Kim kimi tasfiye edecek: Soldaki ‘Nike’lı mı, sağdaki sandaletli mi

Taliban Afganistan’ından gelen bir fotoğraf...

Haberin Devamı

İkisi yan yana duruyor ama ne kılık, ne bakış, ne duruş ne de ayaktaki ayakkabı aynı...

*

Birinin elinde moda bir saat...

Kim bilir belki çakma bir Rolex...

Ön cebinde dolmakalem...

Yelek sanki eski burjuva başkan Karzai’nin gardrobundan çıkmış gibi...

Ayakta ucu kıvrık bayağı yeni trend spor ayakkabı...

Hiç öyle dağlarda savaşırken giyilmiş hali yok... Birazdan salonda kardiyo yapmaya başlayacakmış gibi bir hali var.

Elinde silah da görünmüyor.

Tam bir “Monşer Beyaz Taliban”...

Kim kimi tasfiye edecek: Soldaki ‘Nike’lı mı, sağdaki sandaletli mi

Öteki ise tipik mi tipik gariban bir Afgan köylüsü...

Ayakta sandalet, elindeki silah da ilginç...

Bölgenin isyan silahı olan Kalaşnikof değil... Silah uzmanı olmadığım için anlamadım, ya G3 ya M16...

*

Haberin Devamı

Fotoğrafa uzun uzun baktım... Demokrasi olsa mutlaka “Bunun oyu ile onun oyu bir olur mu?” diyen çıkar.

Orada dense dense, “Onun silahı ile bunun dolmakalemi bir olur mu?” denir.

Benim bildiğim, böyle radikal yapılanmalarda bunlardan biri ötekini ortadan kaldırır...

Genellikle de elinde silah olan, silah olmayanı ilk fırsatta tasfiye eder...

*

Şimdilik beraber yürüdüler bu yollarda ama...

Yol bir yerde mutlaka ikiye ayrılacak...

UPPER CİHANGİR AHALİSİNE MESAJ: ATIN ŞU DEMODE ŞORTLARI ARTIK

İNSANLAR pandemi sırasında Sweatpant’ten ve şorttan fena sıkıldı ama Upper Cihangir ahalisi şortu daha yeni keşfediyor.

Pandemi sonrası mahalleden gelen fotoğraflara bakıyorum... Bol cepli kargo şort pantolonlara fena sarmışlar.

Tanıdığım, tanımadığım ne kadar eski solcu, eski Radikal yazarı, tiyatrocu, sinemacı, dizici varsa maşallah hepsinin üzerinde bu demode şortlar...

Arkadaşlar yükselen “Exercise Dress” modasına yatay geçiş yapma zamanı geldi...

Atın şu Vintage pantolonları...

Vallahi haşema gibi duruyor üzerinizde...

Kim kimi tasfiye edecek: Soldaki ‘Nike’lı mı, sağdaki sandaletli mi

ERCİYES’İN 4 BİN METRESİNDE DEFİLE Mİ, GERÇEK SPOR MU

Haberin Devamı

TÜRKİYE’nin önde gelen maraton koşucularından Seda Nur Çelik, 4 gün önce Erciyes’in 3.917 metresinde çekilen bu fotoğrafı paylaştı...

Defilede mi çekilmiş, yoksa gerçekten sporda mı diyebilirsiniz...

Kesin o gün tırmanışta çekilmiş bir fotoğraf bu.

Daha önce de yazdım, maratoncumuz epey bir süredir böyle kıyafetlerle koşuyor.

Onun bu fotoğrafı paylaşmasından 72 saat sonra dün New York Times gazetesinde “Egzersiz giysileri zirvede” başlıklı bir yazı yayınlandı.

İnsanların sporda artık eşofman diye bildiğimiz Sweatpant ve bisikletçi şortlarından bıktığını, spor sırasında da günlük elbiseye benzer elbiselerin hızla yayıldığını anlatıyordu. Nike, Girlfriend Collective, Halara gibi sportif giysi üreten markalar giderek bu pazara giriyormuş.

Haberin Devamı

Ve “Exercise Dress” denilen bu giysilerin satışı bu yıl ikiye katlanmış.

Erkeklerde durum ne, henüz onu bilmiyorum.

BİZİM TAKIMLAR SAHAYA ÇIKARKEN UEFA’DAN SIZAN 7 MİLYARLIK HABER

BAŞLIK bir fantezi, ama muhtemel bir geleceğin ifadesi...

Üç Türk takımı dün gece Avrupa maçları için sahaya çıkarken, UEFA’nın gizlice yürüttüğü çok önemli bir süreç açığa çıktı.

Kim kimi tasfiye edecek: Soldaki ‘Nike’lı mı, sağdaki sandaletli mi

Avrupa’nın futbol düzenleyicisi, kulüpler için 7 milyar dolarlık bir “Pandemi Fonu” oluşturmak için düğmeye basmış.

Bunun için Avrupa’da 200 futbol kulübünü temsil eden Avrupa Kulüpler Birliği ile görüşmelere başlamış.

*

Avrupa’nın birçok büyük kulübü finansal olarak zorda.

Peki kim yararlanacak bu 7 milyar dolarlık fondan?

Haberin Devamı

Şimdilik üç Avrupa liginde oynamaya hak kazanan kulüpler.

Yani UEFA Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi ve yeni Avrupa Konferansı Ligi’nde oynamaya hak kazanan takımlar yararlanabilecek.

*

O nedenle artık Avrupa’daki başarılar Türk takımlarının finansal gelecekleri açısından çok önemli hale gelecek.

HÜRRİYET VE TOYGUN ATİLLA’YA ALKIŞLAR

HÜRRİYET’in dünkü birinci sayfası çok etkileyiciydi.

Hürriyet muhabiri Toygun Atilla dün, dünya çapında bir gazetecilik başarısına imza attı.

Kabil’den gelen THY uçağında, Afganistan yönetiminin en üst düzey, çok kritik üyeleri de getirilmiş.

Cumhurbaşkanı İkinci Yardımcısı, Dışişleri Bakanı, İstihbarat Başkanı, Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü, üç eski bakan ve üç milletvekili de uçaktaymış.

Haberin Devamı

Kurumsal gazeteciliğin hâlâ önemli ve mümkün olduğunu hepimize gösterdiler.

FENERBAHÇE ARTIK MESSİ’Yİ ALABİLİR AMA LÜKS VERGİSİ ÖDEMEK KOŞULUYLA

AVRUPA’da durum şöyle:

Barcelona kulübünün borcu 1.5 milyar dolar.

Sadece bu yıl beklenen zarar 570 milyon dolar.

Premier League, kurulduğu 1992 yılından beri bu yıl ilk defa gelirlerinde düşüş yaşıyor.

İspanya Futbol Federasyonu, La Liga’nın yayın haklarının yüzde 11’ini 50 yıllığına bir yatırım ortaklığına satmaya hazırlanıyor.

Alacağı para 3 milyar dolar.

İtalya ligi Serie A da benzer bir anlaşmaya gidiyor.

*

En büyük sorun futbolcu alım satımlarında meydana gelen büyük borçlar.

Futbolcu alım satım piyasası pandemi öncesi 7 milyar dolar civarındaydı.

Burada en büyük sorun “finansal fairplay” kurallarını uygulayabilmek.

Bunun çözümü için UEFA yeni modeller arıyor. Bunlardan biri Amerikan Beyzbol Ligi’nin uyguladığı kural.

Buna göre isteyen kulüp, fairplay ölçüleri üstünde futbolcu harcaması yapabilecek. Ama bunun için önemli bir “lüks vergisi” ödeyecek.

Bu parayla da pahalı futbolcu alamayan kulüplere karşı adaletsizlik giderilecek.

*

Yani ilerde Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş; Messi’yi, Ronaldo’yu alabilir.

Ama bu zenginler kulübüne girmek istiyorsa, o zenginlerin ödeyeceği lüks vergisini de ödeyecek.

Kim kimi tasfiye edecek: Soldaki ‘Nike’lı mı, sağdaki sandaletli mi

BAŞKAN, BU RACON VE ÜSLUP FATİH HOCA’DA DURUYOR AMA SENDE...

GALATASARAY’ın yeni başkanı Burak Elmas’ın dün Marcao ile ilgili konuşmasına baktım, şöyle diyor:

“Kimse Galatasaray kulübü üzerinden racon kesmeye, reyting kasmaya kalkmasın...”

Voavvv...

Tam mahalle lisanı...

Burak Elmas’ı tanırım...

Terbiyeli Nişantaşı çocuğudur...

Bu üslup tam bir “01 Adana” çocuğu olan Fatih Hoca’ya gidiyor ama, okumuş çocukların ağzına pek oturmuyor.

BİR DE ŞÖYLE BİR CÜMLE VAR Kİ PEK ANLAMADIM

GALATASARAY Başkanı, Marcao ile ilgili şöyle diyor:

“Bu bir aile meselesidir. Yaşanan bu olayda tek sıkıntı naklen yayında meydana gelmesidir...”

Yanlış mı anlıyorum...

Yani Marcao soyunma odasında sille yumruk girişseydi, kırılan burun yenin içinde mi kalacaktı?

Tamam kırılan kolu formanın yeni içinde saklardınız da, mesela burun kırılsaydı nereye saklanırdı...

Kim kimi tasfiye edecek: Soldaki ‘Nike’lı mı, sağdaki sandaletli mi

YANİ EZHEL’E KIYAK MI ÇEKİLİYOR DİYORSUNUZ

KELEBEK’in ilgiyle izlediğim yazarı Sinem Vural, Spotify’ın Türkiye’den sorumlu Güneydoğu Avrupa Müzik Direktörü Melanie Parejo’ya soruyor:

“Spotify’ın sürekli olarak aynı sanatçıları desteklediği yönünde bir algı var. Mesela Ezhel çok tekrarlanıyor...”

Bu algı kimde var bilmiyorum ama niye böyle bir algı var anlamadım. Çünkü ispatı çok basit.

Girin Spotify’a, şarkıları kaç defa indirilmiş bir bakın...

Mesela “Devam” şarkısı sadece Spotify’da 60 milyon kere dinlenmiş.

Reynmen’in “Leila”sı 48 milyon, Şanışer başkanlığındaki grubun geçen yıl büyük olaylar yaratan “Susamam” şarkısı bile 22 milyon kere dinlenmişti...

Sezen Aksu’nun “Ben de Yoluma Giderim”i 36 milyon kere... Bu platformlar algoritma üzerine çalışan kurumlar.

Spotify algoritmalarına göre Ezhel son 3 yıldır üst üste Türkiye’nin en çok dinlenilen şarkıcısı çıkmış.

Geçen yıl ve bu yılın ilk 4 ayının dünya listelerinde 600 milyondan fazla dinlenilen “Astronot in the Ocean” şarkısını söyleyen Masked Wolf, bir remiks’ini Ezhel’le yaptı.

Ezhel dünyanın en büyük müzik şirketi Universal ile çalışıyor...

Yani Spotify’ın özel kıyağına hiç mi hiç ihtiyacı yok...

SPOTIFY NİYE EN BASİT SORULARA BİLE CEVAP VERMEKTEN KAÇIYOR

SPOTIFY yöneticileri ile ben de defalarca konuştum. Sinem de aynı soruları sormuş.

Spotify’ın Türkiye’de aktif kaç kullanıcısı var... Kaçı paralı Premium hizmetinden yararlanıyor, kaçı parasız abone... Bu kadar basit bir soruya her defasında aynı cevabı veriyorlar:

“Ne yazık ki ülkeler bazında bu tarz bilgileri açıklayamıyoruz.”

Kozmik bilgi mi bunlar, neden açıklayamıyorlar?

Ama mesela ABD’de aynı şeyi yapamıyorlar.

Her üç ayda bir dünya genelindeki sayıları, gelirleri, Premium abonelerini, müzisyenlere ödenen paraları açıklıyor da ülkeler genelinde niye sır olarak saklıyor?

Bir algoritma şirketine hiç yakışmıyor bu tarz “kozmik gizlilik” politikası.

KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Düzeltmen: Nagehan Keleş
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin

Yazarın Tüm Yazıları