Paylaş
Dün öğleden sonra Vitali Hakko arıyor. Konuşmasına şöyle başlıyor: ‘‘Ertuğrul Bey, bir konuda sizin görüşünüzü almak istiyorum. Biz Vakko olarak gazetelere bir ilan vermek istiyoruz.’’
İlanın tepesine şöyle bir ifade koyacaklarmış:
‘‘İtalya'nın Vakko'su kimdir?’’
Kimdir?
OTOMOBİL LASTİĞİ
Versace, Armani, Zegna ve daha birçok marka.
Çarpıcı bir soru, son derece kurnazca bulunmuş bir slogan.
Bu başlığın altındaki yazıda, Vakko'nun, Atütürk, ‘‘Beyler bu şapkadır’’ dediği günden bu yana giyim sanayinde moda ürettiği anlatılacakmış.
Her ülkenin, kendi moda yaracılığını geliştirmesi gerektiği söylenecekmiş.
Evet, reklamcılık açısından son derece akıllıca bir strateji.
Vakko'nun vermeyi düşündüğü bu ilanın amacı çok açık.
‘‘İtalyan değil, Türk alın...’’
Bu basit örnek, bir Apo olayının hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor.
İtalya Başbakanı ‘‘Biz ekonomik tehditlere papuç bırakmayız’’ anlamına gelecek sözler söylüyor.
Siz ona hiç bakmayın.
Bir ülkede insanlar İtalyan malı diye otomobillerinin lastiklerini değiştirmeye başlıyorlarsa, bunun mutlaka bir sonucu olur.
Ortada 5 milyar dolarlık bir ticaret varsa ve bu ticaretin gelişme eğrisi hep yukarılara doğru gidiyorsa, bu hareketin mutlaka bir yerlerde izi kalır.
İşte onun için ben diyorum ki: ‘‘İtalya Apo'yu ülkesinde barındıramaz.’’
SOL NOSTALJİ
Turizmden yılda milyarlarca dolar para kazanan bir ülkenin güvenliğe, istikrara herkesten çok ihtiyacı vardır.
İtalya bu stresi uzun süre kaldıramaz.
Bugün değilse de, yarın, o değilse öbür gün bu beladan kurtulmanın yollarını aramaya başlar.
İtalya bu aptalca işi neden yapıyor? Bu sorunun cevabını çok aradım.
Cevabın en azından psikolojik tarafını, dün Ferai Tınç'ın yazısında buldum.
Ferai Tınç, Roma'daki 68 artığı solcuların, PKK'lılarla birlikte sokaklarda ‘‘Bella Ciao’’ şarkısını söylediklerini yazıyor.
‘‘Bella Ciao’’ bizlerin gençlik dönemlerinin en sevilen devrimci şarkılarından biriydi.
68 nostaljikleri şimdi Roma'da iktidarda.
Bir kısmı siyasette, bir kısmı entelektüel iktidarda. Bir kısmı da finans iktidarını elinde tutuyor.
Şu ana kadar uluslararası planda hiçbir önemli harekete damgasını vuramayan İtalya'nın 68 kalıntıları, şimdi kendilerine bir oyuncak buldular.
ANI TAZELEMEK
Bu yolla ‘‘anılarını tazeliyorlar’’. Kendi kendilerine, bir Jurassic Park, bir siyasi Disneyland yaratıp, orada eğleniyorlar.
Merak etmeyin, bu oyundan çabuk sıkılırlar.
Gerçekler dünyası ağır faturayı en kısa zamanda önlerine koyar.
Bu global dünyada, 60 model solculukla fiyaka yapmanın, maskeli balo düzenlemenin keyfi gelip geçicidir.
O sarhoşluk gecesi bittiğinde, 65 milyonluk koskoca bir Türkiye'nin ağırlığı lök diye midelerine oturur.
O yüzden İtalya yakın bir zamanda bu Disneyland'ı terk edip, kapıdaki tebdili kıyafet, eşofmanlı Walt Disney kuklasına, ‘‘Bella Ciao’’ derse kimse şaşırmasın.
Sonunda tarih ansiklopedileri önümüzde. Açın ‘‘İ’’ harfiyle başlayan bölümü.
İtalya hangi stresi sonuna kadar taşıyabilmiş?
Türkiye buna alışıktır. Dünyanın en belalı coğrafyasında bin yıldır hayatını sürdürüyor.
Gerekirse bir bin yıl daha sürdürür.
HADİ EYVALLAH
Ama ya İtalya?
Beş kişilik bir Kızıl Tugaylar olayına bile teslim olmuş bir İtalya'nın PKK stresini uzun süre taşıması mümkün olabilir mi?
O yüzden kısa süre içinde Apo'ya ‘‘Bella Ciao’’ deyip, bir eyvallah çekecektir.
Paylaş