Paylaş
Bu ülkenin iyiye gitmesi için...
Şu Allah’ın belası kutuplaşmadan kurtulması için...
Allah rızası için...
Bazı tipleri televizyonda canlı yayına katiyen çıkarmamak gerekiyor...
*
Yanlış anlamayın “Canlı yayına” diyorum...
Çünkü bazen öyle bir laf ediyorlar ki...
Bir çuval inciri berbat ediyorlar...
Kabuk tutmuş, iyileşmeye başlamış bütün yaralar yeniden açılıyor...
*
Alın işte Fikri Sağlar’ın yumurtladığı lafa bakın...
Yahu arkadaş...
Bu ülkede artık bir başörtüsü sorunu mu kaldı...
Bir zamanlar, senin kafandakilerin yarattığı bir sorunun ceremesini bütün bir laik kesim çekti yahu...
Hâlâ mı anlamıyorsun...
*
Neymiş başörtüsü siyasal flamaymış...
İyi tamam bir zamanlar hepimiz ettik o aptal lafları...
Geçti gitti...
Halletti bu ülke o sorununu...
CHP de halletti...
Başörtülü kızlar, kadınlar artık üniversiteye gidiyor...
Çalışıyorlar...
Toplumsal hayatın her yerinde varlar...
Hatta küçümsenmeyecek bir bölümü muhalefete bile geçti...
*
Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim...
Fikri Sağlar öyle de, ya AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in sözleri...
O da hazır fırsat bu fırsattır deyip yine bütün CHP’ye yükleniyor...
Ömer kardeşim...
Maalesef senin cevabın da eski Türkiye kokuyor.
Bugün CHP mitinglerinde ne kadar çok başörtülü kadın var hiç görmüyor musun...
Muhalif muhafazakâr partilerde çok sayıda başörtülü kadın fiilen çalışıyor...
Başörtüsü artık hiçbir siyasi hareketin arka bahçesi, flaması değil...
Başı örtülü ve başı açık kadınlar bütün partilerin saflarında yan yana artık...
Bu çok da iyi bir şey...
*
Herkese, hepimize sesleniyorum...
Bırakalım Allah aşkına artık kadının başındaki örtüyü oradan buradan çekiştirmeyi...
Kadın üzerinden böyle demode erkek politikaları yapmak kimseye yarar sağlamıyor....
Emin olun oy da getirmiyor...
MÜZİK 1
BU YIL KULAK ÜSTÜ KULAKLIK YILI OLACAK
YILIN ilk günü cumaya rastladı... Benim için cuma sabahı, bütün streaming platformlarına yeni şarkıların konulduğu gün...
Bütün sabahım yeni şarkılarla geçti.
Size şunu söyleyebilirim.
- Bu yıl kulak üstü kulaklıkla müzik dinleme yılı olacak...
- Disko bütün gücüyle geri dönüyor...
Artık eskisi gibi kalabalıklara gidemeyeceğimiz için disko ortamını iki kulaklığın ortasında bulacağız... Yılın ilk gününde güzel sürprizler vardı...
Bugün ve yarın da evdeyiz...
Size bu sürprizlerden bazı örnekler vereyim.
MÜZİK 2
YILA HAFİF VE CAZIMSI BAŞLAMAK İSTEYENLERE
- KAPAKTAKİ HAVANA ANLATIYOR: Jack Jezzro, Star City Symphonie: “Havana”. Yıla güzel başlamak için yumuşacık, harika bir ritim... Şarkının kapağındaki Havana çizimi de harika.
- YILIN İLK SÜRPRİZ DÜETİ: Dolly Parton-Barry Gibb: “Words”. 1968’in harika Bee Gees şarkısını yeniden birlikte söylemişler.
- YILIN İLK KLASİK COVER’I: Giacomo Bondi-Francesca D’Ausilio: “Parole Parole”. Hep hafızalarda kalan bir şarkının hafif pop beat yorumu.
DİSCO YILI
DEV İSİMLER BU ARNAVUT KIZLA DÜET İÇİN KUYRUKTA
- YILIN İKİNCİ SÜRPRİZ DÜETİ: Kylie Minogue-Dua Lipa: Real Groove-Studio 2054 Remix. Kulaklık disko devam ediyor... Bugünlerde en büyükler bu küçük Arnavut kızıyla düet yapmak için sıraya girdi.
*
- Diplo, Rhye, Photay: “MMXX-XII (Feat. Rhye-Photay Remix). Bence bu yıl kulak üstü kulaklıklar yılı olacak. Güçlü bir ritimle sağlam bir DJ müziği istiyorsanız işte bu.
*
- 1970 SOUL SOUNDUNU ÖZLEYENLERE: Stone Foundation, Paul Weller, Opolopo: “Deeper”. Love-Opolopo Remix. Altmışlı yıllar Ankara diskoları geldi aklıma...
Aynı sound... Aynı atmosfer...
PSİKOLOJİ
MOR VE ÖTESİ İLE BİRLİKTE HARBİYE’DE UYANIYORUZ
YILIN ilk gününün en güzel sürprizlerinden biri, “Mor ve Ötesi”nin hafızalara kazınan 2019 senfonik Harbiye konserinin canlı kayıtlarının streaming platformlara konması oldu.
Özellikle bütün Açıkhava’nın birlikte söylediği senfonik “Uyan” yılın ilk gününde bana çok iyi geldi... Mor ve Ötesi’ni özlemişim...
Galiba bu şarkı pandemi sonrası yaşayacağımız “uyanış ve yeniden hayata dönüşün” psikolojik duygu iklimini şimdiden veriyor.
COVID DİŞİ Mİ ERKEK Mİ
BAŞYAZARDAN ALDIĞIM TALİMATLA YILIN TARTIŞMASINI BAŞLATIYORUM
KONU şu:
“COVID-19 virüsü erkek midir yoksa dişi mi?”
“Manasız bir konu” falan demeyin emir yüksek yerden geldi... Hürriyet başyazarı Prof. Osman Müftüoğlu dün yeni yılda gazetenin yazarlarından beklediklerini yazdı.
*
Benim payıma da şu düşmüş:
“Ertuğrul Özkök şu film, kitap işlerine bir ara verip, seviyeli magazinci olarak COVID-19 meselesine dalsın. Mesela COVID-19 virüsü dişi midir erkek mi araştırsın.”
*
Vallahi hiç aklıma gelmemişti... Tabii önce Osman Hoca’ya sordum...
Bu konuyu dün sabah kahvaltıda aile ortamında tartışmışlar.
Orada oluşan görüş şuymuş:
Virüs dişidir...
Çünkü o geldiği yere o kadar sıkı sarılıyor ki ve bırakmıyor ki, bu da onun dişi karakter olduğunu gösteriyor.
*
Tabii ben daha bilimsel bir araştırma yaptım.
Girip Google’da baktım.
- Biyokimyacı François Jacob’a göre “virüsler, basit oluşumlar...”
Bildiğimiz dişi organizmalar çok komplike olduğuna göre virüslerin dişi olması ihtimali az.
*
Dahası da var:
- Virüslerin canlı organizmalarla ortak bir yanı yok... Ne mi mesela?
Bir kültür ortamına yerleştirildiklerinde metabolik faaliyetleri yok. Yani ne enerji üretebiliyor, yayabiliyor...
Ne de enerji tüketebiliyor, enerjinizi alabiliyor... Ne büyüyorlar, ne de çoğalabiliyorlar...
*
Bilimsel açıdan baktığınızda bu sizde, virüsün daha çok salak bir erkek tipine benzediği izlenimi yaratmıyor mu?
*
Bunlar sadece ön izlenim. Araştırmalarım devam edecek.
Paylaş