Kadın beni korkutur

BUNDAN 2 bin yıl önce Galile’de, yerin epey altında bir zindanın ağır kapısı açıldı.

İçeride sakalları epey uzamış, yorgun bir adam zincire vurulmuş yatıyordu.

Açılan kapıdan içeri genç bir kız girdi.

Zindanda zincire vurulmuş adam, dinler tarihine "Vaftizci Yahya" diye geçecek olan çok ünlü bir kişiydi.

Galile’de, daha İsa’nın adı duyulmadan önce herkese onun geleceğini haber veren kişiydi.

"Mesih geliyor ve hepinizi kurtaracak" diyerek buna inananları vaftiz ediyordu.

Onu ziyarete gelen genç kız ise Kral Hirodes’in yeğeni Salome’dir.

Salome, zindandaki bu ünlü erkeği çok merak etmiş ve gizlice görmeye gelmiştir.

Gördüğü an o erkeğe áşık olur.

Vaftizci Yahya ise ona hiç karşılık vermez.

"Dışarı Babil’in kızı. Tanrı’nın seçilmiş kuluna sakın yaklaşma" diye bağırır ve onu kovar.

Salome ise onu şiddetle arzulamaktadır.

"Bırak, hiç olmazsa bir kere dudağını öpeyim" der.

Yahya aynı öfkeyle cevap verir:

"Asla; Sodom’un kızı; asla..."

İstediği erkeği öpemeyen Salome, reddedilmenin verdiği öfkeyle oradan çıkar.

Bu reddediliş, birkaç saat sonra, insanlık tarihinin görebileceği en tutkulu kadın intikamına yol açacaktır.

Reddedilen bir kadının nelere kadir olduğunu, bütün erkeklere gösteren müthiş bir intikam...

* * *

O akam sarayın üst katlarında büyük bir ziyafet vardır.

Kral Hirodes, Roma temsilcilerinin de katıldığı bir ziyafetle yaş gününü kutlayacaktır.

Hirodes, bir süre önce üvey kardeşi Herod Philip’i öldürmüş, onun eşiyle evlenmiştir.

Evlendiği kadının Salome adlı çok güzel bir kızı vardır.

Geç saatlerde içkinin etkisiyle kendinden geçen Kral Hirodes, Salome’den önünde dans etmesini ister.

Salome reddeder.

Genç kızın güzelliğinin etkisiyle kontrolünü iyice kaybeden kral, ona akıl almaz vaatlerde bulunur.

Hatta ülkenin yarısını vereceğini söyler.

Salome sonunda kabul eder.

Ayakkabılarını çıkarır, yedi tüle sarınır ve dans etmeye başlar.

Dansın her bölümünde tüllerden birini atar.

Sonunda üzerinde tek tül kalır ve biraz daha dans ettikten sonra onu da atar.

İnsanlık tarihinin belki de en ünlü striptizi yapılmıştır.

Kral bir süre bu muhteşem genç kızı seyreder ve "Dile benden ne dilersen" der.

Derin ve meraklı bir sessizlik salona iner.

Gözler Salome’ye döner.

Genç kız, iktidarının doruğa ulaştığı bu anı büyük bir hazla uzatır.

Annesine bakar. Misafirleri küçümseyen gözlerle süzer.

Etrafındakilere böcek muamelesi yapan gözler, sonunda aynı umursamazlık ve emin ifadeyle krala döner:

"Bana gümüş bir tepside Vaftizci Yahya’nın başını getirin..."

* * *

Meraklı sessizlik bir anda endişeli mırıltılara dönüşür.

Kral korkar. Bir din adamının başını almayı istemez.

Salome ise gövdesinin erkekte yarattığı zaafı zafere çevirmekte kararlıdır.

Şehvetin esir aldığı kralın yapabileceği bir şey kalmamıştır.

Emir verilir. Vaftizci Yahya’nın kanlı başı gümüş bir tepsi içinde getirilip Salome’nin önüne konur.

Salome, üç dört saat önce kendisini reddeden erkeğin başını eline alır ve onunla konuşmaya başlar:

"Tutkumu ne seller, ne büyük denizler söndürebilir.

Bir prensestim, beni aşağıladın. İffetliydim, damarlarımı ateşe verdin.

Aşkın gizemi, ölümün gizeminden daha büyük."


Sonra oradakilerin hayret dolu bakışlarına hiç aldırmadan, reddeden erkeğin kesik başını kendine doğru çeker ve ağzından öper.

İntikam ayini şu cümlelerle bitecektir:

"Dudaklarında acı bir tat var. Bu, kanın tadı mı?"

Ölü dudaklar hiç kımıldamazken, Salome onun da cevabını verecektir:

"Hayır, belki de aşkın tadıdır..."

* * *

Sık sık yazıyorum. Kadın beni korkutur.

Tutkusu ise ürpertir.

Ama bütün erkekler gibi benim de elimden bir şey gelmez...

O yüzden tavsiyem şudur:

Kadın çağırırsa gidilir...

(*) Anlattığım Salome, Oscar Wilde’ın senaryosudur. Yoksa daha yüzlerce Salome vardır. Bu konuda gerçekten çok iyi yazılmış müthiş bir kitap okumak istiyorsanız, geçen haftaki tavsiyemi yeniden yapacağım: Toni Bentley: "Salome’nin Kız Kardeşleri", Türkçesi; Mefkure Bayatlı, Agora Kitaplığı, 2006.
Yazarın Tüm Yazıları