Çok yerinde bir tavır

Karaköy Kemankeş Caddesi...

“Global Karaköy” yazan binanın önünde büyük bir kalabalık var.

Dünyanın en ünlü sokak sanatçısı olarak tanınan Banksy’nin sergisinin açılışı yapılıyor.

İlk gelenler arasında, büyük bir Banksy hayranı olarak ben ve Kanat Atkaya da varız.

***

Çıkışa doğru gelirken, biri kulağıma eğilip, “Şu an Sümeyye Erdoğan sergiye giriyor” diyor...

İlk dikkatimi çeken şu oluyor.

Etrafında hoyrat bir güvenlik çemberi yok.

Herhangi bir bakanın etrafında bile onu bunu hoyratça iten korumalara alıştığımız için bu durum bana şaşırtıcı görünüyor.

***

Sümeyye Erdoğan’ı böyle protest bir sokak sanatçısının sergisinin açılışında görmek beni şaşırtıyor.

***

Açılışa geleceğini daha önceden bildirmiş.

Ama Sultanahmet’teki bomba olayından sonra serginin yöneticileri “Herhalde gelmez” diye düşünmüşler.

***

Bence çok doğru ve iyi bir karar.

Terörün amacı, İstanbul’da hayatı durdurmak.

Paris’te bile gece hayatı etkilendi.

Oysa bir toplum terörle mücadele etmek istiyorsa, böyle sanatsal olayları, açılışları, kutlamaları ertelemek yerine inadına yapması gerekir.

Teröre en güzel meydan okumak budur.

***

O nedenle Sümeyye Erdoğan’ı bütün kalbimle kutluyorum.

CONTEMPORARY ART TOPLAMININ YÜZDE 60’I DEĞERİNDE ESER

ONA “Gerilla sanatçı” diyorlar.

Banksy, 10 yıldan beri, en çok Londra’da olmak üzere birçok şehirde duvarlara protest desenler çizen bir sanatçı.

Kimliğini saklıyor.

Ama öyle başarılı ki, hepimiz onun desenlerini hemen tanıyoruz.

Sarsıcı bir sanatı var.

Mesela öpüşen iki erkek İngiliz polisini çiziyor. Filistin’e gidiyor, İsrail’i sarsıyor...

Banksy daha önce Tate Modern’de birkaç yerde daha küçük koleksiyonlarla sergiler açmıştı. Ama bu çapta bir sergisi dünyada ilk defa oluyor.

Sokak sanatçısı olduğu için eserlerini toplamak kolay değil.

Sergiyi Türkiye’ye getiren IEG (International Entertainment Group), dünyada “Muhteşem Yüzyıl” sergilerini de yapan Türk şirketi.

Eserleri, 20 ayrı yerden, bir buçuk yıl süren çalışma sonunda toplamış.

Sigortasını bir Belçika şirketi yaptı.

Sergilenen eserlerin parasal değerinin, İstanbul Contemporary Art fuarındaki eserlerin toplamının yüzde 60’ı kadar olduğu söyleniyor.

İSTANBUL ÇOK GÜZEL BİR SERGİ MEKÂNI KAZANMIŞ

-GLOBAL Karaköy merkezine ilk defa gittim.

Mehmet Kutman, son 3 yılda yaptığı yılbaşı partilerinin estetiği ile çok konuşulan bir girişimci.

Dünyanın önde gelen cruise limanı işletmecilerinden biri haline geldi.

Binayı onun şirketi alıp düzenlemiş. İstanbul’a gerçek anlamda metropoliten bir mekân kazandırmış.

Kutlarım.

ASKERİ DÖNEMDE 59 İMZACININ HEPSİ BERAAT ETMİŞTİ

-15 Mayıs 1984 günü, yani askeri rejim henüz gücünü korurken...

Aziz Nesin başkanlığında 1383 kişi, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e yönelik yazılmış bir dilekçe sundu.

Dilekçenin 1383 kişinin adları ve imzaları bulunan bir kopyası aynı gün Altındağ Birinci Noteri’ne teslim edildi.

- Dilekçede şöyle bir cümle vardı:

“Her örgütlü toplumun şiddet eylemleriyle mücadele etmesi kaçınılmaz görevidir. Ancak, devlet olmanın temel niteliği, terörle mücadelede hukuk ilkelerine bağlı kalmaktır. Terörün varlığı, hiçbir zaman devletin de aynı yöntemlere başvurmasının gerekçesi olamaz.”

- Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından dilekçeye yayın yasağı koyuldu.

- Ancak aynı gün, bizzat Başbakan Turgut Özal, Reuters muhabirinin sorduğu soru üzerine bildiriden bazı bölümleri okuyarak yayın yasağını deldi.

- Sıkıyönetim Komutanlığı, Başbakan’ın sözlerine de yayın yasağı getirdi.

- Ancak içeriden ve dışarıdan gelen baskılarla Başbakan’ın sözleri üzerindeki yayın yasağı aynı gün kaldırıldı.

 Tutuklananlar verdikleri ifadelerde, 1982 Anayasası’nın (halen geçerli olan) 74’üncü maddesinin kendilerine verdiği hakkı kullandıklarını söylediler.

- Cumhurbaşkanı Evren ise şunu söyledi:

“Aydın olabilirsiniz ama aydınım diye ortaya çıkarsanız diğer kitleyi kızdırır kendinize küstürürsünüz.”

- Haklarında dava açılan 59 kişinin tamamı beraat etti.

- O dilekçeye imza atan insanların bazıları, 2000’li yıllarda Erdoğan’ın en büyük destekçileri arasında yer aldı.

- Hepsi bu ülkenin şerefli birer vatandaşı olarak hayatlarına ve demokrasi mücadelelerine devam ettiler.

BEBEK KATİLİ LAFINI YENİDEN HAK EDENLER

HÜRRİYET’in o manşeti hâlâ hafızalarda.

Bembeyaz örtüsü içinde, tam kalbinin üzerindeki kırmızı kan lekesi ile bir bebek fotoğrafı.

O fotoğraf Abdullah Öcalan’ı dünya literatürüne de “bebek katili” olarak geçirmişti.

Sonra aradan yıllar geçti...

Barış görüşmeleri başladı ve bebek katili lafı unutuldu.

Ama dün Diyarbakır’dan gelen patlama haberi, hepimize o kahredici lafı hatırlattı.

PKK’nın tam Ortadoğuvari bir patlayıcı ile enkaza çevirdiği lojman ve yanındaki binada 3 yavrumuz hayatını kaybetti.

Artık herkesin gözünü açma zamanı geldi.

PKK, bu eylemi ile resmen IŞİD’leşmeye başladığını bütün dünyaya ilan etti.

Bundan böyle uluslararası vicdanda yer alacağı liste de Ortadoğu’nun o en karanlık örgütünün yanı olacaktır.