Paylaş
All-Star maçını bile ıskaladığıma, bir saniye bile gözümü kırpmadığıma göre, geceyle ilgili duygularımı sansürsüzce, fütursuzca ve hatta hatta, süfliliğe düşme tehlikesini bile göze alarak aktarmalıyım.
Öyle yapmalıyım ki, samimiyetime inanın.
Önce kadınlardan başlayayım.
GECENİN EN MANALI YÜZÜ
Barcelona filminden beri kafamdaki tartışma dün gece bitti. Scarlett Johannson mu yoksa Penelope Cruz mu?
Banko Penelope... Artık 38 yaşında, en güzel yaşlarına 2 yıl kaldı ve o yaşları başladı.
Yandan ayrılan saçlar, yüzüne, bir kadının ancak 40 yaşında gelebilen o harikulade manayı şimdiden oturtmuş...
Her elbiseyi taşımadaki o Allah vergisi kabiliyet...
Tartışmasız gecenin ve gecelerimin kadını o...
GECENİN KALÇALARI
Kesinlikle Jennifer Lopez değil, Penelope Ann Miller’dı.
Giydiği elbise, bir kadının sere serpe halinin bütün güzelliğini ortaya koyuyordu.
Kalçalarını hiçbir komplekse kapılmadan teşhir eden bir elbise giymişti.
La Perla pembesi elbise aşağı doğru inerken, kadın karnının ne kadar büyük bir cazibe olduğunu bütün kadınlık kudreti ile anlatıyordu.
GECENİN İKİNCİ YÜZÜ
Hiç şüphesiz Milla Jovovich’ti. O da kadınlığının en güzel dönemini açtığını ilan ediyordu.
Baktığınız zaman anlıyorsunuz ki, 40’lı yaşlarında manasını kazanmış bir kadın yüzü, en baştan çıkarıcı ikonadır.
GECENİN EN ZORU
Gwyneth Paltrow’du. NTV’nin iki kadın tasarımcısı giydiği elbiseyi “gecenin en iyisi” seçti.
Bense, arkadan baktığımda Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai’yi görür gibi oldum.
GECENİN EN KÖTÜSÜ
Hiç tartışmasız Jennifer Lopez’di.
Kalçalarını teşhir etmesi gereken kadınlar saklarken, o aksini yapmış.
Elbise felaketti. Elbisenin üzerindeki çizgiler, kalçalarına fena halde ihanet etmişti.
GECENİN SÜRPRİZİ
Cameron Diaz’dı.
Yanılmıyorsam biraz kilo almıştı ve o kilo ona çok güzel yakışmıştı.
Beyaz teni o hafif kiloyu bir cazibe terzisi gibi, maharetle bedenine oturtmuştu.
Dün gece Cameron Diaz’a ilk defa dikkat ettim.
GECENİN EN YANLIŞI
Hiç tartışmasız Angelina Jolie’nin yırtmacıydı.
Birçok insan, o yırtmacın teşhir ettiği bacaklarını öven yazılar yazdı.
Bana göre dizleri feciydi.
En büyük intikam mutluluksa, eminim dün gecenin en mutlu insanı Jennifer Aniston olmuştur.
40 yaş her kadına aynı ölçüde cömert davranmıyor.
O, 40’larını harikulade yaşıyor.
Korkarım, Angelina Jolie’ye ise sadece dünyanın yoksul bölgelerindeki sosyal sorumluluğun güzelliği kalıyor...
İç güzelliği de iyi bir şeydir...
GECENİN EN KÖTÜSÜ AYNADAKİ O ADAMDI
GEORGE CLOONEY
Üzgünüm arkadaşlar. Önümüzdeki 10 yıl, kayıtsız şartsız George Clooney’indir.
Adam yakışıklı. Adamın kendine acayip güveni var. Adamın bakışı, duruşu harika.
“Descendants” filmindeki o kötü tişörtlü, feci bermudalı haline bir bakın.
Karısının başkasıyla yattığını öğrendiği an, o iğrenç kıyafetle, ayağından fırlayan espadrillerin çıkardığı o iğrenç sesle koştuğu uzun sahneyi bir seyredin.
Hangi erkek öyle itici bir tebdilikıyafeti kabul eder.
Arkadaşlar, Jack Nicholson dönemi bitmiştir. Sean Connery artık tarihtir.
O FRANSIZ’DAN RENO ÇIKMAZ
En iyi erkek oyuncu ödülü niye o Fransız’a verildi anlamadım.
Yakışıklı değil, etkileyici değil. Üstelik dili bile prezervatifli. Konuşmuyor.
Bıyıklarını da kesince, geriye manasını tamamen kaybetmiş, tabiri caizse, şirinlik yapayım derken, yalakalığa yakalanmış bir ifadesizlik kalmış.
Ondan ne yeni bir Jean Reno çıkar ne de bir Gerard Depardieu. Oscar’ın mürekkebi kurumadan unuturuz.
NEYDİ O BRAD PITT
Angelina Jolie ile kocası, üzüm kuru üzüme baka baka mı kararıyor? Brad Pitt’in oyunculuğunu seviyorum ama bu adam aynı güzellikte yaşlanamıyor.
Acaba saçlarını kısa mı kesmeli? Yoksa acilen Angelina Jolie’den mi ayrılmalı.
O SAPIK POLİSİ İSTİYORUM
Gary Oldman’ı izlemiştim. Ama son filmini anlamadım. Filmin konusunu hiç anlamadım.
Yaptğı tek şey, aynı donmuş yüz ifadesini sahneden sahneye taşımaktı.
Nerde o Leon’daki harika sapık polis komiseri.
True Romance’taki rasta saçlı o Bob Marley özentili lokal uyuşturucu mafyası.
Ama Allah için iyi yaşlanıyor.
VE GECENİN EN KÖTÜSÜ
Bendenizdi...
Sabah tören bittiğinde aynanın karşısına geçip kendime baktım.
Son günlerde kendimi feci süfli hissediyorum.
Belki de o nedenle sabahın bütün kötülükleri üzerimdeydi.
Kırmızı halının rengi gözüme kapkara göründü.
İçimde Leon filmindeki gibi kötü bir polis müdürü volta atıyordu.
Herkesi kötülemek istedim.
Jey Lo’nun kalçalarına, Angelina Jolie’nin dizlerine ve bir de o Fransız’ın bıyıksız ve şirinlik yapmak isteyen ama yapamayan suratına baktım.
Başkalarının mutsuzluğu benim mutluluğum oldu...
Hiç olmazsa günü kurtardım.
Paylaş