Paylaş
Dünya artık çok fazla ilişki konuşmaya başladı...
Çok fazla ilişki ve seks...
***
New York Times gibi dünyanın en ciddi gazetesi, artık seksle ve ilişkilerle ilgili haftada en az iki geniş yazı yayınlıyor...
Ve şu günlerde herkes New Yorker dergisinin yayınladığı “Cat Person” (Kedi kişi) başlıklı bir kısa hikâyeyi konuşuyor.
***
Öğrencilik yaparken bir yandan da bir sinema salonu gişesinde çalışan genç bir kızın, çok sıradan bir bekâretini kaybetme hikâyesi...
Bu 7 bin vuruşluk hikâye, geçen yıl sonunda Amerika’daki “MeToo” hareketi başladıktan kısa süre sonra ülkenin en ciddi dergilerinden New Yorker’ın sitesine kondu. Bugüne kadar 2.6 milyon kişi tarafından okundu.
***
Olay tam bir “viral” yani bulaşıcı fenomen haline gelmiş durumda.
Hikâyeyi yazan kişi Kristen Roupenian adında 36 yaşında bir kadın.
Kim olduğu geçen hafta ortaya çıktı.
Bir erkekle 7 yıl hetero bir ilişki yaşadıktan sonra ayrılmış ve şimdi bir kadınla yaşıyormuş.
***
New Yorker’daki hikâyeyi okudum.
Bana göre son derece sıradan, sıkıcı bir hikâye...
Bir sinema salonunun gişesinde çalışan öğrenci kız kendinden 10 yaş büyük erkekle tanışıyor.
Sonra bir kulübe gidiyorlar, fakat kız yaşı nedeniyle kulübe alınmıyor.
Sonra adamın evine gidiyorlar ve kız ilk ilişkisini orada yaşıyor.
O geceden sonra da ayrılıyorlar. Evet konu bu kadar sıradan.
***
Peki nedir onu bunca ilgi çekici kılan...
Benim dikkatimi çeken en önemli ayrıntı şu.
Adamın iki kedisi var...
Ve hikâyeyi yazan Roupenian, internette erkeklerle tanışıp buluşan kadınlara şu tavsiyede bulunuyor:
“Kedisi olan her erkek iyidir sanmayın...”
Sıradan bir okuyucu olarak kitabı sıkıcı buldum.
Şimdi sosyolog gözüyle bir kere daha okuyup onu bu kadar ilginç kılan şeyin ne olduğunu keşfetmeye çalışıyorum.
BU DİJİTAL DUVAR ÖNÜNDE GÜZİN ABLA GİBİ DURMAK
GOOGLE Zeitgeist 2018 toplantılarında şunu çok iyi anladım.
Artık konuşmalarda arkadaki dijital duvarların muazzam bir etkisi var.
Dev bir dijital ekrana yansıtılan iyi seçilmiş fotoğraflar konuşmacının gücünü iki katına çıkarıyor.
***
Mesela dünyaca ünlü Belçikalı psikoterapist Esther Perel’i önce “Ustalar Sınıfı”ında dinledim.
Sıradan bir kürsünün önünde konuşmuştu.
***
Ama ertesi gün onu devasa bir dijital duvarın önünde, arkasında bu etkileyici görüntü ile izleyince bambaşka bir etkisinin olduğunu fark ettim.
***
Bir de şunu anladım.
Artık ilişkiler ve cinsellik konuları herkesi çok yakından ilgilendiriyor.
Dünyanın en ciddi gazetelerinin artık bu konuya çok daha fazla ağırlık vermesi de bunu gösteriyor.
İŞ ORTAKLARI DA ‘EVLİ ÇİFT’ GİBİ GÖRÜLÜYOR
ESTHER Perel konuşmalarında çok ilginç bir şey söyledi.
“Çift olarak yaşamak” sadece kadınla erkek arasında geçen bir şey değil.
Aynı zamanda iş ortaklığı, aynı proje üzerinde partner olarak çalışmak da artık bir “couple” ilişkisi olarak değerlendiriliyor.
Ama yine de Perel’in “Eşinizi aldatmaktan nasıl vazgeçirirsiniz” konusu daha çok ilgi çekti.
İlgilenenler, Perel’in bu konulardaki çok ilginç konuşmalarını YouTube’da bulabilirsiniz.
İŞTE SİZE BİR MAÇ TOTEMİNİN FOTOĞRAFI
FENERBAHÇE’nin son iki Final Four karşılaşmalarına lacivert ceket giyiyorum.
Geçen yıl uğur getirdi. Önceki akşam Final Four’un ilk maçı olan Zalgiris karşılaşmasında da öyle yaptım.
Ayrıca karşı takım atağa kalktığı zaman, hem heyecandan hem totemden başımı ellerim arasına alıp sadece sesleri takip ediyorum.
Aziz Yıldırım olduğu zaman da onunla maçtan önce takımın soyunma odasına gidiyoruz. Belgrad’da öteki kişilere de sordum.
Yönetim kurulu üyesi Önder Fırat hep aynı takım elbiseyi giyiyor.
Uludağ gazozların sahiplerinden Ömer Kızıl maç sırasında devamlı kulağını çekiyor.
Levent Kızıl benim gibi maç öncesi soyunma odasına uğruyor.
Ferit Şahenk’in ise totemi yok.
GÖRDÜĞÜM EN GÜZEL KRALİÇE ELBİSESİ
LONDRA’da sadece bir gün geçirdim ama kraliyet düğünü haberine doydum.
Yer gök kraliyet düğünü... Kim ne giyiyor, ne diyor her şeyi okudum.
Ama bütün bunlar içinde beni en çok etkileyen Kraliçe Elizabeth’in kız kardeşi Margaret’in düğününde giydiği bu turkuaz renkli elbise oldu.
Bugüne kadar bir kraliçe üzerinde gördüğüm en güzel elbise...
Kısa saçları düzenlemek sanıldığından zordur.
Öylesine başarılı ki... Üzerindeki kısa ceket, eldivenler, başına yerleştirilen çiçek...
Ve tabii ki bu olağanüstü kraliçe oturuşu...
Bittim vallahi...
Olay budur işte...
ANNE FRANK’IN HATIRA DEFTERİNDE SEKS FIKRASI
BU sözü, İkinci Dünya Savaşı’nın en efsane çocuğunun ağzından işitseniz ne hissederdiniz?
Evet Anne Frank’ın ağzından.
Anne Frank Evi Müzesi geçen hafta genç kızın hatıratında bugüne kadar gizli kalmış bazı bölümlerin bulunduğunu açıkladı.
Genç kızın Nazilerden saklanırken tuttuğu notlar arasında bazı seks fıkraları da varmış.
Mesela bir tanesi şu:
Eve gelen koca, karısının gardırobunda çıplak bir adamla karşılaşır.
Dolaptaki çıplak adam kocaya şunu söyler:
“İnanmayacaksın ama burada gerçekten tramvayı bekliyorum...”
Bu arada Anne Frank babasının Paris’te geneleve gittiğini de yazmış hatıratında.
Psikologlar bir genç kızın o yaşlarda böyle şeyler yazmasının normal olduğunu söylemiş.
GİZLİ SERVİSİN BAŞBAKANLIK KONUTUNDA ÖRDEK ALARMI
İNGİLİZ başbakanlık binası olan 10 Downing Street’teki evde kedi olduğunu bütün dünya biliyor.
Ama binada bir ördek varmış...
Ve Ducula adındaki bu ördek geçen ay, başbakanın ofisinin hemen yanındaki pencerenin iç tarafına yumurtlamış.
İşte tam o sırada bir skandal son dakikada önlenmiş. Yeni Zelanda’nın başbakanı hamile olduğu için kuluçkadaki ördeği sevmeye kalkar diye panik çıkmış. Çünkü Ducula biraz ters bir ördekmiş ve özellikle yumurtladığı ve yavruları olduğu zaman çok agresifleşiyormuş.
Gizli Servis misafir başbakanı uyarmış ve bir olay önlenmiş.
Ducula’nın 6 yavrusu önceki hafta yumurtadan çıkmış ve anneleriyle birlikte evin bahçesindeki havuza geçmiş.
Kediler de bir sorun çıkarmıyormuş.
BİR ERKEK KAÇ YAŞINDA YAŞLI VE ÇİRKİN HİSSEDER
İNGİLİZ aktör Hugh Grant geçen hafta “Artık yaşlıyım ve çirkinleştim. O nedenle genç rolleri oynayamam” dedi.
“Notting Hill” ve “Dört Nikâh Bir Cenaze”nin yakışıklı erkeği şu günlerde İngiltere’de 60’lı yıllarda bir parti genel başkanının yaşadığı eşcinsel skandalı anlatan bir filmle gündemde.
Aktör 1960 doğumlu...
Yani 58 yaşında...
O 58 yaşında böyle diyorsa...
Kendi kendine “yeni orta yaş kategorisi” uyduran adamlar ne yapsın...
Oğlum Hugh Grant’a söylüyorum sen anla...
Paylaş