Ey... Bu dünyanın maymunları bakın yanıma kimi gömüyorlar
CHARLES Darwin 10 Nisan 1882 günü Londra’ya 25 kilometre mesafedeki köyünde öldü.
*
Vasiyeti, köyündeki kilisenin mezarlığına gömülmekti...
Bilim ve siyaset dünyası ayağa kalkarak, onu Londra’da, İngiltere’nin “büyük evlatlarının” yattığı Westminster Kilisesi’nin mezarlığına gömmek için harekete geçti.
*
Ama ortada çok önemli bir sorun vardı.
Kutsal kitapların yaradılış inancına sadık kilise çevreleri Darwin’in “Türlerin Kökeni” teorisine şiddetle karşıydı.
İnsanın maymundan geldiğini iddia eden bir insanın, onların dünyasında katiyen yeri yoktu.
Hatta onu “ateist” olarak görenler bile vardı.
*
Ama ne oldu biliyor musunuz?
Darwin’in o mezarlığa gömülmesi teklifi bizzat kilisenin en başındaki insandan geldi.
*
Darwin, 26 Nisan 1882 günü Westminster Abbey mezarlığında, dünya fizik tarihinin en büyük ismi Newton’un mezarının yanına gömüldü.
Cenazesi köyünden Londra’ya 25 kilometre boyunca tören arabası ile getirildi.
Cenazesini taşıyanlar arasında bir din adamı ile ateist bir bilim adamı da vardı.
*
Şimdi Newton’la Darwin arasına bir başka büyük bilim insanı gömülecek.
Stephen Hawking...
*
Eyy dünyanın bütün maymunları...
Bakın sizin kim olduğunuzu bütün dünyaya ilan eden büyük bilim insanının yanına kim geliyor...
ZUHAL OLCAY’I GÖRÜRSEM ONA ŞUNU SÖYLEYECEĞİM
Zuhal Olcay çok ortada görünmeyen sessiz bir sanatçıdır.
Siyasi bir sözü yüzünden “hakaret” iddiasıyla 10 aya hapse mahkûm oldu.
Ne zaman bir sanatçı sözü, eseri nedeniyle mahkûm olsa içim sızlar...
Dün bu haberi okuyunca onun çok sevdiğim “Ankara’da âşık olmak” şarkısını yine dinledim.
Ne güzel bir şarkıdır...
Bugünlerde onunla karşılaşırsam şunu diyeceğim.
Ben de bilirim, Ankara’da âşık olmak zordur be Zuhal...
Ama bugünlerde Ankara’da siyaset konuşmak daha da zor.
Sen de benim gibi yap...
Şarkılarına ve sahnene dön...
Orada hayat daha küçük, ama daha güzel...
ENİS BATUR KIRMIZI KEDİ YAYINLARINA GELİNCE
ENİS Batur, “Kırmızı Kedi” yayınlarının başına geldikten sonra damgasını vurdu.
Risaleler gibi küçük bir kitap dizisi başlattı ki harika...
İşte size oradan bir potpuri:
m Bilge Karasu’nun “Nasıl Yazıyorsam Öyleyim” kitabından:
“Düşünmeyi sevmek kadar, hayvanlara bakmayı da severim...”
*
- Cicero’nun “Yaşlanmayı Bilmek” kitabından:
“Arzu olmayınca, hüsran da olmaz...”
*
- Vincent Van Gogh’un “Son Mektuplar’ kitabından:
“Ne yaparsın, güneyde işler kuzeydeki gibi yürümüyor...”
*
- Immanuel Kant’ın “Öteki Dünyaya Yolculuğumun Sahici Hikâyesi” kitabının girişine Schiller’en aldığı dize:
“Nasıl da tek bir zengin besliyor,
bu kadar çok dilenciyi...”
*
- Robert Musil’in “Ahmaklık Üzerine” kitabından:
“Zaman zaman hepimiz ahmaklık ederiz...”
*
Plutarkhos’un “Gevezelikler ve Meraklılar” kitabına koyduğu Koslu Epicaharmus’un şu cümlesi:
“Sen bir hayırsever değilsin... Sen hastasın ve hastalığın şu: Yalnızca vermeyi seviyorsun...”
YANİ BİR GÜLÜCÜK EMOJİN BİLE OLMADI MI MEHMET
MEHMET Erdem, geçen hafta Hürriyet Pazar’da yayınlanan mülakatında diyor ki:
“Sosyal medya kullanmıyorum... WhatsApp’ım yok... Bir de emojiler var ya hiç kullanmadım... Gülücük bile yapmadım...”
Bense artık emojisiz bir hayat nasıldır unuttum...
Küçük bir araştırma yaptım.
İlk emoji 1998 yılında Japonya’da üretilmiş.
2017 yılı sonu itibariyle 2623 emoji varmış. Bunun 1507’si “gülen insan” emojisiymiş.
Kadınların yüzde 80’ine yakını, erkeklerin ise yüzde 60’ı telefon mesajlaşmasında emoji kullanıyormuş.
En fazla emoji kullanan yaş grubu 15-29’muş...
BİR GÜNDE KAÇ EMOJİ
PAZAR günü telefon trafiğim açısından yoğun bir gün değildi...
Sadece WhatsApp’la bana gelen mesajlardaki emojileri saydım...
96 emoji yollanmış...
FREUD’UN YÜZÜ EMOJİ OLSAYDI NE ANLATIRDI
FREUD yaşasaydı bu emoji işine ne derdi?
Geçen yıl Türkçesi de yayınlanan “Freud Bu İşe Ne Derdi” adlı kitapta, insan ifadelerin Freud’un yüz hatları ile anlatan bir sayfa var...
Sizce bu ifadelere uygun düşen emojiler hangisidir?
Ben kendi önerilerimi yanına koydum.
