İstanbul’a 3.5, Bursa’ya 2 saat mesafede Picasso
YAZININ asıl başlığı şu:
“Eylül ayında İzmir’e harika bir Picasso sergisi geliyor...”
Kültür ve sanata hep büyük yatırımlar yapan Lucien Arkas, daha önce İzmir’i Renoir ile tanıştırmıştı. Sonra İstanbul’a Victor Vasarely’yi getirmişti.
Şimdi de Fransa’dan Picasso sergisini getiriyor.
*
Sabancı Müzesi yıllar önce Picasso sergisi açtığında, dünyanın birçok büyük gazetesinde haber konusu olmuştu.
O zamanlar Hürriyet’in genel yayın yönetmeniydim ve Şanlıurfa’dan gelen insanların müze önündeki kuyruğunu dokuz sütun manşet yapmıştım.
*
Bu sergi de tahmin ediyorum öyle olacak...
- İstanbullulara arabayla 3.5 saat.
- Bursalılara 2 saat...
- Balıkesir’e 1.5 saat...
*
Dünya küçük, Picasso çok yakın...
Tabii gelmişken, gastronomide Türkiye’nin San Sebastian’ı haline gelen Urla’nın restoranları da bonusu...
ARTIK KİMSE TEK BAŞINA ÇOĞUNLUK DEĞİLSE EĞER
BAYRAMDA, geçen yıl 24 Haziran seçimi, bu yıl 31 Mart ve özellikle 23 Haziran seçiminin ve yeni anketlerin önümüze koyduğu tabloyu düşündüm.
- BİR: Bu ülkede artık hiçbir parti tek başına çoğunluk değil.
- İKİ: Hiçbir partinin adayının, sadece kendi partisinin oyları ile “başkan” seçilmesi ihtimali imkânsız değilse bile çok azaldı.
- ÜÇ: Muhalefette HDP ve İYİ Parti, iktidar kanadında ise MHP, güçlü oyun kurucular olarak etkili olacaklar.
*
Peki bu durum, “güçlü başkanlık” sistemini nasıl etkileyecektir?
İster istemez, başkan seçilen kişi, kendisine destek verenlerin görüş ve arzularını da dikkate almak zorunda hissedecektir.
*
Peki başkan açısından pek de arzu edilmeyecek bu durum, Türkiye açısından nasıl olacaktır?
Benim görüşüm iyi olacaktır.
*
Önce şunu bilelim.
- BİR: Kimse tek başına çoğunluk değilse, kimse de tek başına azınlık değildir.
- İKİ: Dünyanın neresinde olursa olsun, böyle bir kompozisyon, çok güçlü ve etkili bir sosyal mutabakatın oluşma ihtimali ve şansını arttırır.
- ÜÇ: Bu da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliğini taşıyan herkesin haklarının en iyi korunacağı harika bir mutabakat haline gelebilir.
*
Umarım ve dilerim ki...
Bayramdan sonra başlayacak bu fırsatı kaçırmayız, siyasi açıdan kimsenin kendini çoğunluk, kimsenin de azınlık hissetmeyeceği, buna karşılık, makul çoğunluğun iktidar olacağı bir uzlaşma döneminin kapısını açabiliriz.
BAĞIMSIZLIK SİMİDİN KARAKTERİ MİDİR
DÜNYADA en sevdiğim kültür dergilerinden biri olan “1843” son sayısında bir nevi Amerikan simidi sayılan donut ve bagel üzerine ilginç bir yazı yayınladı.
Amerika’nın eski yiyeceği budur diyor.
Büyük bir ihtimalle Amerika kıtasına ilk gelenler teknelerinde getirmişler.
Amerika’daki donut dükkânlarının mülkiyetlerine baktım.
Yüzde 75’i, hiçbir büyük zincire bağlı olmayan bağımsız dükkânlardan oluşuyor.
Geriye kalanlar da Winchell’s, Yum Yum, Dunkin, Daily, ABC gibi zincirler.
Dört sayfalık yazıda gözüm, Amerika’ya başarılı bir giriş yapan Simit Sarayı’nın simitlerini de aradı ama yoktu.
Sonra Türkiye’yi düşündüm.
Simit satan tezgâhların ve fırınların da yüzde 80’inden fazlası bağımsız dükkânlar...
Demek ki ister Türk, ister Amerikan olsun, simit bağımsızlığı seven bir yiyecekmiş.
Tüketicisi de öyle değil mi...
EY AVRASYACI! KOCA YUSUF SANA NE DİYOR
UĞUR Cebeci dün, epeydir özlediğim, çok güzel bir gazetecilik yaptı.
Türk Hava Kuvvetleri için ortak üretilen “Koca Yusuf” adı verilen A400M nakliye uçağını Sevilla’dan getiren ekibe katıldı ve mükemmel bir gazetecilik titizliği ile yazdı.
Çok renkli bilgiler vardı.
*
Yazıdaki şu cümleleri dikkatinize sunuyorum:
“Sık sık çeşitli nedenlerle gırtlak gırtlağa geldiğimiz Avrupa, hiçbir şartta sözünden vazgeçmedi. Dünyanın yeni nesil stratejik nakliye uçaklarının 9 adedini bugüne kadar tam zamanında teslim aldık.”
*
Okurken durmadan Batı’ya saydıran Avrasyacılar ve “Yeniden Asya” diyen Dışişleri Bakanımız ile hem sağda hem solda, hem laik kesimde hem muhafazakâr kanatta durmadan Batı düşmanlığı yapanlar geldi aklıma.
*
Şimdi onlara sesleniyorum.
Bu haberi bir kere daha bu gözle okuyun lütfen ve Türkiye’nin gitmesi gereken istikametin Batı mı, yoksa Maçin mi olduğuna karar verelim.
FACEBOOK VE GOOGLE NEDEN BİRDEN VATANSEVER KESİLDİ
SADECE onlar değil, Amazon ve Apple da...
Silikon Vadisi’nin bütün devleri son zamanlarda anormal milliyetçi oldular...
*
Seçim öncesi çoğu radikal birer anti-Trump’çıyken, hepsi aniden onun arkasına geçti.
Hepsi, Trump’la birlikte Çin’e tavır aldı.
Hepsi birden “stars and stripes”ı (Amerikan bayrağı) göndere çekmiş vaziyette.
*
New York Times dün bu “dijital vatanseverliğin” nedenini açıkladı.
Silikon Vadisi devlerine karşı sadece Avrupa’da değil, Amerika’da da güçlü bir antitröst, antitekel bir akım başladı.
20’nci yüzyılın başında Amerikan demiryollarına, petrol şirketlerine ve bankalarına yapıldığı gibi Google, Apple, Facebook ve Amazon’u da bölüp tekelleri kırma yolundaki düşünce giderek güçleniyor.
*
Bu sonradan görme milliyetçiliğin amacı bunun yolunu kesmekmiş...
*
Tamamen duygusal yani...
New York Times böyle diyor...
