Binbaşımızın ilelebet cumhuriyet vasiyeti

“Zeynom’a anlat” diyor şehit binbaşım...

Haberin Devamı

Şunu anlat diyor....

“Kızım ben, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalsın diye can verdim bilesin...

Bil ki bana hakkını helal edesin...”

Şanlı Türk ordusu Afrin’e girerken şehit düşen Piyade Binbaşım Mithat Dunca, kızına bıraktığı vasiyetinde aynen böyle diyor...

Çünkü o Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı ruhuyla büyümüş, Cumhuriyet ilkelerine bağlı bir Türk subayı...

Arkasından da şu vasiyeti bırakıyor:

“Verilecek şehitlik tazminatım el verirse, annem ve babamı hacca gönderin...”

Çünkü o iyi bir Müslüman... İnançlı bir insan...

Arkasından diyor ki...

“Sevgili eşim... Sen ve kızım planlarınızı ertelemeyin... Önce Karadeniz, sonra Kıbrıs, sonra yurtdışı gezilerinizi yapın...”

Diyor ki yaşamaya devam edin...

Bildiğiniz hayatı yaşamaya devam edin...

Sonra diyor ki...

“Es Es bu sene Süper Lig’e çıkarsa, mezarımı ziyaret etsinler...”

Yani diyor ki, “Ben hayat dolu bir insandım... Müziğimi, sporu, hayatın keyiflerini yaşayan biri...”

Bir de diyor ki...

“Bir arsa aldım, arkadaşıma borçlandım... Onu mutlaka ödeyin...”

Yani diyor ki şehit binbaşım...

“Ben dürüst bir insanım, borcuma sadığım, ölsem de o borcumu bırakmam..”

Binbaşı Mithat Dunca 17 Mart 2018 Cumartesi günü şehit düştü...

Ailesine bıraktığı vasiyeti aynen buydu...

Bilelim ki bu vasiyet sadece ailesine değil...
Bir millete vasiyet bu...
Bir Türkiye mektubu...

Hayatı sevmesiyle, inancıyla, Cumhuriyetine bağlılığıyla, vicdanıyla, namusuyla, ailesiyle, ailesine saygısıyla...

Bütün bir Türkiye mektubudur...

Kutuplaşmamış, bölünmemiş, böldürülmemiş, el ele, kol kola bir Türkiye vasiyetidir bu...

Bir Afrin kahramanının hepimize vasiyeti...

Bu kutsal vasiyeti yerine getirmezsek...

Yazıklar olsun bu millete...


İNSAF YAHU, HACI BEKTAŞ VELİ'NİN ÖNÜNDE BU LAFLAR
Binbaşımızın ilelebet cumhuriyet vasiyeti
HANEDAN torunu olduğunu söyleyen hanımefendinin konuştuğu yer Hacı Bektaş Veli Üniversitesi...

Neymiş...

Hanedan torunu olduğu için devlet okullarında ona kötü muamele yapılmış...

Yuh artık yahu yuh...

Yani bu ülkenin devlet okulları Cumhuriyetçiydi de, kolejleri Osmanlıcı mıydı...

Merak ettim, bu hanımefendi hangi devlet okulunda zulüm görmüş de, hangi Osmanlıcı kolej ona şefkat kollarını uzatmış...

Yani aklıma kötü şeyler gelmiyor değil hani...



SİZE NE... HOCAM SARIK DA TAKAR, İSTERSE HUNİ DE

TESADÜF ya... Suudi kadınına istediği gibi giyinme hakkının verildiği gün biz de bir rektörün içinde kalmış sarık takma tutkusunu öğrendik... Hani şu Arap şeyhi kıyafetinde fotoğrafını gördüğümüz rektör vardı ya, işte onun...

Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberinden öğreniyoruz ki hocam “Rektörlük cübbesi örnekleri ve alternatifleri arıyoruz” diyerek sosyal medya hesabından anket yaptırmış.

Kendi görüşü de şöyle:

“Rektör ve akademisyenler için kep değil, sarık daha uygundur, sayın rektör arkadaşlarıma arz ederim.”

Eh hoca talkını verince, müridi ne yapar?

Onlar da anında, hazır başlamışken, “Kravat ve yakalı gömleği de hayatımızdan çıkaralım” demişler...

Hele hele bir mürit takipçisi var ki... Oooo tut tutabilirsen... “Bir halife edasıyla duruyorsunuz hocam. Rabbim halifeliğe layık kılsın kalplerimizi” diyerek yalakalığın bile içine etmiş...

Baktım tepkiler de var...

Yahu niye tepki gösteriyorsunuz... Suudi Arabistan’da kadın çarşaf atıyor, bizdeki hoca rektör cübbesi atmış ne olur ki... Ne yani Suudi kadının açılma hakkı var da, Türk erkeğinin kapanma hakkı yok mu...

Rektör cübbesini atar, isterse yerine Suudi kadının attığı çarşafa bürünür...

Kepini atar sarık takar...

Hatta isterse huni bile takar...

Biz de hep birlikte o mahut şarkıyı söyleriz:

“Rektörün bir çiftliği var...
Çiftliğinde hunileri var...”


BU MADDELER UYGULANIRSA BEN DE AFRİN'E YERLEŞİRİM
HABERİ Yeni Şafak gazetesinde okudum. Gaziantep’te “Afrin Kurtuluş Kongresi” toplanmış. Kürt, Arap, Alevi, Ezidi 100’e yakın delege katılmış.

Yayınlanan sonuç bildirgesinde şu maddeler dikkatimi çekti:

Tüm toplumsal oluşumlar (dinsel, ırksal ve mezhepsel) saygı ile karşılanacak.

Medya özgür olacak, demokratik eylemler ve fikir özgürlüğü sağlanacak.

Eğitim, sağlık ve adalet düzenli şekilde sağlanacak.

Kadın hakları korunacak ve eşitlik sağlanacak.

Yerel emniyet güçleri hiçbir partiye mensup olmayan insanlardan oluşturulacak.

İntikam, şiddet, nefret ortadan kaldırılacak, iç ve dış barış sağlanacak.

Tüm kuruluşlar temiz ve teknokrat şekilde etkinleştirilecek.

Var ya... Afrin böyle bir yer olsun...

Bütün Ortadoğu’nun makûs talihi değişir...


HEM MİLLİ HEM AVRUPA
ANAYASA Mahkemesi’nden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Mehmet Altan ve Şahin Alpay davalarında hak ihlali olduğu kararını verdi.

Hem milli hem uluslararası bir kurum böyle diyorsa, Türkiye’ye yakışan bunun gereğini yapmaktır.

 

Haberin Devamı
 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Yazarın Tüm Yazıları