Paylaş
Gelin sizi biraz bu bodrum mezarlarından, Hizbullah mezbahalarından kurtarıp başka yerlere götüreyim.
Prada ve Gucci plili pantolonları terk edip, 1960'ların düz, kırmasız pantolonlarına dönüyormuş.
Yani Don Johnson'un ‘‘Miami Vice’’ filminde giydiği o beyaz Alaaddin stili pantolon, belki de 20 yıl sonra geri gelmek üzere kayboluyormuş.
* * *
New York Times, geçen haftaki pazar baskısında bu konuda müthiş bir yazı yayımladı.
Haberin yazarı, büyük mağazaların ve modaevlerinin yeni trendini rakamlarla incelemiş.
Mesela Donna Karan'ın yeni kreasyonlarının yüzde 85'i düz pantolonmuş.
Erkek giyimin en tanınmış dergisi DNR geçen kasım sayısında, kırmalı pantolonun ölümünü ilan etmiş.
Hem de kapaktan.
Banana Republic'in 300 mağazasında kırmasız pantolon satışı, kırmalı pantolonları sollamış.
Hiç kuşkusuz modada bazı trendler gelir geçer...
Ama bir süre sonra yine döner.
Ben yine de pantolonlardan plinin kalkmasına takıldım.
68 gençliği, giyim estetiğini plisiz pantolon üzerine kurdu.
O yıllar blucinin yükseliş dönemiydi.
* * *
Bu eğilim 1980'li yılların ortalarına kadar devam etti.
Ancak 1980'lerde yeni liberalizmin yükselişi ve yuppie kültürünün yaygınlaşmasıyla birlikte, 1960'ların başında kaybolan kırmalar geri döndü.
Çünkü jöle saçlı broker'ların dönemi açılıyordu.
Lacivert, çizgili takım elbiseler, kruvaze takımlar yeniden hayatımıza giriyordu.
Neo liberalizmin lacivertli adamları, düz pantolonlu flinta delikanlıları piyasadan kovmuştu.
West Side Story efsanesi, derin bir paranteze alınmıştı.
Kırmalı pantolon ideolojisi, düz pantolonlu 68 ideolojisini yıkmıştı.
Düz pantolon, Berlin duvarından önce pes etmiş, duvarlar yıkılmadan, o pantolonu indirmişti.
Ama pantolon savaşı hiçbir zaman bitmedi.
Bu savaşta kimse ateşkesi kabul etmiyordu.
Ve işte şimdi düz pantolonun intikam dönemi açılıyor.
Blucinin zayıf düşen mevzileri, docker pantolonlarla, bacaklara deri gibi yapışan simsiyah, kırmasız deri pantolonlarla takviye ediliyor.
* * *
1980'lerin yuppie şımarıklığı içinde sayısını dörde-beşe çıkaran pliler, Amerika'nın dev mağazalarında her gün bir tezgáhı, bir rafı kaybediyor.
West Side Story'nin bıçkın etnik delikanlıları, kırmasız pantolonlarla sokağa fırlıyorlar.
Modadır, gelir geçer, sonra yine geri döner.
Evet modern hayatın giyim kuralı budur.
Ama hiçbir moda, onu besleyen, taşıyan sosyal zeminden bağımsız değildir.
Her trendin, her çizginin, her dokunuşun altında, onun felsefi ve psikolojik çizgileri yazılıdır.
Tıpkı bir kullanma tarifi gibi.
* * *
Pliler gidiyor, ama buna karşılık egzotik meyveli bikiniler geri geliyor.
Evet modaya yaz şimdiden geldi.
Bu yıl havai gömlekler acayip moda olacak.
Mangolar, kivi dilimleri, aklınıza gelebilecek her tür tropikal meyve, gömlekleri ve bikinileri süsleyecek.
Bu kışın modası gümüş ve beyazdı.
Steril bir kış geçiriyoruz yani.
Ama yazla birlikte müthiş bir renk álemine dalacağız.
Bikiniler yine yandan iple bağlı o müthiş estetiğe dönüyor.
Tanganın, kadın kalçasını yukarı doğru çeken despotluğu sona eriyor.
Bikini ipleri yine normal yerine, aşağılara kayıyor, tam orada küçücük fiyonglar halinde bağlanıyor.
* * *
Çorapsız yaz zaten iki üç yıldan beri kesin dönüş yapmıştı.
Şimdi artık bir eksik kaldı.
Espadriler... O müthiş espadriller.
Sanki Alain Delon'u keşfettiğimiz o ilk Saint Tropez filmindeki meydan okuyan çocuklar yazı geliyor.
Yani West Side Story'nin milenyum versiyonu.
Paylaş