O günkü telefonun kayıtları açıklanır mı
YOKLUĞUMDA Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi ile Nagehan Alçı arasında bir tartışma başlamış.
Konusu da şu:
MİT’in 2011 yılına kadar Silahlı Kuvvetler içinde istihbarat yetkisi varmış, ama o tarihte kaldırılmış.
*
Ben anlamadım, o nedenle müsaadenizle şu soruyu soracağım.
Son günlerde konuştuğumuz mesele “MİT’in Silahlı Kuvvetler içinde istihbarat yapıp yapmaması” konusuyla mı ilgili...
*
Devam edeyim.
Tamam, MİT’in ordu içinde istihbarat yapma yetkisi yoktu.
Dolayısıyla MİT istihbarata gidemedi.
İyi tamam da, 15 Temmuz günü ordu içinden istihbarat onun ayağına geldi...
*
Bir binbaşı gelip açık açık bir darbenin bütün koordinatlarını verdi.
O zaman ben de şunu sorayım.
15 Temmuz günü, böyle net ve açık bir istihbaratı değerlendiremeyen MİT, kendi istihbaratını nasıl değerlendirecekti ki...
*
Ben kendi payıma bir gün, MİT Müsteşarı ile Cumhurbaşkanı’nın koruma müdürünün 15 Temmuz akşamüzeri yaptığı telefon konuşmasının açıklanmasını bekliyorum.
Hani MİT Müsteşarı’nın Cumhurbaşkanı’nın koruma müdürüne telefon açıp iki defa üst üste “Orayı koruyabilir misin” dediği günü...
*
Merak ettiğim de şu:
O gün MİT Müsteşarı tam olarak ne demiş...
Koruma müdürü de ona tam olarak neler söylemiş...
*
Mesela şunu sormuş mu:
“Hayrola tehlikeli bir durum mu var? Buraya kim saldıracak, kime karşı koruyacağım...”
Sorduysa, MİT Müsteşarı da kimin saldıracağı bu soruya ne cevap vermiş...
ALDIĞIN BU ÖDÜLÜ EN KALBİ DUYGUMLA KUTLUYORUM AHMET
BEN Afrika’dayken Ahmet Hakan, bana verilen ve benim iade ettiğim “Türkiye’nin en seksi 10 erkeğinden biri” unvanıma takmış.
Mealen şunu yazmış: “Bir zamanlar bu ödülü Ahmet Mete Işıkara’ya da vermişlerdi. Bana vermeseler de olur...”
Bir de benim fotoğrafımla Işıkara’nın fotoğrafını yan yana koymuş.
Şimdi bakın o yazının üzerinden 48 saat geçmeden ne oldu.
Posta gazetesi bu defa “Türkiye’nin en çapkın 10 erkeği”ni seçti.
Aralarında Ahmet Hakan da var...
Afrika’da olmasaydım şunu diyecektim:
“Bak Ahmet üzülme, artık senin de benim gibi kapı gibi bir diploman var...
Benimki ‘En seksi erkek’, seninki de ‘En zampara erkek’...
Yani Allah bana seksilik vermiş, sana da zamparalık...”
Üstelik gazete senin unvanının yanına bir de şunu eklemiş:
“Çapkınlık yapıp da saman altından su yürütüp, çaktırmayanlar...”
Sevgili Ahmet Hakan... Aldığın ödülü kutluyorum.
Sen beni “Deprem Baba”yla karşılaştırmıştın.
Bu durumda ben de bir zamanlar “En çapkın erkekler” listesinde hep 1 numaraya oturtulan ve adı “Milli Çapkın”a çıkan Süha Özgermi’yle mi karşılaştırayım...
Yok yapmam... Vallahi yapmam...
Çünkü aldığın ödüle gerçekten saygılıyım ve sevindim...
Neticede Allah ikimize de adil davranmış. Birimizden aldığını ötekimize, ötekinden aldığını da birimize vermiş...
BENİM EN İYİ 10 ROMANIM
HÜRRİYET Pazar, geniş bir jüriye, Türk edebiyatının en iyi 100 romanının listesini yayınladı.
Jüride ben de vardım.
İşte benim gönderdiğim liste:
- BİR: Reşat Nuri Güntekin: “Yeşil Gece”
- İKİ: Yusuf Atılgan: “Aylak Adam”
- ÜÇ: Yaşar Kemal “İnce Memet”
- DÖRT: Mithat Cemal Kuntay: “Üç İstanbul”
- BEŞ: Murat Menteş: “Ruhi Mücerret”
- ALTI: Oğuz Atay: “Tutunamayanlar”
- YEDİ: Ahmet Hamdi Tanpınar: “Huzur”
- SEKİZ: Hamdi Koç: “Çıplak ve Yalnız”
- DOKUZ: İhsan Oktay Anar: “Puslu Kıtalar Atlası”
- ON: Memduh Şevket Esendal: “Ayaşlı ile Kiracıları”
KEŞKE İLK SİVİL ANAYASAMIZ TAVLA OYNARKEN YAZILSAYDI
AMERİKA Birleşik Devletleri’nde yeni bir kitap çıktı.
Hemen ısmarladım, geliyor.
Kitabın adı “It’s All A Game”...
Yani “Her Şey Bir Oyun”...
Yazarı Tristan Donovan...
*
Tarih boyunca, domino, kâğıt, tavla, satranç gibi oyunların yükselişini veya çöküşünü anlatıyor.
Ama bu arada kitabın bir özetini okudum ve şunu öğrendim:
Tavla, Urlar zamanında keşfedilmiş bir oyunmuş ve sonra Romalılar oynamaya başlamış.
*
En ilginç bilgi ise şuydu: Thomas Jefferson, Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Bildirgesi’ni ve bugün halen yürürlükteki anayasasını yazarken, ara verdiğinde hep tavla oynarmış.
*
Tavla oynarken yazılan anayasaya bakar mısınız.
230 yıldır uygulamada ve Amerikan toplumunu bir arada tutuyor.
Tabii anayasayı tavla oynarken yazıyordu ama arkasında Amerikan halkının iç savaştan sonra bile devam eden bir benimseme duygusu vardı.
Tavla oynarken yazılan bu metin bütün dünyaya gösterdi ki...
Ancak bütün bir milletin büyük çoğunluğunun gönülden “Evet” diyeceği bir anayasa, o ülkenin gerçekten en yüksek uzlaşma metni olabilir.
MİCK JAGGER DA İYİ TAVLACIYMIŞ
AYNI kitaptan öğrendim ki Rolling Stones’un solisti Mick Jagger da iyi bir tavla oyuncusuymuş.
Hatta yarışmalara falan katılıyormuş.
Bir başka tavla oyuncusu ise Muhammed Ali’ymiş.
Rahmetli babam tavlayı çok severdi.
Bense ne kâğıt oyunlarına, ne satranca, ne de tavlaya düşkünüm.
Oysa patronum Aydın Doğan iyi bir tavla oyuncusu.
Dolayısıyla ben onun tavla ekibine giremediğim için hep dezavantajlı oluyorum...
Tavla önemli bir oyunmuş...
Geç de olsa anladım...
DÜN HÜRRİYET’TE 3 GÜZEL YAZIDAN ÖĞRENDİKLERİM
- TAHA AKYOL’un “Adalet Kültürü” başlıklı yazısından, Celal Bayar’ın 27 Mayıs darbe mahkemesinde yargılandığı sırada tarihin büyük adaletsizlik olaylarından biri olan Dreyfus davası ile ilgili bir kitabı çevirtmek istediğini.
*
- FATİH ÇEKİRGE’nin yazısından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın medya iftarı sonunda gazetecilere “Medeniyetler İttifakı Eşbaşkanlığı” yaptığı dönemdeki konuşmalarını içeren bir kitabı dağıttığını.
*
- İPEK ÖZBEY’in mülakatından Muhterem Nur’un ne kadar hüzünlü ve acı dolu bir çocukluk geçirdiğini.
GÜNÜN ŞARKISI
PAUL Weller’in yeni albümü “A Kind Revolution”dan “One Tear” adlı şarkı.
Üstelik Boy George’la birlikte söylüyor. Paul Weller ilk albümünü 1967’de çıkarmıştı. Yani 50 yıl olmuş... Harika bir ritim. Boy George’la da harika bir düet yapmış... Hemen Spotify Top 50 ve Number One FM Top 20 listeme aldım.
