LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
HAFTA başında Hürriyet’in birinci sayfasındaki bir eksiklik sanırım sizin de dikkatinizi çekmiştir.
Eskişehirli bir kadın grubu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelmişti.
Kadınların hepsinin başı örtülüydü.
Üzerlerine turuncu renkli üniformamsı bir şey giydirilmişti.
Meclis çatısı altında bu örgütlü, üniformalı, türbanlı gösteri gerçekten çok çarpıcıydı.
Hürriyet bu fotoğrafı içerden ve yorumsuz biçimde kullandı.
O fotoğrafları neden birinci sayfaya koymadığımızı anlatayım.
* * *
Fotoğraftaki kadınları tek tek inceledim.
Hepsi tipik köylü kadınlardı.
Yüzlerinde dini gösteri yaptıkları gibi ifade yoktu.
Samimi insanlardı.
Yani, bunu "Meclis’te planlı bir türbanlı gösteri" olarak sunmak doğru olmazdı.
* * *
Dün bu olayın perde arkasını biraz soruşturdum.
Çok emin bir kaynaktan şunu öğrendim.
Başbakan Erdoğan’ın Eskişehirli kadınların Meclis’e getirileceğinden haberi yokmuş.
Bunu AKP’nin Eskişehir milletvekillerinden biri düzenlemiş.
Bu çevrelere yakın bir tanıdığım, "Emin ol, o milletvekilinin kafasının arkasında türbanlı gösteri yapmak gibi bir plan yoktur" dedi.
Ayrıca Başbakan bu olaya sinirlenmiş ve gerekli uyarıyı yapmış.
* * *
Aradan bu kadar süre geçtikten sonra bunu neden yazıyorum?
Bunun planlı bir gösteri olmadığına ben de inanıyorum.
Ama bakın bu olay dışarı nasıl yansıdı?
Günlerdir anlatmaya çalıştığım, bazılarının da anlamamakta ısrar ettiği şey budur.
Ne yazık ki "Türban bu ülkeyi çok tehlikeli biçimde bölen bir sembol haline geldi".
Danıştay olayının başından beri de aynı şeyi tekrarlıyorum.
Bu menfur cinayeti kim işlemiş olursa olsun, koymamız gereken asıl teşhis değişmiyor.
İster "dinci" ister "İslamcı-ülkücü" deyin, ister "siyasallaşmış mafya" ister "derin komplo" deyin.
Bu menfur amaca hizmet eden kişi, artık iyice "siyasallaşmış" bir dini sembolü gerekçe olarak kullanmaktadır.
Ben diyorum ki: "Gelin, bu gerekçeyi katillerin elinden" alalım.
* * *
Peki ne yapalım?
Türbanlılar başını mı açsın?
Hayır, asla öyle bir şey söylemiyorum. Bir genç kız veya kadın başını kendi özgür iradesi ile örtmek istiyorsa, ona kimse bir şey diyemez.
Benim muhatabım onlar değil; o kızları, kadınları oy pusulası olarak görenler.
Onlara "Elinizi türbandan çekin" diyorum.
* * *
Bakın bu inat nelere mal oluyor.
Bir Cemil Çiçek, bir Mehmet Ali Şahin, Abdüllatif Şener, Abdülkadir Aksu, Osman Pepe, Kocatepe Camii’ndeki o muameleyi hak etmiş insanlar mı?
O görüntüler beni hiç mutlu etmedi.
Hatta ürküttü.
O insanları bırakın protesto etmeyi, tam aksine cenazeye geldikleri için kutlamak gerekirdi.
Son sözüm şu:
Bir tetikçi, elindeki tek silahla Türk toplumunu paramparça edecek muazzam bir el bombası etkisi yaratabildi.
Bu hepimiz için çok ürkütücü bir gerçektir.
Eğer demokratik ve huzurlu bir toplumda yaşamak istiyorsak, önce bu teşhiste anlaşmalıyız.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları