İlke ve omurga çetelesi

RADİKAL gazetesi yazarı Özgür Mumcu, 22 Ağustos 2013 günü bir yazı yazdı, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın önüne bir çetele koydu.

Haberin Devamı

Mısır’da Sisi darbesine karşı dünya çapında militan bir demokrasi kampanyası sürdüren AK Parti, iktidara geldiği günden bu yana bölgemizde ve dünyadaki askeri darbelere karşı nasıl bir tavır almış?
İşte sonuç:

***

-24 MART 2013 ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ Michel Djotodia silahlı bir isyan sonucu, 2 yıl önce seçimle işbaşına geçen Cumhurbaşkanı François Bozizé’yi devirdi.
Ordu, yeni devlet başkanını tanıdı. Türkiye
ne yaptı? Sessiz kaldı.
Dünya ne yaptı? Afrika Birliği haricinde ciddi bir tepki veren olmadı.

***

-2006 FİJİ Darbe oldu. Başbakan Laisenia Qarase devrildi. Genelkurmay Başkanı Frank Bainimarama iktidara geldi.
Türkiye ne yaptı?
Sessiz mi kaldı?
Hayır, sadece sessiz kalmakla kalmadı, bir de şunu yaptı: Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitesine bakarsanız, 2007’den sonra iki ülke arasında sıkılaşan ilişkiler bir bir anlatılıyor.
Peki dünya ne yaptı? Tek ciddi tepki, seçimler yapılana kadar Fiji’nin üyeliğini askıya alan İngiliz Devletler Topluluğu’ndan geldi.

***

Haberin Devamı

-2009 HONDURAS Devlet Başkanı Manuel Zelaya’ya darbe yapıldı.
Zelaya, Brezilya Büyükelçiliği’ne sığındı.
Türkiye ne yaptı? Sessiz kaldı. Honduras’la fazla bir ilişkimiz yok. 2009’da darbe yaşayan Honduras’la ilgili Dışişleri Bakanlığı’ndaki ilk bilgi ise şu: “İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2010 yılında 6.594.929 ABD Doları olarak gerçekleşmiştir”.
Peki dünya ne yaptı? Sadece Amerikan Devletleri Örgütü, Honduras’ın üyeliğini askıya aldı.

***

-2009 MADAGASKAR Başkentin belediye başkanı askeri bir darbe yaparak 2006’da seçimle iktidara gelen Marc Ravalomanana’yı devirdi.
Türkiye ne yaptı?
Tepki mi gösterdi? Büyükelçiliğini mi kapattı?
Tam aksine, 2009’da darbe yapılan Madagaskar’da, 2010 yılında, yani darbe hükümeti sırasında büyükelçilik açtı.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasına göre “Ülkemiz (...) önemli bir ekonomik potansiyele sahip olan Madagaskar ile ilişkilerini geliştirmek arzusundadır”.
Peki dünya ne yaptı: Afrika Birliği ve ABD, Rajoelina’nın devlet başkanlığını tanımadığını açıkladı. Fransa hâlâ, kendisine ve bakanlarına vize vermiyor.

***

Haberin Devamı

-2012 MALİ Darbe oldu. 2002 ve 2007’de seçimleri kazanan Amadou Toumani Touré sürgüne zorlandı.
Yönetim askerler tarafından Meclis Başkanı Dioncounda Traoré’ye verildi.
Türkiye ne yaptı? Mali’deki darbe karşısında Türkiye’nin ne yaptığı bilinmiyor.
Dünya ne yaptı? Darbe uluslararası camia tarafından genel olarak kınandı.

***

-2008 MORİTANYA Moritanya bağımsızlığını kazanmasından sonra ilk seçimi 2007’de yapabildi. Seçimleri az farkla Sidi Uld Şeyh Abdallahi kazandı.
Ancak bir sene sonra General Muhammed Uld Abdülaziz darbe yaptı.
Darbe, Fas ve İran haricinde fazla destek bulamadı. Türkiye ne yaptı? Sessiz mi kaldı? Hayır sessiz kalmadı, 2010’da darbe yapılan Moritanya’da 2011’de, yani darbeden bir yıl sonra büyükelçilik açtı.

***

Haberin Devamı

-2010 NİJERYA Nijer Devlet Başkanı Mamadou Tandja 1999 ve 2004’te seçimleri kazandı. 2010’da bir askeri darbe sonucunda hapsedildi. 2011’de tekrar seçime gidildi ve devlet başkanlığını Mahamadu İssufu kazandı. Türkiye ne yaptı? Kayıtlarda ne yaptığına dair bir bilgi bulunamadı.

***

-2006 TAYLAND 2001 yılında Tayland tarihinin en şeffaf seçimi yapıldı. Seçimi Tayland’ın devlet başkanı Thaksin Shinawatra kazandı.
2006’da yurtdışındayken bir askeri darbeyle devrildi.
Uluslararası camia darbeyi çoğunlukla kınadı. Türkiye ne yaptı? Sessiz kaldı ve iki yıl sonra Dışişleri Bakanlığımızdan şu açıklama yapıldı: “Türkiye ile Tayland arasında diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 50. yıldönümü, 2008 yılında iki ülkede karşılıklı olarak düzenlenen bazı etkinliklerle kutlanmıştır”.

Haberin Devamı

Tabii ki diplomasinin başeseri Sudanlı El Beşir’i unutmadım

TABİİ Türk dış politikasının “masterpiece”ini, yani “başeserini” tekrar hatırlatmama gerek yok.
-1989 SUDAN Albay Ömer el Beşir, 1986’da seçimle işbaşına gelen seçilmiş hükümeti, askeri darbeyle indirdi.
O günden bu yana iktidarda. Çıkan ayaklanmalarda 200 bin insanın ölümüne yol açtı.
İki milyondan fazla insanı evinden etti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi hakkında tutuklama emri çıkardı.

***

Türkiye ne yaptı?
Ömer el Beşir sık sık Türkiye’ye gelir.
Makbul, itibarlı, kardeş bir devlet başkanı olarak en üst düzeyde ağırlanır.

***

Bu çetele yayınlanalı tam bir hafta oldu.
Yazıyı yazan Özgür Mumcu’yu aradım ve sordum:
“Dışişleri’nden bir açıklama geldi mi?”
Cevap:
“Hayır gelmedi. Sadece SETA, o günlerde Mali konusunda bir açıklama yapmış. O kadar...”
Ya Dışişleri adına...
Yok...

***

Haberin Devamı

Sanmayın ki, Dışişleri’nin yakasına yapışıp, “Nedir bu ilkesizlik, omurgasızlık, tutarsızlık” diye hesap soracağım.
Dış politikada bir ülkenin çıkarlarının ne kadar önemli ve hayati olduğunu herkesten daha iyi bilirim.
Bu olaylar karşısında Türkiye sessiz mi kalmalıydı?
Belki hayır. Belki bir kınama mesajı yayınlayabilirdi.
El Beşir’e kesinlikle bu ülkenin kapısından adımını attırmamalıydı.
Gerisi?
Bir Türk vatandaşı olarak, ne geriye dönüp Dışişleri Bakanlığımıza, eskiden niye oralarda demokrasiye sahip çıkmadın diye sorarım.
Ne de bugünün defterini açıp, niye darbeye karşı tavır alıyorsun diye sorarım.
Vatandaş olarak isteyebileceğim tek şey ülkemizin menfaatlerini gözetmeleri olur.
Yani hesap sormazdım, bugün de sormam.
Amaaa...

***

Evet amaaaa...
Bugün birileri çıkıp bana demokrasi dersi vermeye, bu konuda dünyayı hizaya getirecek nutuklar atmaya başlarsa...
O günlerde çıtını çıkarmayıp da bugün yatıp kalkıp Mısır’daki darbeyi lanetlemeyen herkesi lanetleyen, yerden yere vuran, recm eden, darbeci ilan eden, hedef gösteren kişi ve kişiler türemişse...
O zaman ne yaparım?
Öyle sinmişim ki, yine sesimi çıkarmam.
Sadece bu çeteleyi gözüne sokar, susarım.
Ona bir şey der mi demez mi, görür mü görmez mi, yoksa görmezden mi gelir...
Bilmem.
Diyeceğim bir şey kalmadı, ayrıca desem ne yazar ki...
Çetele ortada...
Sadece şunun cevabını öğrenmek isterdim.
Bugün izlediğimiz Mısır politikası, omurgalı, demokrat, adil bir duruş mudur?
Yoksa sadece bir “Müslüman kardeşlik” siyaseti midir...
Bu soruya, bu çetele çerçevesinde samimi
bir cevap verilebilir mi...
Cevabını ne bekliyor,
ne de merak ediyorum...

Yazarın Tüm Yazıları