Paylaş
Bu olay sabah saat 06.30 ile 09.41 arasında bir zaman diliminde Türkiye’den de görülebilecek.
Tutulmanın en kesin anında Ay, Güneş’in yüzde 99’una yakın bölümünü örtecek. Sadece kenarda ince bir ateş çemberi gibi görebileceğiz koskoca Güneş’i.
Sıradan gibi görünen bu tutulmayı özel hale getiren bir şey var.
Tutulma 21 Haziran gününe, yani yılın en uzun gününe rastlıyor.
Ve tam tutulma sırasında gökyüzünde bir hükümranlık değişikliği gerçekleşecek.
Gökyüzü Menkalinan yıldızının etkisine girecek.
*
Menkalinan dik kafalı bir yıldız... Gökyüzündeki iki güçlü gezegen Mars ve Merkür’e benziyor biraz...
Yani bana “Marvel” filmlerindeki tanrıları hatırlatıyor.
Kısaca anlaşması güç, inatçı bir yıldız ve bugünden itibaren 1.5 ay boyunca gökyüzünün dönem başkanı, reisi, imparatoru o...
*
Bu tutulmanın bir başka özelliği de “burç dışı” bir tutulma olması...
Burç dışı tutulmalarda, tutulmanın etkisi zayıflar...
Eee ne var, daha iyi değil mi diyebilirsiniz...
Ama şunu unutmayın... Tutulmanın kötü etkilerini zayıflatıyor ama iyi etkilerini de zayıflatıyor...
O nedenle kaderimiz 1.5 ay boyunca işte böyle bir gökyüzü tanrısının “mood”una bağlı...
MELANKOLİ
BU 1.5 AY ESKİ ALBÜMLERİ AÇACAKSANIZ AMAN DİKKAT
BU 1.5 ayda, Menkalinan’ın bize en sinsice yaklaştığı yanımız “nostaljik damarımız” olacak.
Bu 1.5 ay boyunca, melankolik bir ruh haline girebiliriz, geçmişe ait konular daha sık aklımıza gelebilir. Geçmişe özlemimiz artabilir, eski fotoğraflara, eski videolara, eski şarkılara düşkünlüğümüz had safhaya çıkabilir.
Koronavirüs efekti de Menkalinan’ın işini kolaylaştırabilir.
Astrologlar bunun iyi bir şey olduğunu söylüyorlar. Bense hiç aynı fikirde değilim.
Nostalji insana güzel gelen, rahatlatan bir duygudur ama yer çekim kuvveti en güçlü duygudur aynı zamanda.
İnsanı aşağı çeker.
Bir tür erken gelmiş ölüme hazırlık halidir... Sizi bir koltuğa, yatağa çiviler.
O yüzden nostalji yapmayın.
Geçmişe ait hatıraları “vintage” bir duyguyla yeniden yaşamaya çalışın.
Yani onları güncelleştirerek...
GÜVENLİK
EVİNİZE ALARM TAKTIRMAK İÇİN UYGUN BİR DÖNEM
OKUDUĞUM astrologların çoğu “Menkalinan” yıldızının huysuz, asabi karakterini dikkate alarak hep “güvensizlik” duygusunun artmasından söz ediyorlar.
Bir de ilginç bir durumdan söz ediyorlar.
Dünya böyle bir durumla son olarak 2001 yılında karşılaşmış. Tabii onu 11 Eylül İkiz Kuleler saldırısı izlemiş.
İşte o nedenle bazı astrologlar evinize alarm sistemi taktırmanızı bile öneriyorlar.
Ama Menkalinan’a mı yoksa hırsızlara karşı mı anlamadım.
Ve kendinizi yaşadığınız andan ve gelecekten hiç koparmayın.
TAVSİYE
BİR BUÇUK AY RAKI VE BALIK
ASTROLOGLAR bu 1.5 ay boyunca Menkalinan’ın size yapacağı en büyük kötülüklerden birinin beslenme alışkanlıklarınızı bozmak olduğunu söylüyor.
O nedenle bu şeytani yıldızın sizi bozmasına mani olmak istemiyorsanız sofranıza dikkat.
Astrologlar “Daha çok deniz ürünlerini tercih edin” diyorlar ve ekliyorlar:
“Keyifli rakı ve balık sofraları kurabilirsiniz...”
Tabii içkiyi içmez veya kararına bırakırsanız iyi...
ZAMANIN RUHU
TARİHİN EN LÜZUMSUZ, EN ZÜPPE 10 YILI 80’LER MİYDİ
BENİM kuşağımın hâlâ yaşayan bir “68’lisine”, başlıktaki soruyu sorarsanız büyük ihtimalle alacağınız cevap şu olurdu:
“Evet 80’lerdir...”
Çünkü onların gözünde 80’ler, “Özal’lı yıllardır”.
Dolayısıyla takım elbiseli “Yuppiler”, New York’taki danışmanlık şirketlerinden devşirme “Wall Street boys”, puro içip Rolex saat takmaktan başka bir şey bilmeyen yeniyetme apolitik züppeler 10 yılıdır bu.
Geçen hafta CNN yapımı “90’lar” belgeselini yazmıştım. Bugün de aynı belgeselin “80’ler” bölümünü anlatacağım.
Bugünün gözüyle o bütün 10 yıla baktığımda bambaşka bir tablo çıktı önüme...
Beatles’ın en isyankâr üyesi John Lennon 9 Aralık 1980 günü öldürüldüğünde, onun harika şarkısından esinlenerek adını koyduğumuz “Imagine kuşağı” döneminin kapandığını sanmıştık.
Meğer hayal etmeyi en büyük ideal haline getiren asıl “Imagine” dönemi açılıyormuş.
VİDEO MÜZİK DEVRİMİ Mİ YOKSA MÜZİK KATİLİ Mİ
HİÇ kuşkusuz kültürel alanda 80’lere damgasını vuran şey video kliplerinin keşfiydi.
O 10 yılda çıkan “Video killed the Radio Star” (Video Radyo Sanatçısını Öldürdü) şarkısı beraberinde büyük bir tartışmayı da getirmişti.
Videodaki hikâye ve görüntü müziğin önüne geçmişti.
Ne olursa olsun video müzikteki en büyük devrimlerden biriydi.
Video aynı zamanda müzikte ve eğlence sektöründe, gelecek 50 yıla damgasını vuracak olan “Story telling” yani “Hikâye anlatma” döneminin başıydı.
Ayrıca rock müzik, 1983 yılında yayına başlayan Miam Vice’la birlikte televizyon dizilerinin en önemli parçalarından biri haline gelecekti.
Yani video aslında müziğe yepyeni bir boyut getirmişti ve artık bundan dönüş yoktu.
‘THRİLLER’ KLİBİ ÇEKİLİRKEN O PLATODA KİMLER VARDI
DÜNYA müzik tarihine en büyük damgayı vuran klip hiç şüphesiz Michael Jackson’ın 13 dakikalık “Thriller” videosudur.
Ünlü İngiliz yönetmen John Landis’in yönettiği klibin çekimine 1983 yılı ekim ayında başlandı.
Öylesine tarihi bir olaydı ki, sete Marlon Brando, Rock Hudson ve Jackie Kennedy gibi birçok ünlü geldi.
Bu video gerçek bir devrimdi dünya müzik tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri oldu.
SİYAH MÜZİK MTV DUVARINI YIKIYOR
1 Ağustos 1981 dünya müzik tarihin en önemli günlerinden biridir.
Müzik dinleme olayını, müzik seyretme alışkanlığı haline getiren MTV televizyonu o gün yayın hayatına başladı.
Ve müzik sanayi bir anda başka tarafa döndü. Bu aynı zamanda müzik klibi döneminin açılışıydı.
MTV giderek müzik sanayi ve eğlence sektörünün en büyük enstrümanı haline geliyordu ama ortada çok ciddi bir sorun vardı.
MTV siyah sanatçılara kapısını bir türlü açmıyordu. Michael Jackson’ın müzik tarihi değiştiren albümü “Thriller” çıkmış, orada şarkıları bile yayınlamıyordu.
David Bowie bir programda “Siyah sanatçıları niye yayınlamıyorsunuz” diye tepki göstermişti.
Sonunda Michael Jackson’ın yapımcı şirketi devreye girdi ve MTV’ye ültimatomu verdi:
“Michael Jackson’a ekranlarınızı açmazsanız bütün beyaz sanatçılarımızı da çekiyoruz.”
Arkasından Prince’in yapımcı şirketi Warner Bros aynı şeyi yaptı.
Ve 1983 yılı sonunda Michael Jackson’ın “Thriller” klibi MTV ekranlarında dönmeye başladı.
Siyah müzik MTV’nin beyaz duvarlarını yıkmıştı.
PİNK FLOYD VE BEATLES’TAN SONRA MÜZİK OLUR MU? OLURMUŞ...
1960’lar Beatles, Rolling Stones, Bob Dylan yıllarıydı.
70’lere ise Pink Floyd damgasını vurdu.
Damgalarını o kadar vurmuşlardı ki, 80’ler, yaşandığı yıllarda bu devasa hayaletlerin gölgesinde kalmıştı.
Gelin 80’lerde müzikte yaşanan bazı gelişmeleri alt alta yazalım ve gerçek tabloyu görelim:
Police, Culture Club, The Cure, Smiths, New Order, Depeche Mode, Dunran Duran gibi konserleri devasa statlara taşıyan gruplar bu dönemde çıktı.
1960’larda Beatles’la başlayan Liverpool devriminden sonra ikinci İngiliz devrimi olan Manchester Boys o tarihte doğdu.
Joy Division, New Order, Happy Mondays gibi gruplar 80’lerin ürünüydü.
Müzikte erkek egemen düzen o 10 yılda bozuldu. Cyndi Lauper, Madonna gibi isyankâr, devrimci kadınlar o 10 yılın çocuklarıydı.
Bronx çocukları, iki plak çalıcısı, bir mikserle rap müziğini o yıllarda varoşlardan metropollere taşıdı.
Woodstock’tan sonra müzikte ikinci sosyal devrim sayılan Live Aid konseri o yıllarda yapıldı. (Küçük bir ayrıntı: O konserde U2’nun sahnede takdimini yapan kişi Jack Nicholson’du.)
*
İşte o nedenle bazı sosyologlar bugünden geriye baktığında şunu söylüyor:
Müziğin siyaset ve sosyal hayatta etkisi hiçbir dönemde bu 10 yılki kadar güçlü değildi.
DÜNYANIN EN BÜYÜK YORGANI ALTINDA VİRÜSE KARŞI SAVAŞ
1980’lere damgasını vuran en önemli olaylardan biri AIDS’in ortaya çıkışıydı.
Bugün koronavirüsü yaşamış bir insan olarak geriye baktığımda AIDS’le mücadelenin insanlık tarihinde ne kadar önemli bir şey olduğunu çok daha iyi görüyorum.
O günün hastalarının en büyük mücadeleyi virüse değil, “bunu Tanrı’nın cezası olarak” gören önyargılara karşı verdiğini anlıyoruz.
O günlerden bugüne kalan en çarpıcı görüntülerden biri ise Washington’da yapılan dev miting. Dünyanın her yerinden binlerce kadın, o güne kadar AIDS’ten ölen insanların adlarının yazıldığı yorganlar yaptılar ve bunlar şehrin en büyük meydanına serildi.
Herhalde bugüne kadar dünyayı bu kadar güzel ısıtan bir yorgan görülmemiştir.
AIDS’İ AHLAK GETTOSUNDAN ÇIKARAN ÇOCUĞUN ÖLÜMÜ
GERİYE baktığınızda şunu görüyorsunuz. AIDS’e karşı savaşın kazanılasında iki kişinin çok özel katkısı olmuş.
Birincisi aktör Rock Hudson...
O hasta olunca AIDS çok büyük bir popüler ilgi kazandı.
Bir de, aldığı kan nedeniyle AIDS virüsü kapan hemofili hastası Ryan White adlı çocuk. AIDS nedeniyle okuldan çıkarıldı. 1990 yılında, mezuniyetine bir ay kala öldüğünde bütün Amerika onun için ağlıyordu.
Onun sayesinde AIDS, kapatıldığı ahlak gettosundan dışarı çıkabilmişti. Böylece Afrika’daki milyonlarca kadın-erkek AIDS hastası için de umut ışığı yanmıştı.
Paylaş