Paylaş
Burası dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Almanya’nın parlamentosu...
***
Buraya yıllarca önce girmiştim.
Ama sadece ziyaretçilerin girebildiği tepedeki bölümünü gezebilmiştim.
Pazar günü, ilk defa bu binanın kalbine girme imkânım oldu.
***
Üstelik bu binayı olağanüstü bir rehberle gezdim.
Bu rehber Yeşiller Partisi milletvekili Cem Özdemir’di...
***
Burası sadece bir meclis binası değil.
Aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı travmasını yaşamış bir ülkenin siyasal psikolojisini anlatan bir müze...
Bu bina 1933 yılında kundaklanarak yakıldı. Bu da Hitler’in tam diktatör haline gelmesini sağlayan yolu açtı.
Parlamento işte bu tarihsel travmanın eseri olarak yeniden doğdu.
***
1999 yılında dünyaca ünlü mimar Sir Norman Foster tarafından yeniden tasarlandı.
Binayı gezmeye, bu Hıristiyan ülkenin bir tür inanç odasından başlayacağım.
Yani Hıristiyan bir ülkenin bugünkü ruhunu yansıtan kozmik odasından.
KÜRSÜNÜN ÜZERİNDEKİ HAÇ VE GİRİŞTEKİ İKİ SECCADE
PARLAMENTO binasında partilerin grup odalarının bulunduğu katta bir inanç odası var.
Kapısında hiçbir şey yazmıyor.
Yani ne kilise, ne şapel gibi bir kelime yok.
Binanın her tarafı gibi Sir Norman Foster burayı da bir sanat eseri gibi tasarlamış.
Tabii onun zihniyeti her tarafa yansımış.
***
Burası bir ibadet odası. Ancak dini belli olmayan bir mekân.
Oturma düzenine bakılırsa, kilise ile sinagog arası bir şey diyebilirsiniz.
Ancak ortada bulunan küp şeklindeki taş blok isteyen insan tarafından Kâbe gibi de yorumlanabilir.
***
Bu blokun üzerinde tahta bir haç duruyor.
Ancak duvarlarda hiçbir sabit haç yok.
Yani bir Müslüman veya Yahudi ibadete geldiğinde isterse o haçı kaldırabiliyor.
***
Duvarlardaki tablolarda 3 büyük tektanrılı dinin sembolleri var.
Tam karşı taraftaki duvarda belirsiz bir haç deseni üzerinde yüzlerce çividen oluşan tablo var.
Günther Uecker’in bir tablosu.
Hazreti İsa’nın bedenine çakılan çivileri hatırlatıyor.
***
Odanın hemen girişinde sol tarafta üst üste konmuş iki seccade dikkati çekiyor.
Ayrıca bir vitrin içinde İngilizce ve Arapça iki Kuran ile üzerinde cami olan bir kilim bulunuyor.
***
Avrupa Birliği için “Hıristiyan Kulübü” deniyor, ama en azından parlamentosunun inanç odasında dinler arası diyalog fazlasıyla var.
ATATÜRK HAVALİMANI
BUNDESTAG’daki inanç odasını gezerken Atatürk Havalimanı’ndaki ibadet odasını hatırladım.
Yarıya yakın yolcusu yabancı olan bu uluslararası havalimanının inanç odasını gösteren işaretlerde sadece “Mescit” yazıyor.
Münih ve öteki Alman havalimanlarındaki işaretlerde ise “Dua odası” ifadesi var.
Dikkatinize...
ANMA KORİDORUNDA HİTLER’İN KUTUSU VAR, ADI YOK
BUNDESTAG’ın en dikkatimi çeken yerlerinden biri “Anma koridoru”.
Burası da Sir Norman Foster tarafından bir sanat eseri olarak tasarımlanmış.
Siyah ve az ışıklı koridorun iki tarafında yüzlerce küçük kutu var.
İnsana, bazı ülkelerdeki mezarlıklarda rastladığımız, yakılan insanların küllerinin konulduğu kutuları hatırlatıyor.
Kutuların üstünde Almanya Parlamentosu’ndaki eski ve şimdiki milletvekillerinin isimleri yazılı.
Nitekim Cem Özdemir’inkini de bulduk.
Bunlar arasında Hitler’in kutusu da var.
Aradık ama onu bulamadık.
Çünkü ziyarete gelen gençler onun adı yazılı plaketleri çıkarıp atıyorlarmış.
Yerine konsa da engel olunamıyormuş.
Hitler’in adının bulunduğu kutuların arasında, Naziler tarafından öldürülen milletvekillerinin de kutuları var.
Onların altına siyah bir bant konmuş.
Burası gerçekten etkileyici bir koridor.
Önünde saygı duruşu yapılan kutular bunlar.
Bir ülkenin enkaza dönmesine yol açan zalim diktatör ve adamları da orada.
Zalime karşı özgürlük ve demokrasi için savaşıp öldürülen insanlar da...
Orada anlıyorsunuz ki...
Ülkelerin başına gelen zalim diktatörler, gelecek kuşaklar tarafından tarihin çöplüğüne atılıyor.
Öteki dünyada ne muamele gördüklerini ise sadece Allah bilir.
İNŞALLAH BU BAYRAK BİR GÜN BENİM ÜLKEMDE DE DALGALANIR
BUNDESTAG yeniden inşa edilirken Sir Norman Foster tepesindeki kubbeyi yeniden yapmak istememiş.
Ancak milletvekillerinin ısrarı üzerine oraya bir kubbe tasarımlamış.
Milletvekilleri haklıymış.
O kubbe bugün binanın moderniteyi temsil eden en sembolik parçası haline gelmiş.
Binanın tepesindeki terası gezerken bir şey dikkatimi çekti.
Etrafta çok az Alman bayrağı vardı.
Ama binanın en tepesindeki iki sembolik kulede iki dev bayrak dalgalanıyordu.
Birinde Alman bayrağı, ötekinde ise Avrupa Birliği bayrağı.
Şimdi dikkat...
Avrupa Birliği bayrağı hangi kulenin üzerine dikilmiş tahmin edebilir misiniz?
İkinci Dünya Savaşı’nın bitişini sembolize eden fotoğraf var ya...
Hani, Sovyet askerlerinin Alman Parlamentosu’na bayrak diktiği o sahne...
İşte o kuledeki Sovyet bayrağının yerinde şimdi Avrupa Birliği bayrağı dalgalanıyor.
Orada fotoğraf çektirip dua ettim.
İnşallah bu bayrak bir gün benim ülkemde de dalgalanır.
Avrupa Birliği demokrasi coğrafyasına girer, bütün darbelerin, ara rejimlerin, zulmün izlerini bu ülkeden sileriz.
O GİZLİ TUĞLA TÜNELİ HİTLER NASIL YAZDI, TARİH NASIL YAZDI
BUNDESTAG’ın, iki bina arasındaki geçişi sağlayan bodrum katında tuğladan örülmüş bir tünel parçası korunmuş olarak duruyor.
Bir insanın ancak geçebileceği yükseklikteki tünelin tarihi bir anlamı var.
Hitler’in diktatörlüğünü perçinleyen Bundestag yangını, bu tünelden binaya geçen biri tarafından çıkarılmıştı.
Hitler binayı bir komünistin yaktığını iddia ederek, ülkedeki sol partileri yasaklamış, mensuplarını hapse attırmıştı.
Bütün bunlar da onu ülkenin kaderine tek başına hâkim zalim bir diktatöre dönüştürdü.
Ancak tarih onun bu resmi tezini benimsemedi.
Bugün, binayı bizzat Hitler’in yaktırttığı tezi daha yaygın kabul görüyor.
SOVYET ASKERLERİNİN DUVAR YAZILARI
SİR Norman Foster binayı restore ederken duvarlarda Sovyet askerleri tarafından yazılmış yazılar bulunmuş.
Ünlü mimar bu yazıların aynen korunmasını teklif etmiş. Bunun üzerine duvarlardaki yazılar Rusçadan Almancaya çevrilip içinde kötü ifadeler, küfürler bulunup bulunmadığına bakılmış.
Hemen hepsi, isimlerini ve barış özlemlerini yazmışlar. Yazılar aynen duvarda duruyor.
Almanya, zalim diktatörünün izlerini silmiş, ama barış isteyen Rus askerinin elyazılarını bırakmış.
Paylaş