Paylaş
“Türkiye geçmişte adamına göre adalet uygulayan çetelerden çok çekti...”
*
Birden fark ettim ki...
Tarih dediğimiz şey biraz da “adalet ve yargı kılıfı altında zulmü sürdüren vicdansızlık çetelerinin tarihidir”...
*
Mesela Fransız İhtilali geldi gözümün önüne...
Böylesine büyük bir hürriyet menkıbesinin, kendini adalet yerine koyarak önüne geleni giyotine gönderen jakoben cellat savcı ve hâkimler eliyle nasıl dejenere edildiğini hatırladım.
*
Şöyle bir düşündüm de, 27 Mayıs’tan aklımda kalan şeyin, rahmetli Adnan Menderes ve arkadaşlarını hakla, hukukla, kanunla değil de ideoloji ve kibirleriyle yargılayan sözde hâkim ve savcılardan ibaret olduğunu gördüm.
*
12 Mart’ta, bir kişiyi bile yaralamayan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını darağacına gönderen cellatların da bu kararları hâkim ve savcı kisvesi altında aldıklarını hatırladım.
*
12 Eylül’den aklımda kalan gaddar DGM savcı ve hâkimleri geldi gözümün önüne...
Siyasi partileri kapatırken iddianamelere “Kan içici vampirler” gibi hukukla yakından uzaktan ilgisi olmayan sıfatları ekleyenlerin de bir zamanlar savcı ve hâkim diye geçindikleri geldi tabii aklıma...
*
Sonra Beşiktaş’taki o zalim Ergenekon savcı ve hâkimlerini düşündüm.
Kemoterapiden dökülmüş saçlarını yemeni ile örtmeye çalışan Türkan Hocamızın evini sabahın köründe basan o adamların kapılarında da savcı ve hâkim yazdığını hatırladım...
*
Sonra Hürriyet Ankara Bürosu’nun uzman yargı muhabiri Oya Armutçu’yu aradım ve sordum:
“Oya halen FETÖ’den çetecilik iddiası ile içeride bulunan kaç hâkim ve savcı var?”
“Hemen sorup size döneyim” dedi...
*
Birazdan öğrenip döndü:
17 Mayıs 2019 günü itibarıyla, çete iddiasıyla içeride bulunan yargı mensuplarının sayısı şuymuş:
310 hâkim, 178 savcı, 2 Anayasa Mahkemesi üyesi, 14 Danıştay üyesi, 58 Yargıtay üyesi...
*
Bugünlerde yeniden tartışıyoruz.
Yargı içinde çeteler var mı?
*
Dünün cevabını Cumhur-
başkanı Erdoğan verdi:
“Türkiye geçmişte adamına göre adalet uygulayan çetelerden çok çekti...”
*
Ya bugün var mı?
Ne yazık ki böyle soruların cevabı ileride alınıyor...
Bugün alınabilecek şey ise geçmişin bu dersleri oluyor...
‘İZMİRLİ’ AK PARTİ ÇIKSA VE DESE Kİ
BAZEN düşünüyorum...
Madem Anayasa Mahkemesi bile “Bana ne” dedi...
AK Parti’nin bir il teşkilatı çıksa ve dese ki:
“Arkadaş, bu Osman Kavala’yı bırakın artık... Bu hepimiz için bir vicdan, bir utanç meselesi haline geldi...”
*
Mesela Nihat Zeybekci’nin “İzmirli AK Parti” dediği teşkilatın başkanı...
O diyemez mi?
Niye diyemesin ki... O Kavala değil mi ki, parti kapatma günlerinde AK Parti’yi aslanlar gibi savunmuştu...
*
Mesela AK Parti Üsküdar ilçesi çıksa ve dese ki...
“Yahu arkadaşlar, Nazlı Ilıcak bizim ilçemizin bir sakini... Bırakın artık onu...”
*
Diyemez mi...
Niye diyemesin ki... O Nazlı Ilıcak değil mi Erdoğan hapisteyken, hapisten çıktıktan sonra Üsküdar ilçesindeki evinde sayısız toplantılar yapıp onu destekleyen...
Mesela MHP Osmaniye ilçesi çıksa dese ki...
“Arkadaşlar yeter artık bırakın şu Mümtazer Türköne’yi...”
*
Diyemez mi...
Niye diyemesin ki... Neticede yıllarca Ülkü Ocakları’nda yöneticilik yapmadı mı...
*
Aptallık derecesinde iyimser miyim bilmiyorum...
Ama çok iyi bildiğim bir şey var...
İçerideki gazeteci ve aydınların serbest kalması en çok AK Parti iktidarına yarayacaktır.
HÜLYA 55’İNDE HÂLÂ ÇOK GÜZEL KADIN MI
CENGİZ Semercioğlu dün Kelebek’teki yazısında özetle şöyle diyerek beni eleştiriyor:
“Ertuğrul Özkök, erkeklerin orta yaşını 70’e çıkarırken, kadınların en güzel yaşını hep 40’larda bırakıyor...”
*
Hiç öyle bir şey yok Cengiz...
- BİR: “Kadının en güzel yaşı 40’lardır” diyorum, demeye devam ediyorum.
- İKİ: Bu katiyen, “Kadın 50 yaşında artık güzel değildir” anlamına gelmez.
- ÜÇ: Osman Hoca’yla “yeni orta yaş” tezini savunurken, “Erkeğin en güzel yaşı 70’tir” gibi bir lafı da katiyen söylemedim, söylemem... Elbette erkeğin de en güzel yaşı 40’lardır... 50’lerdir...
*
Hülya Avşar’a gelince...
55’inde de çok güzel ve seksi bir kadın...
*
Ama en güzel yaşları bana göre 40’larıydı...
ANDREA BOCELLİ İLE AYNI SAHNEDEKİ TÜRK DANSÖZLERİ
ÇİN’de geçen hafta düzenlenen “Asya Kültür Karnavalı”nın açılış törenini bir hafta gecikme ile izledim. Şöyle söyleyeyim.
Bu arada beni en çok şaşırtan Anadolu Ateşi’nin de açılış şovunda sahne alması oldu. Üstelik bütün Müslüman ülkelerin, ötekiler, daha erkeksi ve sönük kalan şovlarının aksine, kadınlardan oluşan cıvıl cıvıl bir dansöz ekibinin harika dansıyla çıkmasını da çok sevdim. Onlardan biraz sonra Andrea Bocelli’nin sahne alması da bana gurur verdi. Tebrikler Mustafa Erdoğan...
BEN BURADA OTURDUKÇA O SİYAH KADININ RESMİ ORAYA KONMAYACAKTIR
HARRIET Tubman Amerika Birleşik Devletleri’nde Afrika kökenli insanların hakları mücadelesinin efsane isimlerinden biri.
Obama hükümeti zamanında yeni 20 dolarlık banknotların üzerine onun fotoğrafının konması kararı alınmıştı.
Ancak Amerikan Maliye Bakanı Steven Mnuchin dün bu kararın 2028 yılına kadar askıya alındığını açıkladı.
*
Etrafta gezen söylentilere göre Trump “Ben Beyaz Saray’da oturduğum sürece o fotoğraf oraya konmayacak” demiş.
20 dolarların üzerinde ABD’nin popülist beyaz başkanlarından Jackson’un fotoğrafı olacakmış.
*
Dahası bir de şunu söylemiş:
“Onun fotoğrafı 2 dolarlık banknotların üzerine konabilir.”
*
Sizce erteleme mi daha ayıp, yoksa 2 dolarlık bahane mi?
DANNY BOYLE’UN LONDRA ŞOVUNU GÖLGEDE BIRAKIR
BUGÜNE kadar hayatımda gördüğüm en güzel megaşov, ünlü sinema yönetmeni Danny Boyle’un yaptığı 2012 Londra Olimpiyatları açılış töreni idi.
Pekin’deki törenin yanında çok küçük kaldı.
Hiçbir Broadway şovu insana bu açılıştaki duyguyu veremez.
İLGİLENENLERE NOT
İLGİLENENLER YouTube’da “Asian culture carnival opening” yazarak seyredebilirler. Büyük ekrana yansıtarak seyretmenizi tavsiye ederim.
Bir de en sonda Sun Nan ve Wang Leehom adlı iki genç şarkıcının söylediği “Splendor of Asia” şarkısı ve o sıradaki sahne şovunu izlemenizi tavsiye ederim.
Mutlaka seyredin derim.
Paylaş