Paylaş
İsmet İnönü’nün aklıma hiç çıkmamak üzere giren o büyük sözünü hatırladım:
“En büyük zaferim, bu seçimdeki hezimetimdir...”
* * *
Türkiye çok partili hayatına, gerçek demokrasi yürüyüşüne, 1950 yılında yapılan o namuslu seçimle başlamıştı...
* * *
Bir tarafta o...
Tek parti seçimiyle gelip, çok partili seçimle gitmeyi bilen, içine sindirebilen ve bundan bir zafer menkıbesi yazan insan...
* * *
Öteki tarafta...
Çok partili seçimle gelip, rejimi tek partiye indiren, sandığın koalisyon mesajını bile içine sindiremeyenler...
* * *
Cumhuriyet’in sembolü niye hâlâ Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’dür biliyor musunuz...
İşte bundandır...
* * *
Demokraside gelmek erdemdir...
Gitmeyi bilmek ise daha da büyük erdem...
* * *
Takrir-i Sükûn denilen baskı ve zulüm kanunlarını çıkarma utancını taşıyan insan İnönü’dür...
Ama ülkemizi çok partili hayata geçirme şerefini taşıyan da odur.
* * *
Ve gönlümüzde işte o ikinci İnönü kalmıştır.
Gani gani kalmıştır...
* * *
Size diyeceğim şudur Sayın Cumhurbaşkanı...
Cumhurun reisi
olmak için, halkın yüzde 60’ının nefretini sevgiye çevirmek için...
İleride iyi hatırlanmak için...
Hâlâ geç değildir...
* * *
Lütfen 1 Kasım akşamı bunu bir düşünün...
CUMHURİYET DENİNCE AKLIMA GELEN ŞEYLER
-Yoksul Süleyman Demirel’i İslamköy’den, orta halli Turgut Özal’ı Malatya’dan, yoksul Tayyip Erdoğan’ı Kasımpaşa’dan alıp okutan, devletin tepesine getiren eşitlikçi eğitim.
-En yoksul varoş çocuklarına, siyasetin, para kazanmanın, sanatın, sporun bütün yollarını sonuna kadar açan adil yönetim.
-Türkiye’yi öteki Müs-lüman ülkelerin hepsinden ayıran güzel hasletleri...
GÖZÜMÜZE SOKULAN GÖNLÜMÜZDE YATAN
O diyor ki:
“Cumhuriyet’in sembolü Aksaray’dır..”
* * *
Ben de diyorum ki:
Değildir kardeşim... İstediğin kadar söyle, tekrar et... Olmayacaktır.
Bu milletin zorla gözüne soktuğunu, gönlüne sokamayacaksın...
* * *
Bir Cumhuriyet çocuğu ve Osmanlı geçmişi ile övünen bir Türk olarak, “Büyük Osmanlı” denince aklıma Topkapı geliyor.
* * *
“Dolmabahçe” derseniz sözlüğümde yazan kelime “saltanat”tır...
* * *
Ya Aksaray...
Aksaray, denince daha şimdiden aklıma gelen tek kelime “Dolmabahçe” oluyor...
O sembolde, kibir, şaşaa, baskı, zulüm, adaletsizlikten ve zevksizlikten başka hiçbir şey görmüyorum.
* * *
Ve ona baktığım zaman anlıyorum ki...
Cumhuriyet’in sembolleri, “Zorla gözümüze sokulanlar değil, sevgiyle gönlümüzde yatanlardır...”
* * *
Ne dev anası Saray, Çankaya’nın ve eski TBMM binasının yerini alabilecek, ne de Çamlıca’daki o kötü taklit, Süleymaniye olabilecek...
* * *
Bu ara rejimin kibir anıtları, Osmanlı ve Cumhuriyet’in tevazusu karşısında ezilip gidecek...
NE MUTLU ONLARA Kİ HER İKİ MAHALLEDE DE SOKAĞA ÇIKABİLİYORLAR
BANA soruyorlar:
“Sen davetli olsan gider miydin?”
Tabii ki giderdim...
Önceki akşam 29 Ekim dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın davetine katılanlara bakıyorum...
Bazı isimler var ki...
İçimde hâlâ samimi kalabilen tarafım kulağıma fısıldıyor:
“İyi ki oradalar...”
Çünkü 2 Kasım’dan sonra...
Ülkemizi, habis bir tümör gibi saran şu Allah’ın belası kutuplaşmanın esaretinden kurtarmak istiyorsak...
O insanlara çok ihtiyacımız olacak...
Ne mutlu onlara ki, bu ülkede hâlâ her iki mahallede de sokağa çıkabiliyorlar...
HATIRLANMAK
-RUSYA’da Stalin de hatırlanıyor, Tolstoy ve Büyük Petro da...
Birincisi Gulag Takımadaları’nda insanlara yaptığı zulümle...
İkincisi, Anna Karanina ile üçüncüsü inşa ettiği şehirlerle.
-İTALYA’da Mussolini de hatırlanıyor, Garibaldi de..
Birincisi zulmüyle, halkı paramparça
etmesi ile ikincisi
İtalyan halkını birleştirmesi ile.
-ALMANYA’da Hitler de hatırlanıyor, Helmut Kohl da...
Birincisi elindeki kanla, öteki ise elindeki, halkının arasına çekilen duvarı yıktığı kazmayla...
-TÜRKİYE’de Atatürk de hatırlanıyor...
Kurduğu Cumhuriyet’le, yarattığı milletle, bize verdiği özgüvenle...
Ve gittikçe daha çok hatırlanıyor...
GÜNÜN MESAJI
AKP’ye oy veren makul kardeşim...
Koza Grubu’na yapılana karşı çıktığım için sakın bana kızma. Hatta sevin. Çünkü bugün, sevmediğine yapılan haksızlığa itirazım, yarın sana ve sevdiğine yapılacak haksızlığa da karşı çıkacağımın teminatıdır.
Paylaş