1968 yılının sonbahar günüydü.Genç bir adam, Londra’daki binadan içeri girip elindeki zarfı esmer tenli başka bir genç adama uzattı.
Pakistan asıllı esmer tenli gencin adı Tarık Ali’ydi.
O günlerdeki sol aydınların ünlü dergisi "The Black Dwarf"ı yayınlıyordu.
Zarfı açtı.
İçinde el yazısı ile yazılmış bir şiir vardı ve şöyle başlıyordu:
"Her yerden ayak sesleri duyuyorum, yüklü adımlar, evlat.
Çünkü yaz geldi ve sokakta dövüşmenin tam zamanıdır, evlat
ne yapabilir yoksul bir çocuk şarkı söylemekten başka
bir rock’n roll grubunda, çünkü mahmur Londra’da yer yok
Sokakta kavga eden adama
bir saray devriminin vaktinin geldiğini söylediler
Ama yaşadığım yerde oynanan oyun
Uzlaşmacı çözümler..."
Tarık Ali, el yazısıyla yazılı káğıdı yanındaki kişilerden birine verip, "Fotoğrafını çekip getirin" dedi.
Fotoğrafı çekildi, Tarık Ali’ye verildi.
Esmer tenli genç adam, káğıdın orijinalini çöp tenekesine attı ve fotoğrafı aynı kişiye uzatıp, "Bunu dizgiye verin" dedi.
* * *
Zarfı gönderen kişi, Rolling Stones topluluğunun artık efsane haline gelen solisti Mick Jagger’dı.
"Street fighting man" adlı yeni şarkısı, bir süre önce BBC tarafından yasaklanmıştı.
1968 hareketlerinin Londra’daki en militan isimlerinden biri olan Pakistan asıllı Tarık Ali, BBC’nin bu kararını öğrendikten sonra hemen Mick Jagger’ı aramış ve "İzin verirsen, şarkının sözlerini dergide basmak isterim" demişti.
Mick Jagger kendi el yazısı ile yazarak hemen o gün göndermişti.
Zarftan çıkan yazı işte oydu.
Tarık Ali ise,ileride bir gün kıymetli bir manuscrit (el yazması) haline gelecek olan bu káğıdı bir saniye düşünmeden çöp tenekesine atmış, fotoğrafını saklamıştı.
Hayrettir, büroda kimse çıkıp, "Böyle bir káğıt çöpe atılır mı" diye sormamıştı.
Tarık Ali bu davranışını yıllar sonra şöyle anlatacaktı:
"Birey kültü, son tahlilde her zaman kolektif eylemin ikámesidir. Jagger güzel şarkı söylüyordu ve bize de yardımcı olmaktaydı. Hepsi bu kadar."
Evet, hepsi bu kadardı.
Tarık Ali, o kıymetli el yazmasını çöp tenekesine attı ama o gün yaptığı tek şaşırtıcı hareket bu olmadı.
* * *
Derginin ön sayfasında bulunan "Katkıda bulunanlar" listesine şöyle bir yazı koydu:
"Mick Jagger ve Friedrich Engels: Sokak kavgası üzerine."
Tam dönemin Marksist literatürüne uygun bir başlık.
Böylece Mick Jagger ve Engels’in adları, aynı sol devrimci dergide ve aynı makalede yan yana gelecekti.
Aynı günlerde, Ankara’da Güniz Sokak’taki bir evde, genç bir üniversite öğrencisi, odasının duvarında yan yana iki poster asıyordu:
Biri Mick Jagger, öteki ise Karl Marx...
Bu posteri yan yana asarken, kafasında onları aynı ideolojik çerçeveye sokmak gibi bir düşünce katiyen yoktu.
İki posterdeki insanlar, onun hayatının iki damarını temsil eden idollerdi.
Müzik ve siyaset...
Daha doğrusu, başkaldırının, yerleşik düzeni değiştirmenin, isyanın, kabul etmeme duygusunun iki ikonası.
O iki ismi, yıllar sonra, 1968’in 40’ıncı yılında Türkçe’de yayımlanan bir kitapta okuyacaktı.
Güniz Sokak’taki o genç öğrenci de bendim.
* * *
1968, biricik bir yıldı.
Tarihte hiç olmamış bir şekilde, dünyanın her yerinde aynı anda birbirinden çok farklı sosyal olaylar patlıyordu.
O, bir neslin gerçek "big bang"iydi.
Bizler, o büyük patlamadan doğduk ve o büyük patlamayla oraya buraya savrulduk.
Kimimiz oraya, kimimiz buraya...
(*) Tarık Ali: "Sokak Savaşı Yılları", Türkçesi: Osman Yener, Agora Kitaplığı, birinci basım 1995, ikinci basım 2008.