Paylaş
Böyle bir geceyi bir daha yaşamaya, ne benim ömrüm el verir...
Ne de o geceye katılan müzisyenlerin.
İstanbul önceki akşam, dünyada caz müziğinin merkeziydi.
1970’li yıllardan beri caz müziği dinliyorum.
Hayatım boyunca efsane diye gördüğüm caz müzisyenlerinden yaşayan en büyük isimleri önümden geçiyor.
En yaşlıları, orta yaşlıları...
Yeni katılanları...
UNESCO iki yıldan bu yana 30 Nisan gününü “Uluslararası Caz Günü” ilan etti.
Birincisi geçen yıl Paris ve cazın doğduğu New Orleans ile New York’ta kutlandı.
Bu yılki kutlama ise İstanbul’da Aya İrini’de yapılan konserle gerçekleşti.
Kimler yoktu ki?
38 sanatçı.
HERBIE HANCOCK 14 Grammy ödülü...
“Watermelon man” parçasının unutulmaz icracısı.
Efsanelerin efsanesi Miles Davis’le çalan efsane...
MARCUS MILLER Kontrbasın ve bas gitarın sihirbazı. Yüz kere dinlesem dinlerim.
RAMSEY LEWIS Cazı bana ilk sevdirenlerden. “The In Crowd”ı çalan adam.
BRANFORD MARSALİS Saksofonun dâhilerinden biri. Sting’in “Dream of the blue turtles” şarkısında çalan adam.
LEE RITENOUR Fourplay’le çaldığı harika parçalar kim bilir kaç harika gecemin fon müziği olmuştur. Kim bilir kaç mutlu sabah kahvemi onunla içmişimdir.
WAYNE SHORTER Bir blue not veteranı.Miles Davis ekürisi. 70’lerimin Weather Report kadrosu. Daha ne diyeyim. Full efsane...
ANAT COHEN Yeni kuşağın Amerika dışındaki yeni efsanelerinden biri. Bir klarnet gurusu.
Tabii bunlar içlerinden sadece bazıları.
LİSTE
Gecedeki best off’umun başında Mahavishnu var
GECEYİ düzenleyenler, harika bir anlayışla hareket etmişler.
Caz müziğini mümkün olan en geniş anlamıyla geceye yansıtmışlar.
Herkesin beğenisi başkadır.
O gece benim best off’um şuydu:
-BİR: MAHAVISHNU 1970’li yıllarıma damgasını vuran bir topluluk. Mahavishnu.
John McLaughlin, Jean Luc Ponty ve Zakir Hussain.
Olağanüstü bir performanstı. Hepsinin karizma yerli yerinde.
Yıkılıyorlardı...
-DIANNE REEVES Eski tarzını bıraktı. Kökleri olan Afrika’ya döndü.
Şarkısı harikuladeydi.
-ESPERANZA SPALDING Bir süredir Amerikan ve İngiliz gazetelerinde onun hakkında olağanüstü yazılar okuyorum.
Sahnede hiç dinlememiştim.
Az bile yazmışlar.
Felçli bir kızın dimdik ayağa kalkarak bunları başarması ne umut verici bir şey.
Hem söylerken büyük, hem de kontrbasın başında.
ÇANKAYA
Muhafazakâr bir Cumhurbaşkanı’nın kaleminden ilk defa neler okuduk
ÖNCEKİ akşamki olağanüstü gece için hazırlanan özel broşür Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün mesajıyla açılıyor.
Bir Türk Cumhurbaşkanı’nın ağzından ilk defa şunları işittik:
- İLK DEFA “Caz” kelimesini işittik.
-İLK DEFA ‘Zenci” veya “siyah” kelimesi yerine “Afrikalı Amerikan” kavramını işittik.
-İLK DEFA “Power of jazz”, yani “Cazın gücü” ifadesini işittik.
-İLK DEFA Cazın en büyük efsanelerinden “Thelonious Monk”un adını işittik.
-İLK DEFA Caz müziğinin “barış, özgürlük ve kardeşlik” mesajı taşıdığını işittik.
KONUŞMA
Meğer kısa, esprili, seviyeli ve kavgasız konuşmak mümkünmüş
-KÜLTÜR Bakanı Ömer Çelik’in konuşması espriliydi.
“Bizde birisi karmakarışık konuşuyorsa, ‘Caz yapma” deriz. Ama bugün bu sözü değiştiriyorum. Burası Türkiye ve bu gece istediğiniz kadar caz yapabilirsiniz.”
Meğer, araya siyasi bir mesaj sokuşturmadan da güzel, esprili, kaliteli ve özellikle de kısa konuşma yapılabiliyormuş.
- SİYASET Onur Öymen’i son yıllarda “ulusalcı” çıkışları ile hatırlıyoruz.
Önceki akşam onu da eşiyle caz gecesinden çıkarken gördüm.
Yanlarında o gece sahneye çıkan caz gitaristi John McLaughlin’in eşi vardı.
Meğer aile dostlarıymış.
Meğer caz, muhafazakâr, liberal ve ulusalcıyı bir araya getirebiliyormuş.
- İŞ DÜNYASI Dikkatimi çeken dinleyicilerden biri de işadamı Ethem Sancak’tı.
Sancak, Maoculuktan, hayat tarzında muhafazakâr, düşüncede liberal bir çizgiye gitti. Son günlerde iş dünyası onun “Finans Dünyası” dergisine verdiği mülakatta söylediklerini konuşuyor.
Önden üçüncü sırada oturuyordu.
Bir ara bana dönüp, eliyle “Harika” işareti yaptı.
Meğer “jazz” onun yolculuğunun da müziğiymiş.
- GAZETECİLER Böylesine olağanüstü bir caz gecesine hangi gazeteciler gelmiş diye baktım:
Tabii ki Sedat Ergin’i gördüm. Zaten bu geceyi bütün ayrıntıları ile geçen hafta yazmıştı.
Radikal’den Eyüp Can ve Akif Beki’yi gördüm.
Sabah’tan Yavuz Baydar vardı.
Meğer, gazeteciler caza muhafazakâr politikacılar ve siyasetçiler kadar düşkün değilmiş.
(Gözümden kaçanlar varsa tenzih ederim.)
-SPONSORLAR Etik açıdan eleştirilmeyi göze alarak iki sponsoru kutlayacağım ve teşekkür edeceğim. Gecenin sponsorları Akbank ve Garanti Bankası’ydı.
Hem kendim hem Türkiye için teşekkürler.
PERFORMANS
Cem Yılmaz’ın İngilizce stand up’ı çok başarılıydı
GECENİN sürprizi Cem Yılmaz’dı... Adı broşürün girişindeki “Babalar” bölümündeki 5 kişi arasındaydı. Yani Wayne
Shorter, Quincy Jones, Martin Luther King III, Thelonious
Monk Jr’la birlikteydi. Bir performansın sunuşunu o yaptı. Tabii ki
İngilizce bir stand up’tı. Promter’dan okuduğu performans bence çok iyiydi.
DÜNYA GAZ GÜNÜ
Ayranı da vardır içmeye biber gazı da vardır sıkmaya
DÜNYA Caz Günü’nün ertesinden, geleneksel “Dünya gaz günümüzü” kutladık. Kötü görüntüleri televizyonlarda izlediniz. Ben bugünümden kafamda kalan hoş görüntüleri aktarayım:
-Civarda yaşayan insanların, gazdan etkilenenlere limon ve sirke yardımı yapmaları harikaydı.
-Genç bir katılımcının şu sloganı harikaydı: “Ayranı da vardır içmeye, biber gazı da vardır sıkmaya...”
-Diyarbakır’dan İstanbul’a gelen dayanışma mesajları harikaydı.
-İzmir’in Türk bayraklı rengârenk kutlaması harikaydı.
Paylaş