Paylaş
O gün New York’un yakın tarihine girecek tek olay da buydu zaten.
“Fabrika”, 68 dönemine kültürel manasını veren kurumlardan biriydi.
Amerikan “Karşı Kültür” akımının Kâbe’siydi adeta.
Saat tam 4’ü çeyrek geçe, albino görünümlü bir adam binanın kapısından girip asansöre doğru yürüdü.
Aynı anda, öğle saatlerinden beri, girişte oturmakta olan bir kadın yerinden kalkıp adama yöneldi.
Elinde 6.35’lik bir tabanca vardı.
Kadın ilk kurşunu attığında adam, “Yapma Valerie” diye bağırdı. Kadın dinlemedi, iki el daha ateş etti.
Üçüncü mermi adamın bedeninde ilginç bir güzergâhı izledi. Sol akciğerinden girip midesini deldi ve karaciğerini zedeledikten sonra sağ akciğerinden çıktı.
Beş doktor, beş saat boyunca uğraşarak, adamı kurtardı.
* * *
Kadın, yıllar sonra bir gazeteciye konuşacak ve şunları söyleyecekti:
“Ben cinayeti ahlaki bir hareket olarak görüyorum ve becerememiş olmamı gayriahlaki buluyorum, bu işe girişmeden önce atış talimi yapmalıydım.”
Bu olay, New York şehri polis kayıtlarına adi bir zabıta vakası olarak girdi.
Ama o günkü kurşun, aslında adamı değil, Amerikan “karşı kültür” hareketini ağır yaralamıştı.
Vurulan adam, 68 kültür devriminin en önemli simalarından biri olan Andy Warhol’du. Vuran ise Valerie Solanas adlı bir kadın. Kendi deyişi ile yazar, dilenci ve seks işçisiydi
Solanas, 1970’lerde feminist hareketi en çok etkileyen metinlerden biri olan “SCUM Manifestosu”nu yazan kadındı.
Bu manifestonun açık adı şuydu:
“Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu.” (*)
Bu kitapçık feminist bir manifestoydu. Ama çoğu insan onu, bir “edebiyat şaheseri” olarak okuyacaktı.
Cesur bir kadındı. Asıl cesareti ise, o günlerde kendisi statüko haline gelen, kendini ilerici, devrimci sanan çevrelere açtığı savaştı.
“Kıçınıza sokun. Yok aslında bir farkınız” diyordu.
Erkekler kadar, yeni statükoyu sallıyordu.
Cinsel devrim yaptığını iddia eden Beat kuşağına, “Cinsellik kafasızların sığınağıdır” diyordu.
* * *
Yine de, asıl hedefi, erkekti. “Eril” olandı.
İşte size bu olağanüstü manifestodan, olağanüstü erkeklik tarifleri.
- Eril (erkek olan) biyolojik bir kazadır. Y (eril) geni, tamamlanmamış bir X (dişi) genidir yani tamamlanmamış bir kromozomlar serisidir. Daha başka bir deyişle eril eksik bir dişidir, daha gen aşamasında yaşamına son verilmiş, ayaklı bir kürtaj...
- Eril, insanlar ve goriller arasında bir alacakaranlık kuşağında kıstırılmıştır ve gorillerden çok daha kötüdür.
- Bir erkeğe hayvan demek ona iltifat etmektir, o bir makine, yürüyen bir vibratördür.
- Yarım kalmış bir dişi olarak eril, zamanını kendini tamamlamaya çalışmakla, dişi olmaya çalışmakla geçirir.
* * *
Valerie Solanas bununla da kalmıyor, eyleme geçiyor ve bir de hayali “SCUM örgütü” oluşturuyor.
Örgütün hedefini de şöyle tarif ediyor:
“SCUM, SCUM yan örgütüne girmeyen bütün erkekleri öldürecektir. Erkek yan örgütü, kendilerini bertaraf etmek için canla başla çalışan hangi dürtüyle olursa olsun iyi şeyler yapan, SCUM’la birlikte olan erkeklerdir.”
Peki Solanas’a göre öncelikle öldürülmesi gereken en iğrenç ve zararlı erkek tipleri kimlerdir:
“Tecavüzcüler, politikacılar ve onların hizmetinde olan herkes...
Kötü şarkıcılar, müzisyenler, yalancılar, ikiyüzlüler.
Söyleyecek şeyi olmadığı halde konuşan erkekler.
Namert yazarlar, sansürcüler, gazeteciler, editörler, yayıncılar...”
Ayşe Düzkan, kitabın girişine yazdığı olağanüstü yazıda şöyle diyor:
“Bu manifestonun, kadın erkek çoğumuzun, kadın kalbinde yattığına inanmak istemediğimiz bir intikam ateşini dillendirdiği söylenir. Katılıyoruz.”
* * *
Yıllardır kafesinde tuttuğum anarşist, bugünlerde yine içimde dolaşmaya başladı.
Galiba ben “kötüyüm”.
Baksanız ya, kadınlar günü dolayısıyla düzenlenen “Aile içi şiddet semineri”ni izlerken, çantamda bu kitap vardı.
Peki, Solanas’ın önerdiği gibi “bütün erkekler öldürülmeli mi”?
Bir “biyolojik kaza” ürünü olan bu naçizane ayaklı kürtajın cevabı şudur:
“Evet... Bütün erkekler öldürülmeli. Sadece erkeklik bırakılmalı...”
- Valerie Solanas: “Erkek Doğrama
Cemiyeti Manifestosu”, Çev: Ayşe Düzkan; Sel Yayıncılık, 2011 (Ayşe Düzkan kitabı
olağanüstü bir şekilde çevirmiş. Ayrıca girişe yazdığı yazı gerek içerik, gerek üslup ve
gerekse şekilsel tarzı ile olağanüstü bir edebiyat metni olmuş. Zorunlu bir ‘Neme lazım’ açıklaması: Tırnak içinde yazılan görüşler kitabın yazarını bağlar. Yazıda sözü edilen SCUM hayali bir örgüttür. Islak imza taşımayan örgüt belgelerinde yer alan öldürülecek erkekler listesi hayalidir. Okuyucuların da yazıyı bu çerçevede okuyacağından eminim.
Paylaş