Paylaş
Bu laf hiç olmadı...
*
Pazar günü Posta’da Alev Gürsoy Cimin’e verdiği mülakatta şöyle diyor:
“60’lardan beri gelip geçen zamanları çok iyi biliyorum...
Bizi hep bizim dışımızdakilerden biri yönetti...
Bugün durum böyle değil...
Ülke iyi yönetiliyor...”
*
Orhan Abiciğimiz...
Allah aşkına siz 1974’te neredeydiniz...
Hani şu Türkiye’nin Kıbrıs’taki soydaşlarımızı kurtarmak için müdahale kararı alıp uyguladığı o günlerde...
Ya haşhaş ekiminde Amerika’ya kafa tuttuğumuz o günlerde...
Söyler misiniz kim yönetiyordu o günlerde bizi...
O kararı bizim dışımızdan biri mi almıştı...
*
Türkiye’nin ekonomik devrimler yaptığı, piyasa ekonomisini müthiş bir başarı ile uygulamaya koyduğu Özal’lı günlerde...
Maçin’de miydiniz Orhan Abi...
Tamam... “Bugün çok iyi yönetiliyoruz” deyin...
Hiç itirazımız olamaz...
*
Tamam... “Bugün başımız her zamankinden daha dik yürüyoruz” deyin...
Tek kelime demeyiz...
*
Ama bugünü öveceğim diye dünü karalamak, tamamen yok saymak...
İşte o zaman biz de “Biraz vefa Orhan Abi...” deriz...
*
Yine de Orhan Abimizsiniz...
“Hatasız kul olmaz” deyip bağrımıza basarız...
SOSYAL MEDYA MI BİZİ BİZ Mİ SOSYAL MEDYAYI BU HALE GETİRDİK
UÇAK kazasında ölen gencecik kadınların, pilotların arkasından yazılan iğrenç şeylere bakıyorum...
Midem bulanıyor...
Ülkeme, ülkemin insanına olan inancım yerle bir oluyor...
Bu vicdansız güruha lanet okumam yetmiyor...
Bunlara haddini bildiremeyen herkese öfkeleniyorum...
Bunlar da insan biz de insanız...
Öyle mi diyorum...
Olamaz...
Bunlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı biz de...
Öyle mi diyorum...
Olamaz...
Sonra bileşik kaplar kanunu geliyor aklıma...
Bu iğrençlikler, bu vicdansızlıklar hepimizi aynı seviyeye getiriyor...
O zaman da soruyorum...
Allahım...
Biz mi böyle vicdansız, insanlıktan nasibini almamış bir toplumuz...
Sosyal medya mı içimizdeki bu canavarı çıkardı...
Yoksa biz mi sosyal medyayı bu hale getirdik...
EDİS GERÇEKTEN YENİ TARKAN MI
EDİS’le son zamanlarda sık sık karşılaşıp sohbet ediyoruz.
Yeni albümü “An” bu hafta Hürriyet’in gözdesiydi...
İki günde 3 ayrı övücü yazı çıktı.
Biri Pazar Kelebek’te Cengiz Semercioğlu’nun yaptığı mülakattı... Onur Baştürk onun “Bugünün yeni Tarkan’ı olabileceğini” yazdı.
Albümü ben de çok başarılı buldum. Tercihim, albümün açılış şarkısı “Roman” oldu...
Streaming müzik platformlarında da listenin bir numarasına hemen o şarkı çıktı...
Yeni Tarkan o olabilir mi...
Bilemem... Bildiğim Tarkan uzun soluklu ve sürdürülebilir bir başarıya imza attı...
İKİ ERKEK ARASINDAKİ ŞU 4 FARKI BULUN
DÜN sosyal medyada en çok repost edilen videolardan biri buydu.
1967 yılında Boston maratonuna gizlice katılan Kathrine Switzer’i koşarken gösteren video gerçekten çok etkileyici.
Tarihte ilk defa bir kadın maraton koşuyordu ve bunu organizatörlerden gizlice yapmıştı.
Yarışın ortasında maratonun organizatörü onu fark edince, koşup kadını itmeye ve dışarı atmaya çalışıyor.
İşte tam o sırada Switzer’in yanındaki erkek arkadaşı Tom fırlıyor ve organizatörü itip yere düşürüyor.
*
Bu iki erkek arasındaki 4 farkı bulur musunuz?
- Biri böyle bir maratona bile takım elbise ile gelmiş, öteki spor kıyafetle...
- Biri göbekli ve hantal, öteki fit ve sportif.
- Biri yere düşüyor ve insanlığın gözünde bir daha ayağa kalkamıyor. Öteki göğsünü gere gere koşmaya devam ediyor.
- Biri bugün nefretle anılıyor, öteki hayranlıkla.
KIRIK ALÇISINDA KAÇ TAKİPÇİNİN İMZASI VAR
BU hafta Pazar Kelebek’te, M.K. Perker’in çizgi romanının son karesi çok dikkatimi çekti. Çizgi romanın kahramanı Ece arkadaşına şunu söylüyor:
“Sosyal medya platformunda 20 küsur bin takipçisi var ama kolundaki alçıda bir tane imza yok...”
Ayak bileği kırılan biri olarak tabii ki dikkatimi çekti. Allah’tan benim kırığım kolumda değil, bileğimdeydi de böyle hüzünlü bir çetele çıkarmak zorunda kalmadım.
Ölçü olarak bir de Nil Karaibrahimgil’in dün Kelebek’teki köşesinde sorduğu şu soru var:
“Gece yarısı 03.00’te arayabileceğin arkadaşın var mı...”
Vallahi benim var...
TÜRK MEDYASININ İLK GERÇEK HOLLYWOOD MUHABİRİ TAPAN
HÜRRİYET’in Los Angeles bürosunun başındaki Barbaros Tapan’ı hayranlıkla izliyorum...
Hollywood’un zirvedeki bütün şöhretlerine ulaşıyor.
Öyle yandan kafayı sokarak bir fotoğraf falan değil, mükemmel söyleşiler yapıyor.
Son olarak Jennifer Lawrence mülakatı harikaydı.
Oscar’ı kazandığı gece Gary Oldman’la yaptığı konuşma çok iyiydi. Türk medyasının geçmişte de Los Angeles muhabirleri vardı...
Ama şöhretlere bu kadar kolay ulaşabilen ve gerçek mülakatlar yapan en başarılı üyesi Barbaros oldu...
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş