Bomba enkazında bir medya patronu

Ben amatör bir moda takipçisiyim.

Anlayacağınız moda dünyasındaki gelişmeleri teorik olarak izlerim, trendleri okumaya çalışırım.

O nedenle de ‘‘Alice’’ gibi ‘‘Fashion TV’’ de ilgi alanıma girer.

Aşağıda anlatacağım olay ‘‘Fashion TV’’nin sahibi ile ilgili.

Bu kanalın sahibi Michel Adam gerçek bir İstanbul hayranı.

Sık sık İstanbul'a gelir.

Burada iyi bir çevresi vardır.

Michel Adam son terör olaylarından sonra İstanbul'a geldi ve Beyoğlu ve Levent'te bombalanan yerleri gezdi.

Gördüklerinden çok etkilenmiş ve hemen arkasından şu kararı almış.

Sahibi olduğu ‘‘Fashion TV’’, Türkiye'de ve öteki ülkelerde yayınlanan kanallarında hiçbir ücret almadan Türkiye'nin tanıtım filmlerini yayınlayacak.

Turizm Bakanlığı'nın yaptırdığı dört tane çok güzel İstanbul ve Türkiye filmi var.

GÜNDE 12 YAYIN

İşte bu filmler bu hafta sonundan itibaren ‘‘Fashion TV’’nin bütün dünyadaki kanallarında dönüşümlü olarak gösterilmeye başlanacak.

Aldığım bilgiye göre bu filmler günde 12 defa yayınlanacakmış.

‘‘Fashion TV’’ bütün dünyada 138 milyon seyirciye ulaşıyor.

Tabii bu insanlar, parası olan, seyahat eden, dünyaya açık kişiler.

O nedenle Türkiye'nin tanıtım filmlerinin yayınlanması yararlı olacak. Umarım başka kanallar da aynı dayanışmayı gösterir.

Türkiye de kendi imkánlarıyla bu tanıtım filmlerinin yıl sonuna kadar yayınlanmasını sağlar.

Michel Adam'ın bu kararı beni etkiledi.

Çünkü terör artık bütün dünyanın başının belası.

Başkalarını bilmem ama, Moskova'da patlayan bir bomba da beni İstanbul'da patlayanlar kadar etkiliyor.

Terör deyince aklımda hiçbir sınır kalmıyor.

Ne ideolojik, ne dini, ne etnik, ne başka bir şey.

O bombayı patlatan insanlar hangi inanışa, hangi sözde ideale sığınırsa sığınsın benim öfkem ve tepkim aynı oluyor.

Bu yüzden teröre karşı mücadelenin ve dayanışmanın da bu sınırları tanımaması gerektiğine inanıyorum.

Dün ünlü bir tıp profesörü dostumla birlikteydim.

Önümüzdeki yıl İstanbul'da yapılacak tıp kongrelerinin neredeyse tamamı iptal edilmiş.

Oysa İstanbul son yıllarda tıp alanında dünyanın en önemli kongre merkezlerinden biri haline geliyordu.

Ama bakın dört terör eylemi kaç binlerce insanın canına ve ekmeğine mal oluyor.

GAZETECİLER GELİYOR

Şuna bütün samimiyetimle inanıyorum.

Terörist denilen insanlık düşmanına, atacağı üç beş bomba ile hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini ispat etmemiz lazım.

Bunu başaramazsak teröre tamamıyla teslim oluruz ve bunun bedeli de çok ağır olur.

Önümüzdeki mayıs ayı sonuda Dünya Yayıncılar Birliği'nin (WAN) genel kurulu İstanbul'da yapılacak.

WAN Yönetim Kurulu iki hafta önce New York'ta toplandı ve şu kararı aldı:

Toplantı İstanbul'da yapılacak.

Bütün dünyadan 1600 civarında gazete sahibi ve genel yayın yönetmeni İstanbul'a gelecek.

WAN bu kararı aldı, çünkü gazeteciler, terör olayının sadece Türkiye'nin değil, bütün dünyanın meselesi olduğunun bilincinde.

ODTÜ’lüler aman dikkat

MANŞET atarken basmakalıp laflardan nefret ederim.

Öyle lafları manşete koymayı zekámıza hakaret addederim.

Ama bazen önümüze öyle olaylar geliyor ki, yıllardır kullandığımız basmakalıp bir sözden daha iyisi bulamıyorum.

Mesela ‘‘Bu çağda bu kafa’’ sözü.

Dün Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde Devlet Bakanı Ali Babacan'ı konuşturmamak için eylem yapan öğrencileri görünce söyleyecek başka söz bulamadım.

Hakikaten ‘‘Bu çağda bu kafa’’.

ODTÜ İşletme Fakültesi iyi bir eğitim merkezi.

Ama aynı üniversiteden nasıl oluyor da böyle 60 model kafalar çıkıyor anlamıyorum.

Bu kaçıncı olay.

ODTÜ öğrencileri ve yöneticileri artık bu düşünce terörüne dur demeli.

Sayıları az bile olsa, insanları konuşturmamayı matah bir eylem sayan bu 60 model kafalar yüzünden, kimse bu üniversiteye gidip konuşmayı kabul etmeyecek.

Bu da uzun vadede üniversitenin imajını bile etkileyebilir.