Bizim Aile'nin duvarındaki ayet

Murat Menteş’in “Biz güzel bir aileyiz” yazısı beni dağıttı. Hüngür hüngür ağlattı...

***

Nisan ayının kapağına Sadık Şendil’in “Bizim Aile” filminin fotoğrafını koymuşlar.

Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen, Tarık Akan, Ayşen Gruda... Halit Akçatepe...

***

Tam 41 yıl geçmiş aradan...

O filmin bizlere anlattığı güzel beraberliği, tasada ve sevinçte güzel biraradalığı işlemişler.

***

Emeğinin hakkıyla geçinen fabrika işçisi Yaşar Usta’yı...

Helal lokmanın insanını...

***

Okuma-yazması olmayan ama evlat sevgisinden nasibini fazlasıyla almış Melek Hanım’ı...

***

Uçmayı, evden ayrılmayı öğrenirken aynı zamanda saygıyı, dayanışmayı, bölüşmeyi öğrenen çocukları...

***

Ne sevmiştik o yoksul haneyi...

En zenginimiz bile ne ağlamıştı, hep birlikte ne gülmüştük o aileye...

***

Biz bir zamanlar bir millettik.

Mahallelerimiz bölünmemişti.

***

İnançlı ailedir ama dinci değildir.

Evin duvarında Seher suresinin 9’uncu ayeti yazılıdır.

Şöyle der:

“Yetimi sakın üzme...”

***

O evde inanç, “Gösterişin bir parçası değil, şahsiyetin muhtevasında erimiş cevheridir...”

***

Şöyle diyor Murat Menteş:

“Felaketler, anlayışsızlık ve biçarelik ayyuka çıktığında...
Türkiye’nin ruhunu, şu güzelim topraklarındaki hayatımızın özünü, manasını hatırlamak gerektiğinde...

“Bizim Aile’yi’ bir kez daha izlemek iyi gelecektir.”

YAŞAR USTA’NIN GÜÇLÜYE HİTABESİ

FİLMİN sonuna doğru Yaşar Usta’nın, mahallede iktidarı temsil eden acımasız zengine seslenmesini dinliyoruz:

“Bak beyim, sana iki çift lafım var.
Koskoca adamsın, paran var, pulun var, her şeyin var.
Binlerce kişi çalışıyor emrinde...
Yakışır mı sana ekmekle oynamak...
Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu, karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak...
Ama şunu iyi bil...
Ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın...
Yıkamayacaksın...
Dağıtamayacaksın...
Mağlup edemeyeceksin bizi...
Çünkü biz birbirimize parayla-pulla değil, sevgiyle bağlıyız...
Dokunma artık aileme...
Dokunma çocuklarıma...”

Bir laf var. “Güç insanı bozar...”

Keşke insanların hayatları ile oynayan bütün güç sahibi insanlar Yaşar Usta’nın sesine kulak verebilse...

ERDOĞAN’IN BİR LİDER OLARAK ALKIŞLANACAK ÖZELLİKLERİ

- İCRAATÇI bir politik lider olarak gözünü hep yukarı, daha yukarı dikmesi...

- Göz alıcı ve heyecan verici projeler üretmesi...

- Onları hayata geçirmesi...

- Yılmaması, yıkılmaması...

- Kararlarının sonuna kadar arkasında durması...

TARİH SORUSU: BAZI LİDERLER FELAKETİ GÖRMÜYORLAR MI

CARL Gustav Jung diyor ki:

“En dramatik durum, bir kimsenin felaketteki payını görememesidir.”

Ne yazık ki görmüyor ve felaket giderek büyüyor.

20’nci yüzyılın başında koskoca milletler böyle felakete gitti.

Şuursuz bir amok koşusuyla...

İSLAM’IN BEŞ ŞARTI NEDİR BİLEN VAR MI ALLAH AŞKINA

BÖYLE tartışmalara burnumu sokmayı pek istemem ama bana “Nehir Kenarı Bilgesi” adıyla arada bir notlar gönderen arkadaşım geçen günü şunu yazmış:

“Kelimeyi şahadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek ve hacca gitmek İslam’ın değil, ibadetin şartlarıdır... Bunun böyle olduğu öğrenilmeden iyi Müslüman olunamaz...”

Doğrusu ben bunu “İslam’ın beş şartı” olarak biliyordum ve o yüzden kendi kendime soruyordum:Hırsızlık yapmamak, çalıp çırpmamak, insanın canına kastetmemek, ırza geçmeye yeltenmemek, tecavüze kalkışmamak İslam’ın şartları arasında yok mu?Şimdi yerli yerine oturdu...

MÜZİSYENLER SAHNE ARKASINDA EN ÇOK HANGİ İÇKİLERİ İÇER

“OT” dergisi, yıllardır Şebnem Ferah’ın arkasında gitar çalan Metin Türkcan’a
sormuş:

“Sahneye çıkmadan önce neler yaparsınız?”

Cevabı şu:

“Giyiniyoruz, hazırlanıyoruz, bir şeyler içiyoruz. Genelde çoğunluk ayranı tercih ediyor.”

Şaşırdım.

Müzisyen, hele hele rock müzisyeni deyince insanın aklına hemen ot veya alkol geliyor.

Demek ki çoğumuz önyargıların esiriyiz...

KEŞKE...

KEŞKE Osman Gazi Köprüsü açılışına muhalefet partilerinin liderleri de davet edilseydi, onlar da katılsaydılar...

- KEŞKE o eserin sadece iktidarın değil, Türk halkının köprüsü olduğunu söyleyip yapanı alkışlasaydılar...

- KEŞKE “Millet” olduğumuzu... Tasada olduğu gibi kıvançta da “bir” olduğumuzu cümle âleme gösterseydiler...