Hükümet, bayram tatili yapmasın

ÖNCEKİ gün yurtdışından gelirken uçakta Herald Tribune Gazetesi’ni okuyorum.

Gazetenin birinci sayfası, alışık olmadığımız bir mizanpajla çıkmış.

Başlıkta şöyle bir ifade var:

"Wall Street’in yanıbaşında endişeli bir dünya."

Hemen altına 9 devlet başkanı ve uluslararası kuruluş başkanının fotoğrafları konmuş.

Wall Street sadece Amerika’nın değil bütün dünyanın finansal kábesi.

Birleşmiş Milletler binası da bu caddeye yakın bir yerde bulunuyor.

BM Genel Kurulu’na katılan liderler konuşuyorlar.

Senegal Cumhurbaşkanı Abdullaye Wade:

"Bir kere daha finansal spekülasyonların kurbanı olduk."


BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon:

"Küresel finans krizi işimizi tehlikeye sokuyor."


Bolivya Devlet Başkanı Eva Morales:

"İnsanlığın en büyük düşmanı olan kapitalist sisteme karşı bir başkaldırı var."

Arjantin Devlet Başkanı Cristina Kirchner ise ABD’de devletin bankalara el koyması ile dalga geçiyor:

"Hani bize hep, pazar ekonomisi her şeyi düzenler, diye tavsiyede bulunuyordunuz."

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy:

"Dünyanın en güçlü ekonomisi bile bu küresel krize tek başına çare bulamaz."

Filipinler Cumhurbaşkanı Gloria Macapagal Arroyo:

"Ekonomik belirsizlik, dev bir tsunami gibi bütün dünyayı sarıyor."

Kısaca, her gün biraz daha batağa gömülen Wall Street’in hemen yanıbaşındaki BM binasında bunlar konuşuluyor.

Dünyadaki bütün gazetelerin manşetlerinde bu haberler var.

* * *

Şimdi gelelim Türkiye’ye.

Türkiye’de de faaliyette bulunan büyük bir uluslararası banka zorda.

Bu bankanın Türkiye’deki kolunun satılacağı yolunda dedikodular var.

Dün sabahtan itibaren telefonlarım çalmaya başladı.

Ne için tahmin edin.

"Siz de bu haberleri manşete çıkarıp hükümete sorunun büyüklüğünü anlatın" demek için mi?

Hayır, tam aksine, "Aman bu haberleri büyütmeyin, panik çıkar" demek için.

Merak ediyorum, gelişmiş bir ülkede, bir gazete genel yayın yönetmenine bu yönde telkinler gelir mi?

Başbakanımız daha üç gün önce çıkıp, "Merak etmeyin, her şey çok iyi, Türkiye’ye bir şey olmaz" demiyor muydu?

Durum öyleyse bu korku niye?

Bu korku var; çünkü Türk ekonomisi hálá nazik.

Şu an, bizi koruyan nedir biliyor musunuz?

2001 krizinden aldığımız ders.

Ama hükümetin değil, şirketlerin ve bankaların aldığı dersten söz ediyorum.

Önceki gün Hürriyet’in yönetim kurulunu yaptık.

Biz yönetim kurullarında hep, iki şeye bakarız.

Bir, bilançomuza.

İki, yeni projelere ve yatırımlara.

Bu defa bütün yönetim kurulu toplantısını "krize" ayırdık.

Yönetim kuruluna kriz değerlendirmemizi, aldığımız önlemleri, alacaklarımızı, krizin derinleşmesi halinde devreye sokacağımız planları bütün ayrıntılarıyla anlattık.

* * *

Asıl soruya geliyorum.

Hadi biz korkudan kriz haberini manşetlere çıkarmıyoruz.

Peki hükümet ne yapıyor?

Aylardır kriz ortamında yaşıyoruz.

Bugüne kadar ciddi bir değerlendirme toplantısının yapıldığını görmedim.

Sadece krizin "psikolojik yönetimine" ilişkin bir "Her şey yolunda" açıklaması yapıldı.

Bana göre hükümetin bu bayram tatil yapma hakkı yok.

Küresel piyasa ekonomisi, tarihinin en büyük krizinde daha da derine doğru gidiyor.

Böyle bir konjonktürde "Bize bir şey olmaz" demek, AIDS tehlikesine karşı "Atın ölümü arpadan olsun" diyen, o meşhur Türk vatandaşının kafasından farklı düşünmemek anlamına gelir.

Evet, bu bayram tatil hakkınız yok sayın bakanlar...
Yazarın Tüm Yazıları