Heykeli dikilenlere Kebapçı Selahattin dersi

- ŞAŞIRMA: Dün senin heykelini dikiyorlarken, bugün heykeline tükürüyorlarsa şaşırma...

Haberin Devamı

*

- YİNE ŞAŞIRMA: Dün senin heykelini dikenlerle, bugün heykeline tükürenler aynı kişilerse yine şaşırma...

*

- HİÇ ŞAŞIRMA: Dün senin heykelini dikenleri alkışlayanlar, bugün senin heykeline tükürenleri alkışlıyorlarsa hiç şaşırma...

Heykeli dikilenlere Kebapçı Selahattin dersi

*

- O TÜRK BÜYÜĞÜ SÖZÜNÜ HATIRLA: Bu durumları anlayamıyorsan, rahmetli Süleyman Demirel’in iki cümlesini hatırla...

- “Hiçbir şey başarının yerini tutamaz...”

Ve bir de şu cümle:

“Dün dündür, bugün bugündür...”

*

- O YABANCI BÜYÜĞÜ SÖZÜNÜ BUGÜNE UYARLA: “Kral öldü yaşasın kral” lafının 2018 sürümünü anında indir...

“Kebap kralı öldü, yaşasın imparatore...”

*

-İNGİLİZ CASUSU LAWRENCE’İ BİR DAHA OKU: Olup biteni yine de açıklayamıyorsan eğer, İngiliz casusu Lawrence’ın “Bilgeliğin Yedi Sütunu” adlı hatıra kitabının “Türklerin özelliklerini” anlattığı bölümünü oku.

*

Haberin Devamı

- ANAHTAR CÜMLEYİ BİR KENARA YAZ: Hani “Ne oldum deme, ne olacağım de” lafı var ya... İşte onun yeni versiyonunu şöyle bir kenara yaz....

“Dün, kebapçı Selahattin oldum” diye sevinme, “Ya yarın kebapçı Selahattin olursam” diye düşün...

SOPHİA LOREN’İN ELİYLE ELMA SOYDUĞU SEVGİLİ DİKTATÖR

Heykeli dikilenlere Kebapçı Selahattin dersi

BELGRAD’a, 1990’lı yıllardan beri ilk defa geliyorum.

Bu şehre son defa iç savaş sırasında, Boşnaklara karşı o vicdansız katliamı yöneten Miloseviç’le mülakat yapmak için gelmiştim.

*

O günden aklımda kalan iki şey var...

Kaldığım büyük otelin neredeyse tek müşterisi bendim...

Dün kaldığım harika ‘design otel’ Squere Nine’a ise patronun torpili ile bile yer bulunamıyordu.

O gün şehir sanki yapayalnızdı...

Miloseviç’in o koskoca başkanlık sarayındaki yalnızlığıydı...

Seçimle gelmiş diktatörlerin de yalnız insanlar olabileceğini ilk defa orada görmüştüm.

O günlerde Belgrad, birleşik ve büyük bir Yugoslavya’nın başkentiydi.

Geçen cuma günü gittiğim Belgrad ise sadece Sırbistan’ın başkenti...

Haberin Devamı

Otelinin odasında bir albüm dikkatimi çekti. Adı “Belgrade Book”...

Yani Belgrat Kitabı...

Sırbistan’ın dünyaca tanınmış kişilerini anlatıyor...

*

- Mesela ünlü müzisyen Goran Bregoviç var..

- Mesela “Drina Köprüsü” romanının yazarı İvo Andriç var..

- Ünlü model ve blogger Sara Bregoviç var..

- Sırbistan’ın yaşayan en büyük ressamı Vladamir Veliçkoviç var..

- Elektriğin büyük fizikçisi Nikola Tesla var...

- NBA oyuncusu Vlade Divac var...

*

Böyle giderken kitabın tam orta yerinde sürpriz bir isimle karşılaşıyorum.

Josip Broz Tito...

Altındaki yazı ise çok ilginç:

“Yugoslavya’nın sevgili diktatörü ve ilk cumhurbaşkanı...”

Yan taraftaki sayfada ise müthiş övücü cümleler...

Haberin Devamı

Hatta “Titonostalji” diye bir kavram bile yaratmışlar...

Bir arkadaki sayfada Tito’nun dünyanın birçok ünlü insanı ile çekilmiş fotoğrafları var...

Mesela Sophia Loren’in ona elma soyarken çekilmiş bir fotoğrafı. Elizabeth Taylor’la, Che Guevara ile Jean-Paul Sartre ile çekilmiş fotoğraflar.

Heykeli dikilenlere Kebapçı Selahattin dersi

*

Bu albüme bakarken, uzun uzun düşündüm. Tito gibi seçimle işbaşına gelmemiş bir diktatör göklere çıkarılırken...

Benim o yalnızlığı içinde mülakat yaptığım, seçimle işbaşına gelmiş Slobodan Miloseviç bugün hem kendi halkının hem de dünyanın nefret ettiği kanlı bir diktatör olarak hatırlanıyor.

Niye, Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi tarafından yargılandı ve La Haye’de bir cezaevi hücresinde öldü.

Acaba neden?

Haberin Devamı

Heykeli dikilenlere Kebapçı Selahattin dersi

MİLOSEVİÇ HAPİSTE ÖLDÜ DE TİTO NİYE İYİ HATIRLANIYOR

STALİN 20’nci yüzyılın en kötü hatırlanan komünist lideri olarak biliniyor.

Berlin Duvarı’nın altında kalan bütün eski komünist ülkelerin liderleri birer diktatör olarak biliniyor...

Oteldeki albümde ise Tito’dan “İyi kalpli kral”, “Bütün halkına baba sevgisi veren lider” olarak bahsediliyor...

Bir de “Özgürlüklerin korkusuz savunucusu” olarak niteleniyor...

Parti hiyerarşisi içinde gelmiş, halkın seçimi ile belirlenmemiş bir liderdi. Ama Yugoslavya’yı oluşturan halkları bölen, ayrımlaştıran değil, tam aksine bir arada tutmaya, hepsini kucaklamaya uğraşan bir liderdi. Bir de vicdanlı, güler yüzlü bir insandı...

Haberin Devamı

Seçimle gelen Miloseviç ise halkını bölen, bir bölümüne kendi vatandaşı gibi bakmayan, onları hain olarak gören, dışlayan ve hatta katleden diktatör haline gelmişti.

Şu geldiğimiz 21’nci yüzyılda, Avrupa’nın tam göbeğinde, seçimle işbaşına gelmiş bir siyasetçinin “zalim ve kötü despot”, seçimlerin yapılmadığı bir Marksist rejimin diktatörünün ise “halkın sevgili diktatörü” olarak hatırlanması
kaderin garip bir tecellisi mi...

Yoksa Miloseviç’in “milli irade” kavramını, ülkenin Müslümanlarını katledecek kadar sınırsız bir yetki olarak görmesi mi?

FENER’İN KLİBİNDEKİ ‘İZMİR’İN DAĞLARI’ MÜZİĞİNİ KİM YAPTI

BU yıl 19 Mayıs anmalarında en çok konuşulan konu, Fenerbahçe’nin hazırlattığı klip oldu. Yüzlerce çocuk Ülker Arena’nın zemininde kahve bardakları ile bir Atatürk portresi çiziyor.

Son bardağı da başkan Aziz Yıldırım koyuyor.

Filmin fonunda ise ‘İzmir’in Dağları’ marşı var.

Ritmi, müzikal yorumu ve korosu ile gerçekten bugüne kadar dinlediğim en güzel ‘İzmir’in Dağları’ marşıydı. Kimin yaptığını merak ettim.

Genelkurmay Başkanlığı Hava Kuvvetleri Orkestrası yapmış ve Fenerbahçe’ye de kullanma izni vermiş.

CUMARTESİ GECESİ FENERLİLERE ‘FORMAYI ÇIKARIN’ UYARISI

CUMARTESİ gecesi şehrin merkezi çok canlıydı.

Etraf sarı formalı insan doluydu. Ancak polis şehrin özellikle merkezindeki Fenerbahçelilere “Formalarınızı çıkarın” uyarısı yaptı.

Çünkü Kızıl Yıldız bir hafta önce Sırbistan şampiyonu olmuş ve taraftarı o gece kutlama yapmaya karar vermiş. Binlerce Kızıl Yıldız taraftarı sokağa çıkmıştı.

Sis bombaları, meşalelerle yürüyordu. Yani bir olay çıkabilirdi. Neyse Fenerbahçe taraftarı dikkatli davranınca olay çıkmadı.

BİZİM ‘FRİENDS’ DİZİMİZİN HARİKA ALİYE’SİNİ KAYBETTİK

Heykeli dikilenlere Kebapçı Selahattin dersi

ALİYE, “Bird”ü kurduğunda, orasını “Friends” dizisinin arkadaşlık kulübü olan “Central Perk”e çeviren restorancıydı.

Oraya sadece güzel yemek yemeğe değil, buluşmaya, arkadaşlığımızı görmeye giderdik.

Sonra “Fenix”i o hale getirdi.

Onun güler yüzünü görmek yemek yemekten bile daha önemliydi bizim için.

Kapıdaki ev sahibimizdi Aliye Turagay...

Çok erken kaybettik.

Çok genç kaybettik.

Çok güler yüzlüyken kaybettik.

Allah rahmet eylesin, bizim “Friends” dizimizin harika kadını...

Güle güle...

Yazarın Tüm Yazıları