Evde ölü bulunan adam, aynı yerde zehirlenen oğlu ve komaya giren bir savcı
NARCOS dizisinin dördüncü sezonunun Netflix’de yayınlanmaya başlamasından 3 hafta önce Kolombiya’nın başkenti Bogota’da art arda üç esrarengiz olay yaşandı.
- BİRİNCİ ÖLÜM: Önce ülkenin tanınmış simalarından biri evinde ölü bulundu.
Jorge Enrique Pizano adlı tanınmış işadamı kanserdi. Olay yerine giden doktor, raporunda kalp krizinden öldüğünü yazmıştı.
Yani doğal bir ölümdü.
- İKİNCİ ÖLÜM: Ancak bundan 3 gün sonra, aynı evde bir başka ölüm olayı daha meydana geldi.
Ünlü işadamının Barselona’da mimarlık yapan, babasının cenazesi için Bogata’ya gelen oğlu Alejandro Pizano da aynı evde tuhaf biçimde öldü.
MASANIN ÜZERİNDE BULUNAN İLAÇ KUTUSUNDA NE VAR
Bu defa olay yerine giden başka bir doktor, ölümün siyanür zehirlenmesinden kaynaklandığını rapor etti.
Genç adam masanın üzerindeki şişeden su içmiş ve hayatını kaybetmişti.
Polis, masanın üzerinde siyanür içeren bir kutu hap bulmuştu.
Bu olay gözleri tekrar genç adamın babasının ölümünün üzerine çevirdi.
- KOMAYA GİREN SAVCI: Bu olayın olduğu günlerde ilginç bir olay daha meydana geldi.
Ülkede yolsuzluk iddialarını araştıran bir savcı esrarengiz bir kazada yaralandı ve komaya girdi.
ÖLEN ADAMIN İKİ HAFTA ÖNCE BIRAKTIĞI KASET
Gözler savcının üzerine çevrilmişken, ülkenin televizyon kanallarından birinin yöneticisi ortaya çıktı ve bütün bu olaylara daha da esrarengiz boyut veren bir açıklama yaptı. Evinde ölü bulunan Enrique Pizano, uzun yıllar Kolombiya’nın en büyük şirketlerinden biri olan, New York borsasına kayıtlı Corficolombiana şirketinde denetçi olarak çalışmıştı.
Şirket, New York borsasına kayıtlı Grupo Aval adlı bir bankaya aitti ve sahibi de Kolombiya’ın en zengin insanı Luis Carlos Sarmiento’ydu. Evinde ölü bulunan denetçi, bir hafta önce bir televizyona gitmiş ve denetimini yaptığı şirketlerdeki yolsuzlukları ve verilen rüşvetleri tek tek anlatmıştı.
İşadamı ayrıca rüşvet konuşmalarının telefon kayıtlarını da televizyon kanalına vermişti.
İşadamının bir şartı vardı.
Başına bir şey gelirse bu mülakat ve telefon konuşmaları yayınlanacaktı.
Bu kaset geçen pazartesi günü o televizyonda yayınlandı.
DEV İHALEYİ ALMAK İÇİN 800 MİLYON DOLAR RÜŞVET
Olay bu noktadan itibaren bambaşka bir yere sıçradı ve bir ucu Brezilya’nın en ünlü inşaat şirketlerinden birine bağlandı.
Brezilya’nın dev inşaat şirketi Odebrecht, ülkesindeki çok büyük bir ihaleyi almak için ülkenin en üst düzeylerindeki bazı kişilere 800 milyon dolar rüşvet vermişti.
Böylece, Narcos dizisinin kartel şefi Pablo Escobar’ın ülkesinden Brezilya’ya ulaşan ahtapotun kolları, daha önce Peru’ya uzandı ve Peru Cumhurbaşkanı Pedro Pablo Kuczynski istifa etmek zorunda kaldı. Bu arada eski Cumhurbaşkanı Fujimori de rüşvet aldığı için tutuklandı.
ÖLEN DENETÇİNİN LANETİ LATİN AMERİKA’YI SALLIYOR
Dev devlet ihalelerindeki yolsuzluklar, şu an Latin Amerika’yı bir ucundan ötekine sarsıyor.
Anlayacağınız, Narcos dizisinin geçtiği coğrafyada belki de bütün dünyayı sarsacak bir yolsuzluk kartelleri kasırgası patladı...
Öyle sanıyorum ki önümüzdeki yıllar bütün dünyada yolsuzluk olaylarının çok konuşulacağı yıllar olacak.
HOCAM AYNI ASANSÖRE BİNEN İKİ ERKEK HALVET OLUR MU
GÖZÜM Konya’daki davada...
Öyle bir kişi değil, tam beş erkek.
Ta buralarına gelmiş olmalı ki şehirde, mahallede kim ne der diye düşünmeden Başbakanlık İletişim Merkezi’ne şikâyet etmişler.
*
Olay şu...
Konya’da kendini “halife” diye tanıtan bir adam...
2008 ile 2012 yılları arasında 4 erkeğe cinsel istismarda bulunmuş...
Hani şu son zamanlarda Hıristiyan Katolik kiliselerinde gördüğümüz cinsten, ağır bir vaka...
Adam şimdi Konya Birinci Ağır Ceza’da yargılanıyor...
Olayın ayrıntıları da belli olmaya başladı.
*
Cinsel tacizde bulunacağı genç erkekleri, özellikle zikir ayinlerinde gözüne kestiriyormuş. Bunun için sosyolojik bir değerlendirme de yapıyormuş.
Annesi babası olmayan çocukları kolay av kabul edip onlar üzerinde çalışıyormuş.
Taktiği de şuymuş:
Gözüne kestirdiği genç erkekleri, gözleriyle hipnotize edip ağına düşürüyormuş.
*
Bunları okurken aklıma bizim “asansör halvetçisi hoca” geldi...
Görsem anında sorardım.
“Hocam, sen ‘Bir kadınla bir erkek aynı asansöre binerse halvet olurlar’ demiştin. Bu durumda aynı asansöre binen ve aynı odada zikir yapan iki erkek de halvet olur mu?”
ONCA KARİZMA, SONRA GİT BARBAROS’A BU POZU VER
PAZAR günü Hürriyet’te Barbaros Tapan’ın Jude Law’la yaptığı mülakatı okudum.
Mülakat güzeldi de bir de o fotoğraf olmayaydı...
- Sen git ‘Alfie’de o harika adamı oyna...
- ‘Closer’ın Dan’i ol...
- ‘Yetenekli Bay Ripley’de Ripley’i cinayet işleyecek kadar kıskandıran Dickie Greenleaf’i canlandır...
- ‘Anna Karenina’nın kocası Aleksey Karenin kılığına bürün...
Sonra git Barbaros’un kamerasının önüne bu kıyafetle çık...
Vallahi hiç olmadı...
Allahaşkına şu pantolona, biraz da yukarıdan çekildiği için iyice sakilleşmiş şu durumuna bakar mısınız...
BİR MAĞDURUN ŞİKÂYET DİLEKÇESİNDEKİ AYRINTI
ŞİKÂYETÇİLERDEN biri şunu söylüyor:
“Dergâhtaki gençler lisedeki gençleri dergâha çağırıyordu. Bu gençlerin başına birçok şey geliyordu. Orada zikir değil, oyun oynuyorduk. Taciz edeceği kişiyi zikirde seçiyordu. Özellikle gençlerden seçiyordu.”
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
