Miami'deki bir ölümle başlayan botoks hikayesi

Bu ölümün arkasında, 18 milyar dolarlık bir pazarın da hazin hikâyesi vardı. Botoks, kendini bulana, yeniden keşfedene ve kullanımı yaygınlaştırana uğurlu gelmemişti...

Haberin Devamı

1- 5 Nisan 2015...

Miami polisi, gelen bir çağrı üzerine gittiği evde ölmüş bir adam buldu.

Ölenin adı Fredric Brandt’dı...

Bu ölüm o gün duyulduğu anda, Hollywood dünyasında ve New York’taki kadın ve güzellik dergilerinin çevrelerinde en çok konuşulan konu haline gelmişti.

Ertesi gün bir gazete haberi şöyle duyuracaktı:

“Botoks kullanımını yaygınlaştıran adam öldü...”

Dr. Fredric Brandt, başta Madonna olmak üzere Hollywood’un yüzünü gençleştiren adam olarak biliniyordu.

New York’taki kadın ve güzellik dergilerinin editörlerinin yüzde 70’i onun kliniğinden geçmişti.

Brandt, kadınlara yaptığı gençleştirme operasyonlarını ve tekniklerini önce kendi üzerinde deneyen insandı.

Her sabah erkenden kalkar yoga yapardı. Yiyeceğine çok dikkat ederdi.

Her şeyiyle uzun yaşamaya ayarlanmış gibi görünen bu adam niye 65 yaşında ölmüştü...

Haberin Devamı

Bu ölümün arkasında, 18 milyar dolarlık bir pazarın da hazin hikâyesi vardı.

Şimdi 28 yıl önceye dönüp iki kadın arasında geçen ve botoksu bugünkü botoks yapacak konuşmaya bakalım.

TİKLERİYLE BOĞUŞAN KADININ FARKETTİĞİ ŞEY

2- Vancouver 1987 baharı...

Dr. Alastair Carruthers ve eşi Jean akşam yemeği için masaya oturduklarında, insanlık tarihini değiştirecek bir olayın başında olduklarının hiç farkında değillerdi.

Her şey, eşi Jean’ın, “Bugün hastalarımdan biri çok ilginç bir şey söyledi” demesiyle başladı.

Alastair ve Jean Carruthers’in Kanada’nın Vancouver şehrinde küçük bir klinikleri vardı.

Burada Alastair cilt kanseri vakalarına bakarken, eşi Jean’da gözdeki istemdışı tikler üzerinde çalışıyordu.

Tedaviyi de “botulinum zehri”ni göz etrafına enjekte ederek yapıyordu.

Botulinum çok eskiden beri bilinen bir zehirdi ve şöyle bir etkisi vardı:

Gözün etrafındaki kaslara enjekte edildiği takdirde, sinirlerle kaslar arasındaki iletişimi donduruyordu. Böylece gözdeki iradedışı tikler de duruyordu. Zehir ayrıca şaşılığın tedavisinde de kullanılıyordu.

Ancak, tedavi ettiği hastalarından biri o sabah kendisine şöyle çok ilginç bir şey söylemişti:

“Bir şey fark ettim, bana bunu enjekte ettiğiniz zaman gözlerimin etrafındaki kırışıklıklar da gidiyor...”

Haberin Devamı

İki doktorun o güne kadar fark etmedikleri bir şeydi bu...

Bu konuşma dünya estetik tarihinin en önemli anlarından biriydi. Hemen ertesi sabah çalışmaya başladılar...

Miamideki bir ölümle başlayan botoks hikayesi
Fredric Brandt

BOTOKSU BULAN ADAMIN 9 MİLYONLUK HİKÂYESİ

3- Botulinum zehrini 1970’li yılların başında Alan B. Scott isimli bir doktor keşfetmişti.

Ancak o zehrin, şaşılık ve tikin tedavisinde kullanılabileceğini bulmuştu.

Dr. Scott bulduğu ilaca “Oculinium” adını vermiş ve bu ilacı pazarlamak için aynı isimde bir şirket kurmuştu.

FDA’ya başvurup 1989 yılında onay almıştı.

İşte tam bu sıralarda, İrlanda’nın başkenti Dublin’den bir mesaj aldı. Allergan isimli bir şirket bu ürünle ilgilenmeye başlamıştı.

Haberin Devamı

Allergan, gözlük camı temizleyicisi ve göz kurumasına karşı ürünler üreten, yıllık satışı 500 milyon dolar civarında olan bir şirketti.

Doğan olarak şaşılık ve tik tedavisinde kullanılacak bir ilaç onlara cazip gelmişti.

Amerikan halkının yüzde 4’ünün şu veya bu derece şaşılık sorunu vardı.

İlacın asıl hakkı Alan B. Scott’ta gibi görünüyordu. Nitekim şirket ona gitti ve Oculinium şirketini 9 milyon dolar gibi çok küçük bir paraya aldı.

Allergan bu küçük şirketi aldığı yıl, Kanada’nın Vancouver şehrinde yaşayan karıkoca 2 doktorun, Orlando’daki kongreye sunacakları bir raporun, botoksun kaderini değiştireceğini bilmiyordu.

BOTOKS HAYALİ ORLANDO’DA SÖNEN 2 DOKTORUN HİKÂYESİ

Haberin Devamı

4- Orlando 1991...

Vancouver’deki kliniğin sahipleri Alastair ve Jean Carruthers’ın, 1987 yılından beri yaptıkları çalışma belli bir sonuca gelmişti.

Çift bu bulguları bilimsel bir makale haline getirdi. O yıl bu makaleyi sunacakları çok da iyi bir platform vardı. Dünyanın önde gelen dermatologları Orlando şehrinde yapılacak olan Amerika Dermatoloji Cerrahları Cemiyeti Kongresi”nde bir araya gelecekti.

Bildiriyi oraya sunmaya karar verdiler.

Ama bu buluşları kongrede hiç heyecan yaratmadı.

Hatta bazı tanıdıkları “Bu çılgınca bir fikir, boşuna uğraşmayı bırakın, sizi hiçbir yere götürmez” diyordu...

Oysa bu buluş 3 yıl sonra bütün dünyada, “ikinci yüzyılda Yunanların bulduğu soğuk kremden sonra tarihin en önemli ikinci antiaging (yaşlanmayı önleyici) ürünü” haline gelecekti.

Haberin Devamı

Onlar bu düş kırıklığı ile evlerine dönerken, Allergan şirketi o bildirinin kendilerine açacağı büyük yolu görmüştü.

Şirket daha o yıl, Oculinium adlı ilacın satışından 13 milyon dolar para elde etmişti.

Ama asıl başarı, Orlando’da sunulan bildiriden sonra gelecekti.

BU İLAÇTAN İKİNCİ BİR VİAGRA MUCİZESİ ÇIKAR

5- 1998 Dublin...

Allergan şirketinin CEO’luk koltuğuna o yıl oturan David E.I. Pyott, daha ilk günden gözünü ellerindeki “Botox” marka ilacın yan etkilerine çevirmişti.

Kafasındaki soru da şuydu:

“Acaba bu ilaçtan, yeni bir Viagra mucizesi çıkarabilir miyim...”

Bunun ilk işareti Orlando’da sunulan bildiride gelmişti.

Üstelik ortada bir patent sorunu da yoktu.

Çünkü kırışıklıkları gidermekte kullanılacak olan botoks maddesini bulan ve geliştiren firma artık onların elindeydi.

İlk iş olarak şirketin RG bölümüne bu yan etkiyi inceleme talimatını verdi.

Ancak önlerinde Amerika’da ilacın belli amaçlarla kullanılmasına izin veren FDA sorunu vardı. FDA 1989 yılında bu ilaca, şaşılık ve tik tedavisinde kullanılmak üzere izin vermişti.

Gerçi doktorlar bunu kırışıklıkların giderilmesinde de kullanabilirlerdi ama o özelliğini öne sürerek ilacı pazarlayamazlardı.

Kırışıklık için FDA izni de 2002 yılında geldi.

2001 yılında şirketin botoks satışı 310 milyon dolar seviyesine gelmişti. Ama kırışıklık tedavisi izni alındıktan sonra, 10 yıl içinde botoks satışı 2 milyar doları bulacaktı.

İşte tam bu sıralarda, botoks mucizesinin üçüncü aşaması keşfedilecekti...

Botoks, Kortizon kadar mucize bir ilaçtı ve bunun ilk önemli bilimsel işareti de 2014 yılında gelecekti...

BOTOKS ERKEKLERDE ERKEN BOŞALMAYA ÇARE OLABİLİR Mİ

6- Washington DC 2014...

Dr. Norman Rosenthal, Georgtown Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde klinik psikoloji dalında öğretim üyesiydi.

O yıl George Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan yardımcı profesör Eric Finzi ile birlikte yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı.

Ağır depresyon geçiren 74 hasta alınmış ve bunlar 2 gruba ayrılmıştı. Birinci gruba botoks, öteki gruba ise, içinde hiç bir etkin madde bulunmayan placebo verilmişti.

Altı hafta sonunda gerçek botoks ilacı alanların yüzde 52’sinde migren şikâyetinin durduğu belirlenmişti.

Placebo alan grupta şikâyet azalması ise yüzde 12’de kalmıştı.

Botoksun harika bir yan etkisi daha keşfedilmişti.

Onun migren tedavisinde de çok etkili olduğu yolundaki araştırmalar takip etti.

Bir başka yan etkisi ise erken boşalmayı önlemesiydi.

Ellerdeki terlemeyi de önlüyordu.

2015 yılına geldiğinde Allergan’ın botoks satışı 2.5 milyar dolara çıkmıştı. Bunun yarısı kırışıklık giderme dışındaki etkileri için alanlardan geliyordu.

ERKEKLER DE BOTOKS YAPTIRMAYA BAŞLAYINCA

7- Ancak daha gidilecek çok yol vardı. FDA’nın yeni alanlarda kullanılmasına izin vermesine daha epey zaman vardı.

Ayrıca botoks basbayağı bir zehirdi ve bunun dikkatsiz kullanımı ölümlere bile yol açabilirdi.

Ancak hiçbir şey botoksun önünü kesemiyordu. 2000’li yılların başından itibaren yepyeni bir müşteri daha onun pazarına geliyordu.

Artık erkekler de botoks yaptırmaya başlamıştı.

Sadece 2013 yılında estetik amaçlarla şu veya bu ölçüde operasyon geçiren erkek sayısı 278 milyonu bulmuştu.

İşte bütün bunlar, o ana kadar uyumakta olan bir devi uyandırmıştı.

Pfizer gözünü, İrlanda merkezli Allergan’a çevirmişti.

Üstelik öyle bir teklifle geliyordu ki...

YAŞLANAN DEV BOTOKS YAPTIRMAYA GİDİYOR

8- Bütün dünyanın gözü bir anda oraya çevrilmişti.

Pfizer, Allergan’a birleşme teklif ediyordu.

Böylece 160 milyar dolarlık bir ilaç devi doğacaktı.

Pfizer’ın amacı bir taşla iki kuş vurmaktı.

Önü giderek açılan, pazarı giderek büyüyen bir ürünü kendi bünyesine katacaktı.

Ayrıca yeni şirketin merkezini Amerika’dan Dublin’e taşıyarak büyük bir vergi yükünden kurtulacaktı.

Her şey hazırdı... Altına imza atılacak belgeler tamamlanmıştı...

Ama 6 Nisan 2016 günü hiç beklemedikleri bir şeyle karşılaşacaklardı...

Başkan Obama bu birleşmeyi engellemişti...

Çünkü Amerikan şirketlerinin vergiden kurtulmak için başka ülkelere gitmesini istemiyordu...

Allergan botoksun önlenemeyen yükselişini tek başına sürdürecekti.

Artık elinde Viagra ve Kortizon’dan çok daha geniş kullanım alanı bulunan bir tesadüfler çocuğu vardı.

BOTOKSUN İLK KAHRAMANLARI ŞİMDİ NEREDE VE NE YAPIYORLAR

9- Botoksun ana maddesini bulan Dr. Alan B. Scott kurduğu şirketi Allergan’a sattıktan sonra 2006 yılına kadar California Pasifik Tıp Merkezi’nde Optamoloji Bölümü’nün başkan yardımcısı olarak çalıştı.

Halen Strabismus Araştırma Vakfı’nda kıdemli bilimci olarak çalışıyor.

* * * 

- Carruther ailesi, buluşlarının patentini alamadı. Dolayısıyla 18 milyar dolarlık pazarda hiçbir zaman para kazanamadılar. Tek kazançları, Allergan şirketinde danışman ve araştırmacı olarak çalışmaları karşılığında aldıkları maaş oldu.

* * * 

- Botoksun estetik amaçlı kullanımını yaygınlaştıran doktor Fredric Brandt’a gelince...

Miami polisi, ölümünden birkaç gün sonra ölüm nedenini şöyle açıkladı:

“Kendini asarak intihar...”

* *  *

Arkadaşları son günlerde depresyonda olduğunu söylediler...

Gece şov programlarında ve bir filmde kendisinin çok komik gösterilmesini, alay edilmesini kaldıramadığını söyleyenler de oldu.

* * *

Botoks, kendini bulana, yeniden keşfedene ve kullanımı yaygınlaştırana uğurlu gelmemişti...

--------------

NOT: Yazıdaki bilgileri Time dergisinin 16 Ocak 2017 sayısından, New York Times, Washington Post ve başka gazetelerde çıkan yazılardan, çeşitli uzman internet sitelerinden derledim. Senaryo her zamanki gibi bana ait.

 

Yazarın Tüm Yazıları