Paylaş
Hele hele bu insanların ikisi de çok ünlü ve kendi alanlarında çok başarılı birer insansa...
Hayat bilgisi dersinin yaşı, mekânı yok.
Bazen kendinizi en güçlü hissettiğiniz anda hiç beklemediğiniz bir insandan öyle bir ders alırsınız ki...
İşte size müthiş bir hikâye.
* * *
Amerika’nın en ünlü hip hop sanatçısı “Jay-Z” hayatını anlattığı bir kitap yayınladı.
Son zamanlarda birçok Amerikan televizyonunda bu kitabın tartışıldığını gördüm. New York Times gazetesi kitabın önemini anlatan bir yazı yayınladı.
Kitapta beni çok etkileyen bir bölüm var.
Jay-Z, 2008 yılında İngiltere’de yapılan Glastonbury festivaline davet edilir.
Glastonbury, bir rock müzik festivali. Woodstock’tan sonra dünyanın en büyük müzik festivali olarak biliniyor.
Üstelik 20 yıla yakın süredir her yıl yapılıyor.
Dünyanın en ünlü rock toplulukları katılıyor.
Rock’ın Kâbe’si olarak bilinen festivale ilk defa bir hip hop’çının davet edilmesi, büyük tartışmaya yol açıyor.
İngiltere’nin son 20 yılda çıkardığı en önemli topluluklardan biri olan “Oasis”in lideri Noel Gallagher hemen sesini yükseltiyor.
“Ben Glastonbury’de hip hop istemiyorum. Bu yanlış” diyor.
Anlayacağınız “Rock müziğin Papa’sı” Jay-Z’yi aforoz ediyor.
Ama bakın Brookyln’de büyümüş, ömrü uyuşturucu satıcılarının, cinayetlerin arasında geçmiş Jay-Z ne yapıyor.
* * *
Yılmıyor, Glastonbury’e gidiyor.
Konser vereceği alana 180 bin kişi geliyor. Jay-Z işte orada herkesi şaşırtan bir şey yapıyor.
Boynuna bir “Fender Stratocaster” gitar takıyor. Yani sahneye bir “rock’çı” gibi çıkıyor.
Sonra ikinci darbeyi vuruyor. İlk şarkı olarak, kendisine savaş açan Oasis’in en meşhur şarkılarından birini, “Wonderwall”ı söylüyor.
Meydan yıkılıyor. Jay-Z’nin söylediği bu eski Oasis şarkısı, 10 yıl sonra yine liste başı oluyor.
Nedir büyük hip hop’çının yaptığı?
“Oasis’in anlamadığı şey şuydu: Dünya artık ‘iPod’ çağına geçti.
Massive Attack, Radiohead, Arctic Monkeys ve Pet Shop Boys topluluklarının birbirleriyle ne ilgisi var?
Ama hepsinin şarkıları, bir gencin iPod’unda yan yana durabiliyor.
Noel Gallagher işte bunu anlamamıştı. iPod kültürünün sahnesinde bana da yer var, ona da.”
Ben Jay-Z’nin yaptığına, “Paradigma kırma”, “Ezber bozma” diyorum.
Bu olay bana, bir zamanlar İngiliz pop müziğinin ezberini bozarak zirvelere çıkan Noel Gallagher’ın nasıl “müesses nizamın” muhafızı haline dönüştüğünü gösteriyor.
Bir de “müesses nizamın yeni sakinlerinin” ne kadar sakilleşebileceklerini.
Sakilleştikleri ölçüde de savunma sistemleri çöküyor.
Sonunda boyuna takılan bir Fender gitar, façayı fena halde bozuyor.
Kitabın bu bölümünü okuduktan bir hafta sonra “Paris Match” dergisinde, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la, eşinin Paris’te bir “Brasserie’de” çekilmiş fotoğrafını gördüm.
Fotoğraf dünkü Hürriyet’te de yayınlandı.
Baktım önlerinde bir şişe su ve iki bardak duruyordu.
* * *
Tabii bu fotoğraf bana neyi hatırlatır?
İki yıl önce Başbakan Erdoğan’a yönelik yazdığım bir yazıyı.
Hani bir balıkçıya gidip, elindeki su kadehini kaldırmasını dilediğim yazı.
Ne kadar tepki göstermişlerdi...
Siz, ünlü bir hip hop’çının boynuna gitar takıp sahneye çıkmasının, muhafazakâr bir insanın elindeki su kadehini kaldırmasından daha mı kolay olduğunu sanıyorsunuz?
Her insanın imajı kendi için önemlidir.
Benim bu yazıdan çıkardığım iki ders şu:
? Küresel ve milli bir “Shuffle çağında” yaşıyoruz.
Bu büyük iPod’da, herkesin istediği gibi yaşamasına yetecek kadar gigabyte var.
? “Sembollerle” kavga eden insanlarsak, barışma yolunu da “sembollerde” aramalıyız.
Bir gitar, bir su kadehi, bir jest...
Bazen bunlar, seçimlerde elde edilen yüzde 47 oydan bile daha etkili olabiliyor.
(*) Jay-Z: ”Decoded”, Spiegel and Grau, New York, 2010, s. 63-67
Paylaş