlar.

Üzerindeki bu sloganları çok sevdim.