Fırat’ın doğusuna girerken bu çatlak ses hainlik midir

Hem de hiç değildir...

*

Olay şu...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdardoğlu, dün Habertürk’te Muharrem Sarıkaya’ya verdiği mülakatta şunu diyor:

“Sonbaharda Suriye kongresi toplayacağız. Esad’ı da davet edeceğiz...”

Esad’ı derken bir temsilcisini kastediyor tabii ki...

Ama “YPG’yi çağırmayacağız” demeyi ihmal etmiyor...

*

Başlıktaki soruyu bir de başka türlü sorayım.

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna bir harekât yapacağını açıkladığı günlerde, ülkeden böyle “çatlak bir sesin” çıkması milli bir tavır mıdır...

Evet milli bir tavırdır...

Hem de sapına kadar milli bir tavırdır.

*

Çünkü milli davranış, bir ülkenin bütün yumurtalarını aynı sepete koyması demek değildir...

Çünkü “milli davranış”, ülkede tek bir boru ötüp geriye kalan herkesin hep bir ağızdan aynı boruyu çalması da demek değildir...

Milli davranış bir ülkenin menfaatlerini dikkate alarak, önündeki bütün opsiyonları görebilmesidir.

Çünkü milli davranış, ülkenin dış politikasında bütün alternatifleri yaratabilmesidir.

*

Bakmayın siz Batılı ülkelerdeki Esad eleştirilerine...

Hemen hepsi fiilen Esad realitesini kabul etmiş ve çeşitli kurumlarıyla onunla temasa geçmiş durumdadır...

*

Hepimiz biliyoruz ki, Rusya ve Çin arkasında durduğu sürece Esad da yerinde kalacak.

Türkiye de er veya geç onunla masaya oturacak.

*

O nedenle bugünden onun ekibiyle temas kuracak iktidar dışı siyasi platformların bulunması Türkiye için iyidir.

Hem de çok iyidir.

ERKEĞİN BİR MÜZİSYENE SORDUĞU EN GERÇEK SORU

Roling Stone dergisi, haziran sayısından itibaren, “Byrds” ve Crosby, Stills, Nash and Young topluluğunun üyesi David Crosby’ye “Güzin Abla” gibi bir köşe açtı.

Okuyucular soruyor, o da “Ask Croz” adlı köşesinde cevap veriyor.

*

Arizona’dan bir okuyucusu sormuş:

“Sevgili Croz ne zaman bir müzisyenle aynı kıza yazılsak, kız sonunda mutlaka müzisyene gidiyor. Sence ben ne yapmalıyım?”

*

Cevabı şu:

“Bütün müzisyenler adına senden özür diliyorum. Maalesef durum böyle. Kızlar bize gelir. Senin yapabileceğin tek şey şu: Tinder’e, bir çöpçatan sitesine gir, ‘Müzikten nefret eden birini arıyorum’ diye yaz. Gelen senindir.”

TÜRKİYE’NİN EN GÜÇLÜ 10 KİŞİSİNDEN BİRİ O MU

Bugün Türkiye’nin “en güçlü 10 kişisi” listesi yapılsa, ikinci 5’e banko Doğu Perinçek’i yazardım...

Dün Odatv’ye verdiği mülakatı okurken sıralamayı değiştirdim ve onu ilk 5’e yazdım.

Türkiye’yi tam ortasından ikiye bölmüş.

“Biri biziz. Yani milli partiler” diyor...

AK Parti, MHP ve Vatan Partisi...

“Ötekiler milli olmayanlardır” diyor...

Yani CHP, İYİ Parti, HDP, SP ve ötekiler...

“Ötekiler” dediğine, “İhanet içinde olanlar...”, “Amerikancılar, Esadcılar” falan diyor...

Neyse ki, Esad’ı destekleyen Putin’i es geçip onunla birlikte hareket eden kimseyi “Rusçulukla” suçlamıyor.

Suçlamadığı gibi, “Biz devrimciyiz... Leninciyiz, Maocuyuz” diyor...

İktidar biziz, güç bizde demeye getiriyor.

Keyifle okudum...

Bizim neslimizin bütün gençliğinde hayal ettiği “Kızıl Yıldız”ı”, “Orak Çekiç”i, “Lenin”i, “Mao”yu iktidara getirmiş...

Rüyalarımızın “Bandiera Rossa”sını (Kızıl Bayrağını) göndere çekmiş...

Sol anahtarla yazılmış Enternasyonal’i en milliyetçi sağ anahtarla yeniden bestelemiş...

Üstelik bu devrimi seçimlerde aldığı yüzde 0.1 oyla gerçekleştirmiş..

Arkadaş, böyle bir lideri ilk 5’e koymayayım da nereye koyayım...

Evet, hiç tartışmasız, bu ülkenin en güçlü 5 liderinden biri Doğu Perinçek’tir...

SİZ OLSANIZ BU SORUYA NE CEVAP VERİRDİNİZ

Bir kadın da David Crosby’ye şunu sormuş:

“Sevgili Croz, kocamla 40 yıldır evliyiz. Adam birden Trump hayranı oldu. Bu moronu destekleyen bir adamla nasıl birlikte olmaya devam edebilirim? Sizce ne yapmam lazım?”

*

Cevap şu:

“Istırabını çok iyi anlıyorum. Bu adam (Trump) bir yılan yağı bezirgânı. Haklısın ancak bir moron onu destekleyebilir. Ne yapman gerektiği konusunda sana söyleyebileceğim tek şey şu: En iyisi sen etrafta başka bir herife takıl...”

*

Tam adamım... Onu boşu boşuna bunca yıldır hayranlıkla izlemiyorum...

TANSU’NUN KAYIP ŞAİRİNDEN OLAĞANÜSTÜ BİRKAÇ MISRA

Eşim Tansu geçenlerde sahaflardan üç şiir kitabı bulmuş.

İş Bankası Yayınları’nın çıkardığı “Kayıp Şairler” serisinden üç kitap.

Suat Taşer, Nevzat Üstün ve Halim Şefik’in şiirleri.

Önceki akşam Suat Taşer’in kitabını neredeyse baştan sonra okudu bana...

Gerçekten olağanüstü şiirler.

Ben de size birkaç dizesini okuyayım...

AYNA ÜZERİNE

“Tuttum gülüşünü aynama koydum

Cömert sıcaklığın avuçlarımın içinde

Ölüm çağırıyor beni duydum

Ben değilim ki ben eski yerimde”

ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE

“Bir dolu karanlık

Günün dönemeçlerinde hızla yeğin

Can vergisidir civanım özgürlüğe ödediğin”

PİŞMANLIK ÜZERİNE

“Ey benim güzel pişmanlığım

Yaşamak sevmektir ölümse elde bir”

TEK MASA ÜZERİNE

“Yaşıyorum yaşamıya karşı

Ah şu aynalar olmasa

Dışım gül gülistan içim kapalı çarşı

Bir de akşam saatleri ve iki kişilik tek masa”

KORKU ÜZERİNE

“Gölgemizden korkak olduk

Selam vermekten, düş görmekten

Kundaktaki çocuğumuzdan

Saksıdaki çiçeğimizden

Aynadaki hayalimizden de korkak olduk”.