Paylaş
ŞU yazacağım hikáye Watergate olayını ortaya çıkaran ünlü gazeteci Bob Woodward'un piyasaya yeni çıkan kitabı ‘‘Maestro’’dan alınmıştır.
Kitap, Amerikan para yönetiminin tartışmasız imparatoru olan Alan Greenspan'le ilgili.
19 Ekim 1987 günü Washington'dan Dallas'a uçan American Airlines uçağının çok önemli bir yolcusu vardır.
Amerikan Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan.
DALLAS UÇAĞI
O sabah Amerikan borsası güne iyi başlamamıştır. Bir kriz çıkar endişesi ile Greenspan'e Dallas'a yapacağı ziyareti ertelemesi tavsiye edilir.
O ‘‘Hayır’’ der.
Çünkü orada bankacılara yapacağı konuşmayı ertelemesi, muhtemel bir krize psikolojik zemin hazırlayabilir diye düşünür.
Dallas'ta uçaktan indiğinde kendisini oradaki Merkez Bankası yetkilisi karşılar.
Greenspan, ‘‘Borsa nasıl’’ diye sorar.
Yerel yetkili, ‘‘Five oh eight’’ (Beş sıfır sekiz) puan aşağıda der.
Greenspan, ‘‘5.08 ise fazla mesele değil’’ der. Ancak yerel yetkili hemen düzeltir:
‘‘Efendim 5.08 değil, 508 puan aşağıda...’’
Bu, borsada yüzde 22'lik bir düşüş anlamına gelmektedir.
Şimdi bu rakam bir merkez bankası başkanına ne ifade eder?
Amerikan sermaye piyasasının değerinde 1 trilyon dolarlık azalma anlamına gelmektedir.
Ama bunun daha da önemli bir anlamı vardır.
29 Ekim 1929 günü Amerika'da büyük krizin başladığı gün borsadaki düşüş sadece yüzde 11.7'dir.
Kısaca 19 Ekim 1987 günü Greenspan için başlayan bir kriz değil, onun deyişiyle ‘‘Finansal Vietnam’’dı.
SERMAYENİN SIRRI
Geçen çarşamba akşamı ekonomik paniğin ilk belirtileri başladığı sırada elimde başka bir kitap vardı.
Bir okuyucumun gönderdiği, Perulu ünlü ekonomist Hernando de Soto'nun ‘‘The Mystery of Capital’’ yani ‘‘Sermayenin Sırrı’’ adlı kitabı okuyordum.
Ona ara verip Greenspan'le ilgili kitabı okumaya başladım.
Daha ilk sayfadan itibaren şunu öğrendim:
Dünyanın en kuvvetli ve en istikrarlı ekonomilerinde bile para yönetimi aslında sürekli bir ‘‘kriz yönetimidir’’.
Nitekim Greenspan 1987 yılı Ağustos ayında Amerikan Federal Rezervi'nin başına oturduğu zaman, Beyaz Saray'da Reagan vardı.
Ülkenin ekonomik göstergelerinin hepsi iyiydi. Büyüme yerinde, faizler normal seviyede, enflasyon düşük.
Göreve geldikten bir hafta sonra Amerikan Merkez Bankası'nın oy hakkına sahip 12 üyesini toplantıya çağırır.
Bütün sabah görüşmelerle geçer. Greenspan öğleye kadarki konuşmaları dinledikten sonra söz alıp şunu söyler:
‘‘Sabahtan beri durmadan konuşuyoruz, ama şu ana kadar kimse sermaye piyasasından söz etmedi.’’
Yeni başkan, Amerikan ekonomisinde artık klasik güçlerin yanında başka güçlerin de etkili olmaya başladığını söylemek istiyordu.
Borsa o yılbaşından beri yüzde 30 değer kazanmıştı. Yani bir trilyon dolar ek değer yaratılmıştı.
Ama bütün bunlar sadece káğıt üzerindeydi.
15 GÜN ÖNCE
Ne var ki birçok insan bu hayali zenginliğe bakıp ona göre yaşamaya başlamıştı.
Oysa Greenspan ‘‘reel ekonomi’’ kökeninden geliyordu. Ford'a danışmanlık yapmış, petrol ve gıda alanında çalışmıştı.
O yüzden en küçük bir hatada sistemin zora gireceğini biliyordu.
O gün kendi kendine şunu sordu:
‘‘Washington ile New York'un arası bu kadar uzak mıdır?’’
Washington'ın yerine Ankara'yı, New York'un yerine İstanbul'u koyun ve yaşadığımız bu son krizden sonra siz de aynı soruyu sorun:
‘‘Ankara ile İstanbul arası bu kadar mı uzundur?’’
Önceki gün bankacılarla yapılan toplantı fazla değil 15 gün önce yapılsaydı ve şu mesaj verilseydi:
‘‘Kardeşim merak etmeyin, elimizde 24 milyar dolar var. İstersen sana 2 veya 3 ay sonra programda ilan edilmiş kurdan istediğin kadar dolar satmayı vaat ediyorum.’’
Acaba durum aynı mı olurdu?
ASABİYET VE ŞÜPHE
Merkez Bankası Başkanı ile Hazine Müsteşarı bundan önceki krizi de yönetmiş iki tecrübeli insan.
Yani kriz yönetim tecrübeleri var.
Ama kriz yönetmek sadece parayı yönetmek değil, aynı zamanda psikolojik iklimi yönetmektir.
Greenspan, bir para yöneticisinin iki özelliğinin bulunması gerektiğini söylüyor:
‘‘Asabiyet’’ ve ‘‘Şüphecilik’’
Başkaları için kötü sayılabilecek bu özellik para yöneticileri için ‘‘Meziyet’’tir.
İşte bu yüzden Greenspan bugün Amerika'nın en güvenilen insanıdır.
Ve Bob Woodward ona ‘‘Maestro’’ adını takmıştır.
Ben bunları o kitabın 27 ve 42'nci sayfaları arasındaki bölümde okudum.
Bütün para yöneticilerine tavsiye ediyorum.
Paylaş