Paylaş
Çok önemli bir şahsiyetin yakını, müze yetkililerini arayarak söz konusu kişinin “Eşiyle Juan Miro sergisini gezmek istediğini” söyledi.
* * *
Ancak bir ricaları vardı.
Bu ziyaret için hiçbir özel önlem alınmayacaktı. Yani sıradan iki vatandaş gibi gelip sergiyi gezecekler ve sonra müzenin içindeki Changa Restoran’da sergi için hazırlanan özel mönü yemeğini baş başa yiyeceklerdi.
* * *
Müzeyi ziyarete gelecek kişiler Türkiye Cumhuriyeti’nin On Birinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünnisa Gül’dü...
Sessizce geldiler, gezdiler ve gittiler...
Bu haberi, son günlerde çok daha keyifle okumaya başladığım Hürriyet yazarı Kanat Atkaya’nın köşesinde okudum.
Okuduğum an, geçenlerde bir davette bir bakanın koruma ordusunun itiş kakışları arasında çektiğim sıkıntı aklıma geldi.
* * *
Aynı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, önceki gün de gidip Türkiye Cumhuriyeti savcılarının önünde, kendisiyle ilgili bir dava için ifade verdi.
* * *
Bunlar güzel davranışlardır.
Ağır bir muhafazakâr hoyratlık ve kibir kasırgası içinde unuttuğumuz zarif davranışlardır.
Ayakkabı kutularına sıkışmış, cepleri tıkış tıkış elbiselerin askılarına takılmış siyasetçilerin, Ankara’ya milyonlarca dolar gönderen, daha düne kadar kim olduğunu bilmediğimiz işadamlarının adalete nanik yaptığı bir dönemde bunlar anlamlı hareketlerdir.
Bunlar sadece yapanlara şeref kazandırmaz.
Demokrasiye ve medeni bir topluma da şeref kazandıran davranışlardır bunlar...
* * *
Arınç’ın israf çıkışından sonra Gül...
Bu hareketler AKP’de “kurucu babaların”, partinin üzerine sinen “kibir” örtüsünü kaldırma işaretleridir.
Sıra Başbakan Ahmet Davutoğlu’nda...
Ülkenin üzerine çöken bu kibir, aşağılama, ötekileştirme, korkutma, sindirme ve hesap vermeme döneminin, bir daha açılmamak üzere kapatılma zamanı geldi.
Ve son söz:
Sıfırlanamayan milyonların hesabı sorulamayacak, Ankara’ya giden milyonların çetelesi tutulamayacak, ayakkabı kutularındaki pis kokular dezenfekte edilemeyecek...
Davaların dosyaları açılmadan kapanacak.
Ama Cumhuriyet tarihinde ilk defa eski bir Cumhurbaşkanı yıllardır kapatılmamış bir davada, ifade verecek.
Bu milletin midesi işte bu çelişkiyi kaldıramaz.
Aşağıdan gelen ses mi, yukarıdan gelen emir mi
TÜRKİYE, 1 Ocak 2015’ten itibaren dünyanın en güçlü ekonomilerinden oluşan G20’nin başkanlığını yapacak. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brisbane’da katıldığı toplantı ile Türkiye’nin G20 başkanlığı dönemini resmen başlattı.
G20’nin bu dönemki ana teması “Yolsuzluklarla küresel mücadele” olacak.
* * *
Başbakan Davutoğlu’nun önünde iki yol var.
-Ya çok ağır yolsuzluk iddialarının üzerini örtmeye, saklamaya devam ederek yolsuzlukla mücadelede hezimete uğrayacak.
-Ya da “muhafazakârlık ambalajı” ile örtülmeye çalışılan pisliklerle, yolsuzluklarla, hırsızlıklarla, ayakkabı kutularıyla, havuzlarla mücadele konusunda bir “milat” yaratacak.
* * *
G20 dönem başkanlığı, Türkiye’de adı yolsuzluklarla kirlenen “muhafazakârlığı” temizleme dönemi olabilir...
* * *
Türkiye’nin merak ettiği soru şudur... Davutoğlu, AKP’yi yeniden AK Parti haline dönüştürebilecek adımları atabilecek mi...
* * *
Aşağıdan gelen sese kulak verirse atabilir... Yukarının emrini dinlerse katiyen dönüştüremez...
Erkekler Ali Sabancı’yı sever de niye onunla fotoğraf çektirmez
DÜN gazetelerde okudum.
Bu yıl “Genç Girişimcilik G3” forumuna katılan gençler arasında küçük bir anket yapılmış. Kadınların çoğu kendilerine rol modeli olarak Koton firmasının kurucusu ve sahibi Gülden Yılmaz’ı, erkekler ise Ali Sabancı ve Acun Ilıcalı’yı görüyormuş. Hiç şaşırmadım. Üçü de harika rol modeli. Hürriyet’in ekonomi sayfasında okuduğuma göre, Ali Sabancı,“Bu yıl benimle fotoğraf çektirmek isteyen sayısında azalma var. Bu da katılımcıların kalitesinde yükselme olduğunu gösteriyor” demiş. İlginç bir gözlem. Acaba selfie çektiren artınca kalite azalıyor mu...
Brisbane Erdoğan mı gelecek sanıyordu
DÜN, ekonomi dergisi Bloomberg’in 17 Kasım’da çıkan sayısını okurken bir ilan dikkatimi çekti.
Reklam, Avustralya’nın Brisbane kentinde yapılan G20 zirvesinin tanıtımını yapıyordu.
Tam sayfa fotoğrafta 3 kişi vardı.
ABD Başkanı Obama, Almanya Şansölyesi Merkel...
Ve hemen arkalarında hafif bir gülümseme ifadesiyle Erdoğan...
Merak ettim Türkiye Başbakanı’nın gideceği bir zirvenin tanıtımında
niye Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafı kullanılır ki...
İlanı “choosebrisbane.com” adlı site vermiş.
Acaba herkes gibi Avustralya da, zirveye Erdoğan’ın mı geleceğini tahmin ediyordu da önceden böyle bir ilan hazırladı...
Bu olay gazetecilik damarımı giderek daha da kabartıyor...
Paylaş