Lebensraum kelimesi aşırı mı yorumlandı

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Türkiye ile Almanya arasında, son yılların en büyük krizlerinden birine yol açan mülakatta neler söylendi? Başbakan Mesut Yılmaz, gerçekten de Kohl'ü Hitler'e mi benzetti?

Bir Türk başbakanı bu kadar sorumsuz sözler söyleyebilir mi?

Bu olayın perde arkasını araştırdım.

Financial Times Gazetesi'nin iki muhabiri önceki gün Başbakan Mesut Yılmaz'a geliyor.

HAYAT SAHASI

Muhabirlerden birisi, gazetenin Türkiye muhabiri.

Yılmaz, iki gazeteci ile İngilizce konuşuyor.

Mülakatın bir yerinde gazeteciler, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişinde en önemli engelin Almanya mı olduğunu soruyorlar.

Başbakan Yılmaz ‘‘Evet’’ diyor.

Neden diye sorulduğunda da, ‘‘Çünkü Almanya, Merkezi ve Doğu Avrupa'yı kendi hayat sahası olarak görüyor’’ diyor.

İşte bütün kıyamet buradaki ‘‘hayat sahası’’ kavramından kopuyor.

Çünkü Yılmaz bu kavramı, İngilizce değil, Almanca olarak telaffuz ediyor ve ‘‘Lebensraum’’ kelimesini kullanıyor.

Lebensraum Almanca'da ‘‘Hayat sahası’’ anlamına geliyor.

Oysa son derece masum gibi görünen bu kelimenin, Almanya siyasi tarihi açısından çok özel bir anlamı var.

Hitler, İkinci Dünya Savaşı'ndan önce Polonya ve Çekoslovakya'yı işgal için ‘‘Lebensraum’’ kavramını gerekçe olarak kullanmıştı.

Yani bu ülkelerin Almanya'nın hayat sahası olduğunu iddia ederek işgal etmişti.

Dün, bu mülakatın ayrıntılarını öğrenmek için Başbakan Yılmaz'ın dışişleri danışmanı Büyükelçi Ümit Pamir'i aradım.

ANKARA'NIN YORUMU

Pamir, mülakat sırasında Başbakan Yılmaz'ın yanındaymış.

‘‘Mülakatın hiçbir yerinde ne Hitler'in adı geçti, ne de ona gönderme yapan bir ifade kullanıldı’’ diyor.

Yılmaz, lebensraum kelimesini kullandıktan sonra, bunun İngilizce karşılığını Ümit Pamir'e sormuş. O da, ‘‘backyard’’ kelimesini söylemiş.

Backyard, arka bahçe anlamına geliyor.

Ama Hitler'in temel ideolojisinde ağırlıklı yere sahip bir kelime kullanılınca, gazeteciler de bunu yorumlarına katmışlar.

Nitekim Financial Times'da yayınlanan yazıda, Mesut Yılmaz'ın ağzından ‘‘Hitler’’ kelimesi çıktığına dair bir ifade yok.

ALTTAKİ CÜMLE

Gazeteciler bunu lebensraum kelimesini yorumlayarak vermişler.

Ancak bunun hemen altında Yılmaz'ın ağzından tırnak içinde verilen bir cümle var.

O da aynen şöyle:

‘‘Almanlar geçmişteki stratejilerinin aynısını uygulamaya devam ediyorlar.’’

Ve cümle devam ediyor:

‘‘Onlar lebenstraum'a inanıyorlar. Merkezi Avrupa ve Doğu Avrupa'nın hem Avrupa hem de kendileri için bir arka bahçe olarak stratejik öneme sahip olduğuna inanıyorlar. Nihai amaçları bu ülkeleri NATO ve Avrupa Birliği'ne almak ve Avrupa'yı Bulgaristan-Türkiye sınırında bitirmek. Onlar için Türkiye iyi bir komşu olabilir ama AB üyesi olamaz.’’

Bu cümleleri nasıl yorumlamak gerekir?

Başbakan'ın danışmanı Ümit Pamir'e göre, gazeteciler bu cümleleri ‘‘Kastını çok aşan’’ şekilde yorumlamışlar.

Ancak tırnak içinde Yılmaz'ın ağzından verilen cümlelerin bu tür kastı aşan bir yorumlamaya açık olduğunu da kabul etmek gerekir.

‘‘Geçmişe’’ yapılan atıf, adı verilmese de insanın aklına Hitler'i getirmiyor değil.

Yine de Alman hükümetinin bu kadar sert bir açıklama yapmadan önce, Ankara'ya bu mülakattaki cümlelerin ne anlama geldiğini sorması iyi olurdu.

İYİLEŞTİRİCİ MEKANİZMA

Çünkü iki ülke arasındaki ilişkilerin bu kadar aşırı duygusal bir atmosfere girmesi ne Türkiye'nin ne de Almanya'nın yararınadır.

O nedenle, ilişkilerin daha da kötüye gitmesini önleyecek bir mekanizmanın kurulması zamanı geldi.













Yazarın Tüm Yazıları