LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BU maçın heyecanına dayanmam kolay olmayacaktı.Bodrum dönüşü için 19.20 uçağında yer ayırttım.
Böylece maçın büyük bölümünde havada olacaktım.
Ama havada da kaçış yoktu.
Uçağın pilotu, Galatasaray’ın attığı golün anonsunu iki defa yaptı.
Kulaklarımı kapatıp dinlemedim.
Uçaktan indiğimde maçın 53’üncü dakikasıydı ve Galatasaray 2-0 önde, Fenerbahçe ise berabere durumdaydı.
Fenerbahçe şampiyonluğu, Denizli maçına bıraktığı andan itibaren içimden bir ses, Galatasaray’ın şampiyon olacağını söylüyordu.
Şimdi koyu bir Fenerbahçeli olarak bazı gözlemlerimi aktarmak istiyorum.
* * *
Dün öğle saatlerinde Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ı aradım.
Evinden hiç çıkmamış.
Kendisine şu mesajı bıraktım:
"Başkan üzülmesin. Ligin lokomotifi her zaman olduğu gibi yine Fenerbahçe’dir."
Bu görüşümde samimiyim.
Fenerbahçeli olmasam da aynı şeyleri düşünürdüm.
Türkiye liginde öteki takımları en çok motive eden kulüp Fenerbahçe.
İşte o motivasyon nedeniyle, Diyarbakırspor’dan 3 gol yiyen Vestel Manisaspor, Fenerbahçe’ye 5 gol atabiliyor.
Fenerbahçe sadece maç skorlarının değil; ama aynı zamanda futbolun altyapı kalitesinin yükseltilmesi bakımından da en güçlü motivasyon kaynağı.
Bunu yaratan insan da Aziz Yıldırım.
O nedenle bir kongre üyesi olarak, bundan sonraki seçimde oyum yine onun...
* * *
Ben maç uzmanı değilim.
Ama üç yıldan bu yana Daum’a yapılan haksızlıklara isyan ediyorum.
Bu insan Fenerbahçe’yi iki defa şampiyon yaptı.
Üçüncüsünde de son dakikaya kadar başa baş götürdü.
Daum ayrılacaksa bile, bu onun başarılarının hakkı verilerek olmalıdır.
Galatasaray’a gelince...
Fenerbahçeli olarak üzgünüm.
Ama bütün samimiyetimle şunu söylüyorum:
Bu yıl Galatasaray’ın şampiyon olmasından dolayı üzüntüm hafifledi.
Çünkü Galatasaray bu yıl, ben dahil çok insanın gizli veya açık takdirini alarak "spor ruhunu" yeniden şampiyonluk kürsüsüne çıkardı.
Ekonomik olarak iflasın kenarına gelmiş bir kulübün şampiyon olması, spora çok şey kazandırdı.
* * *
Ama maç öncesi ve sonrası hiç hoşuma gitmeyen bir gelişme oldu.
Bana göre bu yılın futboldaki flaş ismi Galatasaray Teknik Direktörü Gerets’ti
Galatasaray’ın dibe vurduğu bir dönemde geldi ve takımı tepeye taşıdı.
Buna karşılık ne gördük?
Galatasaray’ın o meşhur "şampiyonluk gecesi vefasızlığı" tekrar nüksetti.
Takım şampiyonluğa hazırlanırken kulüpte sözü geçen bazı insanlar, "Gerets gitsin mi kalsın mı" tartışmasına başladı.
Umarım, dört yıl önce takımı şampiyon yaptığı gece işine son verilen teknik direktör olayı yaşanmaz, ikinci bir "Lucescu sendromu" ortaya çıkmaz.
* * *
Maç sonrası futbolculara dikkat ettim.
Bol bol dua, "Allah’a şükür" vardı.
Kulübün yöneticilerine karşı büyük bir muhabbet gözleniyordu.
Ama nedense Gerets’in hakkını bu kadar kuvvetli veren bir futbolcu yoktu.
Diyorum ki, Galatasaray, kendisini zirvelere taşıyan teknik direktörlerine karşı daha vefalı görüntüler sergilemelidir.
Çok çekişmeli ve rekabet duygusuna şeref getiren bir sezon yaşadık.
Ama bu ligin daha da ileri gitmesi için, Fenerbahçe dışında iki üç motivasyon lokomotifine daha ihtiyaç var.
Çünkü bu olmazsa, iş Fenerbahçe’ye karşı bir ittifak görüntüsüne giriyor ki, o da ligin psikolojik dengesini bozuyor.
Son bir nokta.
Galatasaray, Aziz Yıldırım’ın tavırlarını eleştiriyor; ama Adnan Polat’ın son zamanlardaki davranışlarına da bir bakmakta yarar var.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları