Paylaş
ÖNCEKİ gün Cumhuriyet gazetesinde bir devrim daha yaşandı.
Gazete, 23 yıl sonra, eski genel yayın yönetmeni Hasan Cemal’in bir yazısını yayınladı.
Hasan Cemal’in 1992 yılında ayrılışı, gazetenin tarihindeki en önemli olaylardan biriydi.
Sonraki yıllarda gazete ile ilgili hatıralarını yazması, araya giren duvarı, artık bir daha inmeyecek şekilde yükseltmişti.
Yirmi üç yıl sonraki bu yazı ne anlama geliyor?
* * *
Bu ilk yazı için çok insani bir neden vardı.
Hasan Cemal gazetenin yazarı Cüneyt Arcayürek’in vefatı üzerine bir yazı kaleme almıştı.
Merak edip Hasan Cemal’e sordum.
“Yazının yayınlanmasını sen mi istedin, yoksa Can Dündar mı istedi?”
Can Dündar arayıp istemiş...
* * *
Açık söyleyeyim, çok hoşuma gitti.
Türkiye’de insanların birbirinin gırtlağına sarıldığı, bazı gazetecilere kapıların kapandığı bir dönemde Cumhuriyet’in bu jesti bana çok iyi geldi.
Umutlandım...
Acaba bir kâbus döneminden sonra Türkiye barışmaya mı başlıyor...
* * *
Can Dündar’ı hayranlıkla izliyorum.
Hem gazetesinde çok güzel şeyler yapıyor, hem de bizim mahalleye özlediğimiz bir insani kaliteyi getiriyor.
Ahmet Hakan’ın unuttuğu üç gazeteci daha var
7 Haziran medyada ilk sonuçlarını vermeye başladı.
Kartlar eşit dağıtılınca ve insanların üzerinden korku perdesi kalkınca, gerçek gazeteciler de devreye girmeye başladı.
Ahmet Hakan, Ankaralı bazı gazetecileri saymış.
Deniz Zeyrek, Hande Fırat, Erdem Gül, Abdülkadir Selvi, Muharrem Sarıkaya ve Yavuz Donat adını vermiş.
Fikret Bila için de “Keşke Ankara’da kalsaydı” diyor.
Bence bu listeye üç kişi daha eklemek gerekir.
-MURAT YETKİN: Hürriyet Daily News ve Radikal yazarı. Seçimden önce başlayarak giderek performansını yükseltti.
-FATİH ÇEKİRGE: Listeye Yavuz Donat’ı alıyorsak, onun daha genç tarzını yapan Fatih Çekirge’yi de eklemek gerekir.
Son zamanlarda Anadolu’yu ve Ankara’yı çok iyi yazıyor.
-CANDAŞ TOLGA IŞIK: Posta yazarı. Seçim sonrasında benim izlediğim en az üç atlatma habere imza attı.
Aydın Bey bakın bu jöleli arkadaş ne diyor Allah aşkına? Doğru mu
JÖLELİ bir telekinezi uzmanı arkadaş var ya, geçen gün bir televizyona çıkıp sallamış.
Güya Hürriyet’in bir yazarı yılda 3 milyon dolar kazanıyormuş.
Adres de vermiş..
Adını vermediği yazar Beykoz Konakları’nda oturuyormuş...
* * *
Hürriyet’ten Beykoz Konakları’nda oturan iki kişi var. Biri ben, biri de genel yayın yönetmenimiz Sedat Ergin...
Acaba hangimizi kastetti...
* * *
Jöleli arkadaş bir de ayrıntı vermiş.
“Bu yazar, güya milletvekillerinin ve milletvekili emeklilerinin maaşlarına takmış...”
Ben bugüne kadar böyle bir yazı yazmadım...
Sedat Ergin’e gelince, o zaten genel yayın yönetmeni olduğundan beri yazı yazmıyor.
O zaman Aydın Bey’e soruyorum:
-BİR: Patron, Beykoz Konakları’nda 3 milyon dolar para verdiğiniz gizli bir yazar var mı...”
* * *
-İKİ: Doğruysa, böyle bir dönemde bir yazara 3 milyon dolar verip, üstelik başınızı belaya sokturacak kadar aklınızı mı yediniz...
* * *
-ÜÇ: Doğruysa bu yazarı Maliye Bakanlığı’na ihbar edip ödül almayı düşünüyorum.
* * *
Çünkü Beykoz bölgesi vergi listelerinde böyle bir gazeteciye rastlamadım.
* * *
Ama jöleli arkadaş beni kastediyorsa, kendisine müteşekkirim.
“Salla jöleli salla, şanım yürüsün...”
Üç yıldızlı dünya ikinciliğinden fukara çorbasına düşen büyük şef
GEÇEN salı akşamı, ünlü şef Massimo Bottura’nın Eataly’nin içindeki restoranındaydık.
Bir anlamda kutlama yemeği yaptık.
Massimo Bottura’nın İtalya’nın Modena şehrindeki restoranı, dünyanın en iyi restoranları sıralamasında 3 numaradan 2 numaraya çıktı.
Kendisinin de 3 Michelin yıldızı var.
Bana göre Massimo, dünyanın bir numaralı şefi...
O gece kendisine Kanat Atkaya’nın evinde küçük bir kutlama yapacaktık.
Ama yemek uzadı ve Massimo ertesi sabah saat 06.00’da Milano’ya uçuyordu.
“Sabah bu kadar erken niye” diye sordum.
“Çorbacılık yapmaya” dedi.
Milano’da, yoksul insanlara yemek dağıtan bir kurumda şeflik yapacakmış.
Bob Dylan hayranı, restoranında Damien Hirst tabloları var, vinil plak hastası...
Dünyanın en iyi ikinci şefi...
Ve böylesine yardımsever ve mütevazı...
Herkes şef olabilir...
Ama büyük şef olmak biraz farklı...
Paylaş