Harika bir Mad Men gecesi

BU fotoğraf 18 Aralık gecesi çekildi.

Haberin Devamı

Harika bir Mad Men gecesi



Mey İçki grubunun başkanı Galip Yorgancıoğlu, “IWC”, Şarap Akademisi’nde bizi ilginç bir geceye davet etmişti.
Gecenin adı “Kütüphane şaraplarını tatma gecesi”ydi...
Şirketin elinde son birkaç şişesi kalan bazı şarapları tattık.
Birbirini uzun süreden beri tanıyan bir gazeteci arkadaş grubu içindeydik.
2004 yılının bir Elazığ “Kayra Buzbağ Rezerv”i ile başladık.
Sonra bir Denizli Güney “2005 Kayra İmperial Şiraz”, Elazığ Aydıncık, “2007 Kayra Vintage Öküzgözü” içtik.
Bu hasat şarapların hemen hepsinin stokları bitmiş durumda. Şirketin elinde belki müze için birkaç şişe ya kaldı ya kalmadı.
Gecenin sürprizi ise 2007 Vintage Sangiovese’ydi...
İşte bu nesli tükenen bir şaraptı.
Çünkü şirketin şarap yapımcısı Daniel O’Donell, 2007 yılında Aydın civarında gezerken tesadüfen bir Sangiovese üzüm bağı keşfetmiş.
Sahibi ile anlaşıp hemen o yıl şarap yapmışlar.
Harika bir şarap olmuş. Ancak ne hikmetse sahibi ertesi yıl bağı sökmüş.
Anlayacağınız içtiğimiz şarap tek bir hasattan kalan son şişeydi ve Sinop’ta bir bakkalda bulup getirtmişlerdi.
Şef Murat Bozok bugüne kadarki en olağanüstü mönüsünü hazırladı.
Hem şaraplara, hem mönüye hayran kaldık.
Mad Men dizinden fırlamış gibi duruyorduk.
İsterseniz “Goodfellas” da diyebilirsiniz.
Sonra sıra hatıra fotoğrafı çekimine geldi.

Haberin Devamı

Aramızda tek kadın var, bakın o da kim

FOTOĞRAFTA tek kadın var ve gecenin asıl sahibi o.
Mey Şarap Grubu Yöneticisi Gözdem Gürbüzatik...
Türkiye’de kadınların şarap sektöründe artan ağırlığının aramızdaki sembolü...


* * *


Ötekilere gelince...
Yıllardır birbirimizi tanıyoruz, yemeklere gidiyoruz.
Ama o gece hepimizde başka bir hava var...
Hatıra fotoğrafının sahne düzenlemesini ben yapıyorum.
Tabii ki en öne Güneri Bey’i oturtuyoruz...


* * *


-Güneri Cıvaoğlu: Her zamanki gibi, hepimizin saygısını toplayan sendika başkanımızdı.
Biz gazetecilere iyi yaşama sanatını öğreten büyük gurumuz.
Başarılı genç insanlara hep saygı duyan büyük gazeteci.
-Mehmet Yılmaz: Avustralya’dan yeni dönmüştü. Koala kötü kokuyor diye yazdı ama Mehmet o gece mis gibiydi.
Her zamanki gibi en neşelimiz, en dalgacımız oydu...
-Fatih Altaylı: Yanlış anlaşılacak ama söyleyeceğim.
Kaleminin elinden alınması bir insana iyi gelir mi...
Fatih’e iyi gelmiş... Belki de ben utancımdan böyle görmek istiyorum.
Hayatını yaşıyor... Bana göre, en güzel yazı yazacak yaşında ve ruh halinde.
-Vahap Munyar: Hürriyet ekonomi sayfaları yöneticiliğini bıraktıktan sonra daha da çok çalışır hale geldi.
Her zamanki gibi güven verici, sakin, arkadaş insan...
-Levent Özçelik: Müzik, gezi, dijital dünya, dergicilik... Cıvıl cıvıl bir insan...
Son yıllarda arkadaş olarak en büyük keşfim.
-Kanat Atkaya: Her zaman çok sevdiğim sevgili dostum... Son bir yıldır yazılarında acayip bir form var...
Her zamanki gibi cool, güven verici arkadaş...
-Sedat Ergin’i sona bıraktım, çünkü gazetedeki işlerinden dolayı geceye geç geldi.
Çok zor bir dönemde çok zor bir işi yüklendi ve harika biçimde götürüyor.
Doğan Hızlan için söylenen bir söz var. Ona da tıpatıp uyuyor.
“Sedat bir yerde ise orası meşrudur...”

Haberin Devamı


Fillerin seramik dükkânlarına daldığı günler


GECE bitiyor... Ayrılıyoruz...
Çektiğimiz fotoğrafa bakıyorum.
Kimimiz oturuyordu, kimimiz ayaktaydı...
Kimimiz hâlâ yazabiliyordu...
Kimimizin kalemi elinden alınmış, susturulmuştu.
Oysa Melih Cevdet Anday’ın şiirindeki gibi, hepimiz hayattaydık...
Ama içimizde ölen, öldürülen bir şeyler vardı...
Tıpkı o gece içtiğimiz nesli tükenen şaraplar gibiydik...
Erken hasat bir hayatın ürünleriydik.
Artık son hasadın kütüphanelerdeki son şişeleri...
Fillerin seramik dükkânlarına daldığı günlerdeydik.
İhtimamla birbirimize sığındık...
Hiç olmazsa geriye kalan birbirimizi kırmamak, dökmemek için...


Vay vay vay meğer Aydın Doğan da o düğüne gitmiş

Haberin Devamı

İKTİDAR yanlısı gazete ya...
Başında damadın kardeşi var ya...
Her sinekten 3 kilo yağ çıkaracak ve onunla iktidarı yağlayacak.
Gazeteci arkadaş, senaryoyu kurmuş.
Konu, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün oğlunun düğünü...
Önce düğünün maliyeti Zeplin balonundan da büyütülmüş...
500 bin lira...
Senaryo da şu:
“CHP’nin gücünü milletten değil, zenginlerden aldığını ispat eden düğün...”
Peki bu suçüstü durumunun başka delili var mı..
Var...
Mesela Aydın Doğan, Rahmi Koç ve ablası Semahat Arsel oradaymış...
Gördünüz mü felaketi...
Adam kapıda durmuş, kim geldi kim gitti çetele tutuyor...
Peki Aydın Doğan düğüne gitmiş mi...
Hayır... Düğünü gazetelerde okumuş.
Peki davetli mi...
Hayır değil.
Peki çelenk göndermiş mi.
Hayır göndermemiş.
Peki haber nerede... Haber yok ama okkalı bir yalan var...
“Zengin düğünü” diyecek ya...
Yahu arkadaş, sen bir gidip son 2 ayda patronunun kaç düğüne gittiğinin, kaçında Cumhurbaşkanı’nın da şahit olduğunun, bu düğünlerin kaça mal olduğunun, havuz patronlarından kaçının orada el pençe divan durduğunun da bir çetelesini tutsan da görsek...
Hangi düğün gücünü milletten, hangi düğün havuzlardan almış partinin düğünüymüş bir görsek...
Eee ne diyeceksin...
Damadın gazetesi, sahibinin sesi...

Yazarın Tüm Yazıları