Hocam, 'helal disko' mu 'loş mekan' mı istiyorlar

“Helal” sıfatının yer aldığı ürünler ve otellerin ardından “helal disko” geliyormuş. Bunun ilki de Ankara’da açılacakmış.

Dilipak, “Eğlenmek bizim de hakkımız” diyor ve devam ediyor:

“Kafeler kesmiyor artık gençlerimizi, diskotek lazım bize, biraz oynamamız gerek. Dansing lazım. Rock’n Roll eşliğinde zikir çeken dervişlerimiz var artık. Bunlar hayatın gerçekleri... Gençlik bunu istiyor. Biraz da biz kâm alalım dünyadan...”

Peki buralarda ne içilecek?

Cevabı şu:

 “Tabii ki helal. Helal şarap, helal şampanya, helal bira, helal likör!

Zaten bunlar Kâbe’nin karşısındaki AVM’lerde satılıyor. Yan taraftaki kuleye çıkıp Kâbe’ye tepeden bakarak şampanyanızı yudumlayabilirsiniz.”

Peki ama bu nasıl yapılacak?

Dilipak ona da çareyi bulmuş:

“Zaten artık memlekette herkes için her türlü fetva var. Hormonlu, geni ile oynanmış fetvalar herkese her konuda çözüm imkânı sunuyor.”

Yani iş Diyanet’in fetvasına kaldı.

HAREM SELAMLIK

HOCAM NARGİLE KAFEYİ AYIRABİLDİN Mİ Kİ...

YAZIYI üç kere okudum.

Çıkardığım sonuç şu:

Nargile kafelerin bol ışıklı mekânlarından sıkılan muhafazakâr genç, şimdi diskoların loş ışıklı mekânlarına yatay geçiş yapmak istiyor.

Dilipak, “Buraları kadın erkek ayrı olacak” diyor...

Hocam nargile kafeleri ayırabildin mi, At Pazarı’ndaki kafeleri ayırabildin mi ki...

Parkların banklarını ayırabildin mi ki...

Loş diskoteği ayırabilesin...

Madem iş fetvaya kaldı, şunu tam çıkarttır ki bir işe yarasın.

HAFTANIN ALBÜMÜ

BİRAZ MASUM YILLAR, BİRAZ KAYAHAN VE AHMET KAYA

Fatih Aydın’ın yeni çıkan “Serenat” albümü... Özellikle albümün ilk şarkısı “Hain Yıllar”ı ve “Dön Bana”yı çok sevdim...

“Bu Sevda Sonum Olsun” adlı parçadaki şu sözler...

“İlkbahar sana gelsin

Karakış bana kalsın

Üstüme yağmur yağsın

Saatler sende dursun yangınlar beni sarsın”

Fatih Aydın’ın sesi ve şarkıları 1970’lerin Türk romantizmi ile 1990’lı yıllarda sözlerde Kayahan tutkusu ve seste Ahmet Kaya’nın siyasal olmayan tarzlarının bileşimi gibi... Sesi çok güzel, söyleme tarzı çok iyi. Parçaların orkestrasyonlarını çok beğendim. İstanbul Opera ve Senfoni Orkestrası da çok iyi çalıyor. Number One FM’de pazar günleri saat 13.00’te yayınlanan Top 20 listeme girdi.

DİLİPAK’A GÖRE

MUHAFAZAKÂR ÂLEMİN DÖRT YENİ FANİ KANUNU

Öteki dünya cennetindeki huriler out

Fani dünyanın diskosundaki huriler in.

“Bir gün herkes ölümü tadacak” şiarı out.

“Biraz da biz kâm alalım şu fani dünyadan” şiarı in.

Bol ışıklı “nargile kafeler” out

Loş ışıklı “helal diskolar” in.

Koroyla söylenen Taleal Bedru (Hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye gelişi sırasında Medineli kızların söylediği ilahi) out.

Diskoda enstrümantal Taleal Bedru in.

BRİGİTTE BARDOT'UN KEDİYE YAZDIĞI MEKTUP 

LAGERFELD’in kedisi Choupette Fransa tarihine, Brigitte Bardot’nun ona yazdığı bir mektupla da geçti. Hayvan hakları savunucusu Bardot mektubunda ona şunu yazdı:

“Şu sahibinle konuş ve onu ikna et. Artık tasarımlarında ve defilelerinde hayvan kürkü kullanmasın.”

Kedinin bu meseleyi Lagerfeld’le konuşup konuşmadığı bilinmiyor.

3 MİLYON EURO’YU BU KEDİYE BIRAKTI

Fransa 48 saattir bir kediyi konuşuyor. Bu bir Birman kedisi...

Adı “Choupette”...

Salı sabahı ölen ünlü tasarımcı Karl Lagerfeld’in kedisi...

Lagerfeld’in vasiyeti henüz açıklanmadı ama geçen yıl “Magazin Numero” isimli bir yayına verdiği mülakatta ölümünden sonra yapılmasını istediği şeyleri anlatmıştı.

Üç arzusu vardı:

BİR: Johnny Hallyday ailesinin Madeleine Kilisesi’nde yaptıklarını gördükten sonra böyle bir kilise şovu istemiyor.

İKİ: Cesedinin yakılarak küllerinin annesininkilerle birlikte savrulmasını istiyor.

ÜÇ: Bir de kedisinin de yakılarak küllerinin serpilmesini istiyor. Ama ortada
bir sorun var. Kedisi hâlâ yaşıyor.

DÖRT: O ihtimali de dikkate almış ve mirasını kedisine bırakmış.

Daha doğrusu, kedisinin de çıktığı reklamlardan elde edilen 3 milyon Euro’ya hiç dokunmamış ve bu paranın tamamının kedisinin bakımı için kullanılmasını istiyormuş. Bunun için de iki kadın bakıcı bir erkek yakın koruma tayin etmiş.

Ancak ortada bir sorun var. Fransız kanunları bir hayvana miras bırakılmasını yasaklıyor. Lagerfeld’in cevabı ise şu:

“Ben zaten Almanım...”