Kürt bayrağını indiren kim, göndere çeken kim

Kerkük’te Kürt bayrağının gönderden indirilip yerine Irak ve Haşdi Şabi bayrağı çekildiği gün...

Oradan 676 kilometre uzaklıkta, bir Suriye şehrinde IŞİD bayrağı indirildi, yerine SDG bayrağı çekildi...

*

Herkes biliyor ki SDG (Suriye Demokratik Güçleri) uydurma bir isim.

O bayrağın adı ABD destekli YPG bayrağıdır.

Yani PKK terör örgütünün uzantısının bayrağı...

*

Şimdi sakin olun, yerinize oturun, serinkanlı düşünün.

Bir Kürt genci olsanız ne hissedersiniz?

*

Ben eğer Türkiyeli bir Kürt genci olsam derdim ki...

“En iyisi yine de bizim ülkemiz... En iyisi Türkiye’de kalıp demokratik mücadeleyi vermek...”

Ama Irak veya Suriye’de bir Kürt genci olsanız...

Barzani güçlerinin ruhunuzda yaşattığı hayal kırıklığını YPG güçlerinin diktiği bayrakla dengelemez miydiniz?

Bilmiyorum...

Ankara’da bu “Kürt psikolojisini”, ilerideki sonuçlarını düşünen bir kişi var mı...

*

Yani şu soruyu soran bir kişi: Gücünü bu kadar kaybetmiş bir Barzani bize yarar mı getirir, zarar mı...

FAYDALI YOL BİLGİLERİ

- Kerkük-Rakka arası 676 kilometre.

- Türkiye sınırı-Kerkük arası 261 kilometre.

- Türkiye sınırı (Ceylanpınar)-Rakka arası 201 kilometre.

KÜRT HASSASİYETİ

- KÜRT açılımı sırasında “Türk hassasiyetine dikkat” diye yazmıştım...

Şimdi de “Kürt hassasiyetine dikkat” diye yazıyorum.

Hiçbir millet, hiçbir başka milleti aşağılamamalı...

Ne Türk’ü, ne Amerikalıyı, ne Arap’ı, ne Kürt’ü...

MUHAFAZAKÂR KIZLAR SADECE ‘KIZ KIZA’ MI EĞLENMEYE GİDER

HÜRRİYET yazarı Ayşe Baykal’a sordum:

“Ne yani, başörtülü kadınlar dünyevi zevkleri almıyor mu? Alamıyor mu?”

Ayşe Baykal dün, son zamanlarda okuduğum en güzel yazılardan birini yazdı ve cevabını verdi.

Mutlaka okuyun...

Yazısının sonunda bana da şu mesaj var:

“Son olarak; arkadaşlarım selamlarıyla birlikte şu mesajı iletmemi istediler Ertuğrul Bey’e:

Bizim için üzülmeyin. Kadınlar dünyevi haz almayı öğrendi artık; seyahate çıkıyor, kız kıza eğlenceye gidiyor, sanat yapıyor, şiir yazıyor vs.

Siz yeni muhafazakârları görmediniz sanırım. ‘Evinde otur, sadece çocuk bak’ eskide kaldı, AK Parti iktidarı kadınların gözlerini açtı.”

Bak buna çok sevindim...

Yine de takıldığım bir şey var.

Sadece kız kıza mı eğlenmeye gidiyorsunuz...

ŞAŞAA VE DEBDEBE DÖNEMİNİ KİM AÇTI KİM KAPATIYOR

TIRNAK içinde yazıyorum.

Başbakan Binali Yıldırım aynen şöyle dedi:

“Tasarrufa önce kendimizden başlayacağız. Şaşaa, debdebe dönemi bitiyor artık...”

Basit bir mantıkla alt alta yazıyorum.

- Demek ki: Bir şaşaa ve debdebe dönemi yaşıyormuşuz...

- Demek ki: Şimdi bu dönem kapatılacakmış...

Öyleyse soralım:

- SORU 1: Şaşaa ve debdebe dönemini devletin hangi yöneticisi açtı?

- SORU 2: Şaşaa ve debdebe dönemini devletin hangi yetkilisi kapatıyor?

Değerlendirme için önemli bir bilgi:

2002 yılından bu yana, yani 15 yıldır iktidarda AKP bulunduğuna göre...

BİNALİ BEY’İN EN SEVDİĞİM 3 ÖZELLİĞİ

- Bir kere çok esprili...

Esprileri acemi, ama bu acemilik onu daha sahici yapıyor.

*

- “Düşman azaltıp dost çoğaltma” politikası çöktü...

Ama o hâlâ bu politikayı sürdürme gayretinde...

*

- En sert sözleri bile öyle güzel söylüyor ki...

Kulağa hoş geliyor...

BU YAKLAŞIMA DİYECEĞİM YOK

ANTALYA Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in, bende “Halk bana oyunu verdi, isteğimi yaparım” hissi yaratan sözlerini eleştirmiştim.

Dün aradı ve şunu söyledi: “Ben seçim kataloğuma, festivali uluslararası hale getireceğimi yazmıştım. Seçmenime verdiğim sözü tutuyorum demek istedim.”  

Hah... İşte bu yaklaşıma diyeceğim bir şey yok.

KORKAK BİR HOROZ ELİF ŞAFAK KONUSUNDA KİMLERİ ALKIŞLAR

DİKKAT ettiniz mi...Elif Şafak biseksüel olduğunu açıklayınca erkek yazarlar üzerine çullandı.

Kadın yazarların pek çoğu sessiz kaldı... Bana sanki, bu düşünsel recmi sessizlikleriyle onaylıyorlar gibi gelmişti. Yanılmışım...

Ayşe Arman dün öyle bir patlayıp TED konuşması için fikrini şu cümleyle öyle net yazdı ki...

“Bence şahane bir konuşma... Destekliyorum... Ve Elif Şafak’ı çok cesur buluyorum...”

Ben de sana çok teşekkür ediyorum Ayşe... Benim gibi korkak bir horozun söylemek istediğini en açık şekilde söylediğin için teşekkür ediyorum.

NOT: Alkışladığım bir yazı da Gazete Duvar’da popüler kültür yazılarını çok keyifle okuduğum Zehra Çelenk’in “Elif Şafak ve bizim büyük homofobikliğimiz” yazısı.

TOKSİK MASKÜLEN VE TESTOSTERON TANKERİ

CUMARTESİ günü bir kadın senarist ve sinema eleştirmeni Mike Muir, Financial Times’ta, kadınlarına yapılabilecek en berbat şeyleri yapan ünlü yapımcı Weinstein’a karşı yazdığı yazıda iki ilginç kavram kullandı. Hollywood’un erkek dünyasını “toksik maskülenlik” olarak değerlendirdi ve bu erkekler için “Testosteron tankeri” dedi.

Türk medyasının erkek takımının Elif Şafak hakkında yazdıklarını okuyunca bunları hatırladım.