Müttefikini ‘Esed’leştirirsen meydan böyle aşirete kalır

*

Suriye ayaklanmasından sadece 6 ay önce “Benim idealim Suriye’yi Türkiye gibi bir ülke yapmak” diyen insandı Esad...

*

O meşum ayaklanmadan 6 ay evvel, “En mutlu gecem, Türkiye ile AB arasında tam üyelik müzakerelerinin başladığı akşamdı. Çünkü Suriye Avrupa Birliği’ne komşu olacaktı” diyen insandı...

*

Ama sen çıkıp ne olacağı başından belli bir “Müslüman kardeşliği” uğruna bu insana cephe alırsan...

*

Çocukluk hülyalarına kanıp, stratejik derinlik safsatalarına inanıp, o müttefikinin ülkesini paramparça edecek ne idüğü belirsiz isyancılara destek verirsen...

*

Yani o dostunu ‘Esed’leştirirsen...

*

Yine o tuhaf, uçuk kaçık teorilerinle, “Müslüman kardeşliği” uğruna Mısır’ı karşına alırsan...

*

Bir mezhep davası uğruna Irak’la papaz olursan...

Yani ülkeni, Arap âleminde devlet gibi ne kadar devlet varsa hepsiyle gırtlak gırtlağa getirirsen...

*

Sonunda koskoca bir Müslüman mahallesinde Katar’la baş başa kalırız...

*

Evet eyy Türkiyem.... Devletler yanından ayrılınca, Arap meydanı işte böyle aşirete kalır...

*

Onun bakanı da çıkar senin ecdadına saydırır...

*

Anlarsın ki, 100 yıl önce senin ecdadını sırtından bıçaklayan aşiret...

Bugün oraya gitsen, yine aynı şeyi yapacaktır...

EYY TRUMPTROL VALLAHİ BİZİM TROLDEN KOMİKSİN

TRUMP’ın trolleri aktrist Meryl Streep’in Trump’a karşı yaptığı konuşmanın intikamını almak için fena savaş açtı.

Onu, ünlü yapımcı Harvey Weinstein’ın cinsel tacizlerini bildiği halde sessiz kalmakla suçluyorlar.

Amaçları, onun “The Post” filmindeki başarısıyla Oscar’ı almasına mani olmak.

Onun için hazırladıkları bir posteri Los Angeles’ta her yere asıyorlar.

Düşünebiliyor musunuz, kendisi cinsel tacizcilikle suçlanan Trump’ın paralı askerleri, bir kadını “cinsel tacizlere karşı sessiz kalmakla” suçluyorlar...

Güldürme beni Trumptrol...

CEVAP BENDEN

SEN ‘MOLON LABE’ DİYORSAN BİZ DE GELİYORUZ ORAYA LAN

YUNANİSTAN Savunma Bakanı Panos Kammenos esmiş gürlemiş.

Kılıçradoğlu “Yunanistan 18 adayı işgal etti” dedi ya...

O da ““Molon labe” demiş...

Yunanca “Sıkıyorsa gel al” demekmiş...

*

Madem iktidardan biri çıkıp o Arap şeyhine verdiği okkalı cevabı bu Yunan bakana vermedi...

O zaman çıkıp, ben esip gürleyeyim.

*

Yunan arkadaş...

Öğrendim ki ettiğin o laf milattan önce 480 yılına aitmiş...

Sparta Kralı Leonidas, Termopylae geçidinde teslim olup silahlarını bırakmasını isteyen Pers komutan Serhas’a böyle demiş.

“Sıkıyorsa gel al...”

Aradan geçmiş 2 bin 497 yıl... Belli ki bir daha bu lafı edebilecek bir durumun, halin kalmamış...

Olmaz tabii...

O arada, Pers değil ama Osmanlı’nınki sıkmıştı da, gelip 400 yıl kalmıştı senin orada...

*

İktidara kefilim...

Vallahi normal bir zaman olsa, şu Suriye, YPG gibi meseleler olmasa, alacağın cevabı çok iyi biliyorum.

Gümbür gümbür bir ses çıkardı: “Geliyoruz lan...”

*

Ama dua et şu sıralar meşgulüz...

Başımızda Suriye meselesi var, YPG’yle uğraşıyoruz falan...

Hele biraz bekle..

Önce şu işi bir halledelim...

- NOT: Bu Yunan bakanın dangalosluğuna karşı yazılmış bir mizah yazısıdır.

ABDÜLHAMİD DE KARINDEŞEN JACK’İN PEŞİNE DÜŞMÜŞ

DÜNYACA Ünlü Şüpheli Ölümler”* adlı ilginç bir kitap okuyorum.

Karındeşen Jack olduğunu iddia eden birisi ona bir suikast mektubu yazmış.

Abdülhamid de Abdülhak Hamit’e 50 lira göndererek, Londra’da bir dedektif tutmasını ve bu işi araştırtmasını istemiş. Ancak Abdülhak Hamit, Rus Çarı’na da benzer bir mektup gönderildiğini öğrenmiş. Demek ki Karındeşen Jack şarlatanları türemiş o tarihte.

- Kitabın yazarı Kadir Demircan “Tıbbi genetik doçenti” unvanına sahip bir bilim insanı. Kitabı bu yılın ekim ayında Timaş Yayınları’ndan çıktı.

FENOMENOLOJİYİ ANLAMADIM DİYENLER İÇİNİZ RAHAT OLSUN GERİ ZEKÂLI DEĞİLSİNİZ

İZMİR Namık Kemal Lisesi’nde okurken, birden Sartre okumaya başlamış ve egzistansiyalist olmuştum. Ama en büyük korkum birinin çıkıp bana “Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk) nedir” diye sormasıydı...

Çünkü ne olduğunu bilmiyordum ve aslına bakarsanız da hiçbir zaman da tam olarak öğrenemedim.

Ben onu bir hayat biçimi ve moda olarak görüyordum. Şimdi varoluşçularla ilgili bir kitap* okuyorum. Kitap şu cümleyle başlıyor:

“Varoluşçuluk bir felsefeden ziyade bir ruh halidir...”

Hah işte budur.

Kitapta bir de Simone de Beauvoir’ın itirafı var.

Heidegger’in fenomenoloji düşüncesinin “Tek kelimesini bile anlayamadığımızdan önemini görememiştik” diyor.

Oh be rahatladım... Yıllardır kendimi geri zekâlı sanıyordum.

* Sarah Bakewell: “Varoluşçular Kahvesi”, Çev: Emre Gözgü, Domingo, Kasım 2017.

YENİ KLASİK TOP 20 LİSTEM

- SPOTIFY’da yeni çıkan klasik müzik parçalarından bir Top 20 listesi yaptım.

Böylece yeni çıkan albümler ve tek parçalar hakkında da bilgi edinebilirsiniz.

Ayrıca yılbaşı için “Afternoon Jazz” ve “En Romantik Türk Şarkıları” playlist’lerimi de yeniledim.

TAM MEHTER ZAMANI

ŞAKA

- SALACAKSIN o mehteri sokağa...

İnletecek yeri göğü...

“Ceddin deden... Neslin baban..

Hep kahraman Türk milleti...”