Onun yanında amcam
Mehmet Rodop.Önde oturan
"kara çarşaflı" iki kadından soldaki babaannem
Fatma Rodop.Yanında, şimdi adını unuttuğum kız kardeşi.
Galiba
Sıdıka Halam.Herhalde, Gümülcine’den misafirliğe gelmiş.
Babaannemin kucağındaki çocuk ise benim.
Ailenin üç kuşağı fotoğrafta.
Benim dışımdakilerin hepsi Bulgaristan’ın Kırcaali Kasabası’nın Mestanlı Köyü’nde doğmuşlar.
Merakınızı çekecektir; babaannen ile amcanın soyadları
Rodop, babanın ve seninki niye
Özkök?
Babam, ailesinin en büyük çocuğu olarak Bulgaristan’dan kaçmak için eniştesinin soyadını almış.
* * *
Babaannem bütün hayatı boyunca bu kıyafetle gezdi.
10 yıla yakın aynı odada yattık.
Saçını hiç görmedim.
Beş vakit namaz kılardı.
Hacca gitti hacı oldu.
Öldüğünde yatağının altındaki valizinden beş metre kefen bezi, yıkanmasında kullanılması için toprak bir su testisi ve bir şişe zemzem suyu çıktı.
Babam ilkokul ikinci sınıftan ayrılmaydı.
Maurice Chevalier’nin Fransızca şarkılarını ezbere okurdu.
Dokuz yaşından itibaren çalışıp annesine ve iki kardeşine baktı.
Amcam onun sayesinde ortaokula kadar okudu.
Annem ilkokula gidemedi.
Nüfusu geç çıkarıldığı için okula kaydı yaptırılamadı.
Nüfus cüzdanındaki yaşı geldiğinde ise, gerçek yaşı artık çok büyüktü.
Yaşıtı arkadaşlarının okul dönüşünü bekleyip onların alfabe kitaplarıyla okuma yazmayı kendi kendine öğrendi.
Annemin başı açık.
Babamın, amcamın kıyafeti ise döneminin en moda takım elbiseleri.
Bu aile, amcam hariç hep Demokrat Parti’ye oy verdi.
Babam, bizi İzmir Fuarı’nda Rus Pavyonu’nun önünden geçirmeyecek kadar sıkı bir antikomünist, aynı ölçüde
Adnan Menderes hayranıydı.
1970’li yıllarda, babam ve ona soyadını veren eniştem dışında bütün aile
Ecevit’çi oldu.
Ben ve en küçük kız kardeşim, 1970’li yılların başında Türkiye İşçi Partisi’ne oy verdik.
Kız kardeşim, eşi
Turgut’u Türkiye İşçi Partisi’nde tanıdı.
O günden beri büyük bir mutluluk içinde birlikte yaşıyorlar.
Sonraki yıllarda aile büyüdü, gelinler, damatlar geldi.
Ailemizin oy yelpazesi Türkiye gibi oldu.
Ben üç kuşaktır CHP’li bir ailenin kızıyla evlendim.
Tansu’nun dedesi, İstiklal Mahkemesi hákimiydi. CHP’nin Denizli’deki ilk başkanıydı.
Kayınpederim rahmetli
Hüdai Oral, CHP’de
İsmet İnönü’nün en genç bakanlarından biriydi.
Bense, yıllar sonra rahmetli babamla,
Turgut Özal hayranlığında birleşecektik.
* * *
Kız kardeşlerimin hepsi kocalarıyla tanışarak, flört ederek evlendiler.
Çocukları da öyle yaptı.
Babaannem öldükten sonra ailede başörtülü kimse kalmadı.
Annem beş vakit namazını kılmaya devam ediyor.
Ailemizden hiç hırsız çıkmadı.
Katil de çıkmadı.
Babam,
"Oğlum burası bizim son vatanımızdır. Gidecek başka yerimiz yok" derdi.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan hep çok gurur duyduk.
Nesilden nesile bu duyguyu bayrak gibi aktardık.
* * *
Bu fotoğrafı ve küçük aile tarihimizi,
Deniz Baykal’a destek vermek için yayınlıyorum.
Türkiye’de milyonlarca evde buna benzer aile fotoğrafları görebilirsiniz.
Bu; hepimizin en büyük ailesi olan Türkiye’nin aile fotoğrafıdır.